Bir günde üç tane kadının vahşice öldürüldüğü oldu.
Ve üç günde 7 kadının öldürüldüğü.
Yılın 9 'cu ayında kadın cinayetlerinin yüzlerceye ulaştığı.
Hepsi onu öldüreceğini alalen söyleyen, defalarca kez onu tehdit eden, taciz eden, döven, yaralayan hakkında bir çok kez şikayetçi olduğu ama uzaklaştırma gibi basit kararlar verilen koca, sevgili vs tarafından oldu.
Geride bir ömür boyu ruhları kanayacak, hep korku ve nefret dolu,
özgüveni asla iyileşmeyecek, ruhu yaralı çocuklar, aileler bıraktılar.
Ya koca, ya sevgili, ya baba yada
Bir sapık tarafından öldürüldüler.
Ve her cinayetin ardından,
Katillerine ödül gibi cezalar verildi.
Ne haykırışlarımız, ne protestolarımız,
Ne açtığımız davalar işe yaramadı, ve adil cezalarla sonuçlanmadı.
Çürümüş, küflenmiş bu düzen Kadınları her geçen gün sosyal hayattan,
iş ve eğitim hayatından uzaklaştırmaya çalışıyor ve nispeten başarılı da oluyor.
Laiklik;
Anti-laik sisteme hızla evrilirken
Kadınların var oluşundan kaynaklı insani yaşam hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı, evlenme veya evlenmeme hakkı, doğurma yada
Kürtaj hakkı ve hatta konuşma, gülme, istediği gibi giyinebilme, istediği saatte sokakta gezebilme
Onları eve mahkum etmek ve bunu onları koruyormuş gibi yaparak,
Özgürlüklerini ellerinden alarak bambaşka bir gerici düzeni yaşamlarımıza kendiğinden empoze ediyorlar, biz farkında olmadan.
Her yıl yüzlerce kadın,
Çalıştırılması suç olan çocuk işçi, genç işçi,
Yaşı 80 i geçmiş yaşlı işçi iş kazalarında ölüyor.
Ve ardından adalet hiç biri için işlemiyor.
"Ölen ölür
Kalan sağlar bizimdir"
Deyip hayatımızı çalanlara boyun eğip,
emeğinden başka hiçbir şeyi olmayan, sefalete mahkum edilmiş yoksul halk her şeye susup, kabullenip
Yaşamaya çalışıyor.
Sokak ortasında, parklarda madde kullandığı için kıvranarak, titreyerek sızıp kalan, can veren
Gencecik insanlar için de gerekli önlem alınıp, onları hayata kazandırmak, iyileştirmek için hiçbir çaba gösterilmiyor.
Gencecik hayatlar en çok kendilerine,
Ama aile ve çevrelerine de zarar vererek tükenip gidiyor.
Eğitim yeterli ve doğru olmayınca
Bilim ve Kültür de gelişemiyor, bunlar gelişmeyince beyinlerde gelişemiyor.
Ahlakın din'den önemli olduğunu bilmeyen bir toplum, toplum olmayı da başaramıyor.
Ve Kabile gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Her yeri örümcek ağı gibi tarikatlar sarmış, oraya sıkıştırılmış
Cennet düşüyle tüketiliyor hayatlar.
Toplumda oluşan bu çürümüş düzen, erkeğin yaptığı her şeyi hoş görürken, kadınları bir çöp poşeti kadar değersiz hale getiriyor.
Kadınlar, hayatta kalmaya çabalarken yapayalnız, güvensiz, boşlukta kalıyor.
Türkiye Komünist Partisi
kadınlarının oluşturduğu kadınların güvenle örgütlenebileceği
"Kadın Dayanışma Komitelerini" kurdu (KDK)
Ben de oraya dahil oldum, artık yalnız olmadığımı, biliyorum.
Yüzlerce kadının olduğunu ve bizim için gözünü kırpmadan sonuna kadar çabalayacak avukatlarımız olduğunu biliyorum."
Gönüllü Avukatların destek verdiği bu
Kadın dayanışma komiteleri her şehirde var, araştırın, bulun katılın.
Kadınlar unutmayın;
Yalnız kaldıkça, korkmaya, ölmeye, eve mahkum olmaya devam edeceğiz,
Yalnız değilsiniz, yalnız değiliz.
Kadın dayanışma komitelerine
Ulaşın.
Ve kadınlar kendinize gelin,
Kadın olmadan hiçbir şey tamam olmaz.
Kadınlar her şeyi değiştirebilecek güçtedir üstelik zarafetle.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yıldız ZWEZDA
Kısır döngü.
Kısır bir döngüde sıkışıp kaldık.
Öfkeli kavgalar, bol küfürlü,
Tehditkar konuşmalar ve
sayısız kan dökme haberleriyle geliyor
Her yeni gün.
Ölüm haberlerinde listenin en üstü sabit
Kadın cinayetleri.
Bir günde üç tane kadının vahşice öldürüldüğü oldu.
Ve üç günde 7 kadının öldürüldüğü.
Yılın 9 'cu ayında kadın cinayetlerinin yüzlerceye ulaştığı.
Hepsi onu öldüreceğini alalen söyleyen, defalarca kez onu tehdit eden, taciz eden, döven, yaralayan hakkında bir çok kez şikayetçi olduğu ama uzaklaştırma gibi basit kararlar verilen koca, sevgili vs tarafından oldu.
Geride bir ömür boyu ruhları kanayacak, hep korku ve nefret dolu,
özgüveni asla iyileşmeyecek, ruhu yaralı çocuklar, aileler bıraktılar.
Ya koca, ya sevgili, ya baba yada
Bir sapık tarafından öldürüldüler.
Ve her cinayetin ardından,
Katillerine ödül gibi cezalar verildi.
Ne haykırışlarımız, ne protestolarımız,
Ne açtığımız davalar işe yaramadı, ve adil cezalarla sonuçlanmadı.
Çürümüş, küflenmiş bu düzen Kadınları her geçen gün sosyal hayattan,
iş ve eğitim hayatından uzaklaştırmaya çalışıyor ve nispeten başarılı da oluyor.
Laiklik;
Anti-laik sisteme hızla evrilirken
Kadınların var oluşundan kaynaklı insani yaşam hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı, evlenme veya evlenmeme hakkı, doğurma yada
Kürtaj hakkı ve hatta konuşma, gülme, istediği gibi giyinebilme, istediği saatte sokakta gezebilme
Hakkını kısıtlayıp
evlere kapatarak güvende olacaklarına inandırmaya çalışıyorlar.
Onları eve mahkum etmek ve bunu onları koruyormuş gibi yaparak,
Özgürlüklerini ellerinden alarak bambaşka bir gerici düzeni yaşamlarımıza kendiğinden empoze ediyorlar, biz farkında olmadan.
Her yıl yüzlerce kadın,
Çalıştırılması suç olan çocuk işçi, genç işçi,
Yaşı 80 i geçmiş yaşlı işçi iş kazalarında ölüyor.
Ve ardından adalet hiç biri için işlemiyor.
"Ölen ölür
Kalan sağlar bizimdir"
Deyip hayatımızı çalanlara boyun eğip,
emeğinden başka hiçbir şeyi olmayan, sefalete mahkum edilmiş yoksul halk her şeye susup, kabullenip
Yaşamaya çalışıyor.
Sokak ortasında, parklarda madde kullandığı için kıvranarak, titreyerek sızıp kalan, can veren
Gencecik insanlar için de gerekli önlem alınıp, onları hayata kazandırmak, iyileştirmek için hiçbir çaba gösterilmiyor.
Gencecik hayatlar en çok kendilerine,
Ama aile ve çevrelerine de zarar vererek tükenip gidiyor.
Eğitim yeterli ve doğru olmayınca
Bilim ve Kültür de gelişemiyor, bunlar gelişmeyince beyinlerde gelişemiyor.
Ahlakın din'den önemli olduğunu bilmeyen bir toplum, toplum olmayı da başaramıyor.
Ve Kabile gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Her yeri örümcek ağı gibi tarikatlar sarmış, oraya sıkıştırılmış
Cennet düşüyle tüketiliyor hayatlar.
Toplumda oluşan bu çürümüş düzen, erkeğin yaptığı her şeyi hoş görürken, kadınları bir çöp poşeti kadar değersiz hale getiriyor.
Kadınlar, hayatta kalmaya çabalarken yapayalnız, güvensiz, boşlukta kalıyor.
Türkiye Komünist Partisi
kadınlarının oluşturduğu kadınların güvenle örgütlenebileceği
"Kadın Dayanışma Komitelerini" kurdu (KDK)
Ben de oraya dahil oldum, artık yalnız olmadığımı, biliyorum.
Yüzlerce kadının olduğunu ve bizim için gözünü kırpmadan sonuna kadar çabalayacak avukatlarımız olduğunu biliyorum."
Gönüllü Avukatların destek verdiği bu
Kadın dayanışma komiteleri her şehirde var, araştırın, bulun katılın.
Kadınlar unutmayın;
Yalnız kaldıkça, korkmaya, ölmeye, eve mahkum olmaya devam edeceğiz,
Yalnız değilsiniz, yalnız değiliz.
Kadın dayanışma komitelerine
Ulaşın.
Ve kadınlar kendinize gelin,
Kadın olmadan hiçbir şey tamam olmaz.
Kadınlar her şeyi değiştirebilecek güçtedir üstelik zarafetle.