TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Esad gitti - Misafirlik bitti

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2025 14:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2025 14:57

Yıl 29 Mayıs 1989 T. Özal’ın başbakanlığında ki ANAP iktidarda, Bulgaristan’da yaşayan kardeşlerimize, soydaşlarımıza önce isimleri değiştirilerek bir asimilasyon politikası başlar bunun üzerine Özal birazda iç politikaya malzeme yapmak amacıyla 300-350 bin civarında olan bu kardeşlerimize kapıları açar hepiniz gelin hatta T. Jivkov’da gelebilir diyor ve göç başlıyor.

Ayni yıl Refah partisinin İstanbul Beyoğlu bld. bşk. adayı olan R.T.Erdoğan Mart ayında seçimleri kaybeder ama partisindeki görevine devam eder ve kardeşlerimizin Bulgaristan’dan zorunlu göçü için bakın neler söyler o yıllarda zamanın başbakanı Turgut Özal’a .

Ahmet, Mehmet asgari ücrete talim ediyor, kadınını kızını satıyor, çalıştırıyor, bunlara çözüm bulamamışken gelin diyorsun, kim geldi casus mu belli değil bunları nereye yerleştireceksin, bunların içinde 5 bin casus var, bu nasıl devlet anlayışı.

Sevgili okurlar bakın burası çok önemli benim gerçek kardeşim ve soydaşlarım için ki sayı 300-350 bin kişi için söylediklerine bakın ve din ortaklığımız dışında hiçbir bağımız olmayan 5-6 milyon civarında olduğu söylenen tam bir kara cahil Suriyelileri ülkemize doldurana bakın., ben burada tabi ki art niyet ararım bu Suriyelilerin içinde binlerce terör örgütü üyesi yok muydu, ceza evlerimizde binlercesi yatıyor. Sn. Erdoğan’ın ağzından üzülerek söylüyorum Türk kelimesi bu güne kadar çıkmamıştır hep Türkiyeli demiştir. Erdoğan Gürcü başbakana ziyareti sırasında bende Gürcü yüm ailem Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir eşimde Arap’tır demiştir. Şunu çok açık ve net bir şekilde söyleyeyim Erdoğan’ın soyunu, sopunu araştırmak onlardan sonuç çıkarmaya çalışmak, bunları siyasi amaçla kullanmak bizim yapımızdaki insanların aklından bile geçmez, kimsenin de geçmemeli. Falanca Ermeni’dir, filanca Rum’dur, Yahudi’dir veya ateisttir geçin bunları herkesin bir kökeni var, biz insanları dini, ırkı, dili ve kökenine göre değil ülkemize yaptıkları veya yapamadıkları hizmetlere göre değerlendiririz.

Dünyanın gelişmiş ülkeleri bu konuları çoktan aşmış mesela güneşin batmadığı ülke İngiltere’nin başbakanı Rishi Sunak Hint kökenli, yine İskoçya’nın başbakanı Hamza Yusuf Pakistan asıllı hem de Müslüman birisi düşünebiliyor musunuz.

Sıkıntı şurada Bulgaristan’dan zorunlu göçle gelen vatandaşlarımız Avrupa kültürü içinde yetişmiş, Laik ve batı kültürünü benimsemişlerdi, cahil değillerdi kadını erkeği hemen hepsi ama sanayi ama zirai, sağlık, konularında eğitimli insanlardı ve ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar koydular, kimseye yük olmadılar. Örnek vermek gerekirse bu gün makine sanayinde dünya markası olmuş Bursa firmalarından Baykal, Durmazlar, Coşkun öz, Ermaksan, Şahinler, Akyapak , tekstilde ise Sönmez ve Çağlar başta olmak üzere yüzlercesi bu bölgelerden gelen- göçmen kardeşlerimize aittir, bünyelerinde binlerce insanı istihdam ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Peki, Suriye, Afgan, Pakistan gibi ülkelerden getirilenler laiklikten çok uzak ve tek adam yönetiminin olduğu ülkelerden getirildi hepsi de kara cahil, eğitimli olanları da uyanık Avrupalılar kaptı, belli bir para karşılığı da bu cahilleri bizim sınırlarımız içinde tutuyorlar.

Bu kardeşlerimiz daha önceki yıllarda o ülkeden Ana yurdumuza gelen akrabalarının bulunduğu yerlere gittiler haklı olarak, bizlerde 1892 Osmanlı Rus harbinden yenik çıkınca 13 hane olarak Filibe’ye bağlı Üstina’dan gelip Kestel’e yerleşmişiz 1937 lerde de anne tarafım Çinçe sülalesi de ayni yerden gelmişler, bu anavatana dönüş 1950 li yıllarda da devam etmiştir,

Sevgili dostlar Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Karadağ, Bosna Hersek Romanya’da bulunan Türkler bizim öz be öz kan kardeşlerimizdir Osmanlı bu bölgeleri fethettiğinde oraları Türkleştirmek için Anadolu dan Konya ve Karaman civarından götürülüp yerleştirilmiştir, bunların dışında Suriye ve kuzey Irak’ta, İran’da yaşayan Türkmenler ve Aleviler ’de bizim öz be öz kardeşlerimizdir. Kafkaslardaki ve orta Asya daki soydaşlarımızı, kardeşlerimizi burada yazmaya gerek bile duymuyorum.

Peki, Suriyelilerle ne bağımız var dersek Osmanlı 400 yıldan fazla bir dönem Fas’a kadar bu bölgeleri işgal etmiş ayni dini birlikte yaşamışız, yani dindaşlık dışında hiçbir bağımız yoktur çünkü onlar Arap’tır, Suriyeliler asla bizim kardeşimiz falan değildir, olamaz ama yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle insani olarak sahip çıkılmıştır.

Şunu kimse unutmasın Balkanlardan gelen göçmenler olarak yaşadığımız baskılar sonucu bizler vatanımıza geri döndük iyide bizim ülkemiz Suriye’lilerin vatanı değil asla da olmayacak o nedenle şartlar tam olarak düzeldiğinde ülkelerine dönmeleri gerekiyor, ülke insanımızın refahı için harcanması gereken paralar maalesef onlara harcandı, sağlıkta sıra beklemediler, üniversitelere imtihansız girdiler, belli bir maaş aldılar daha neler neler, kiralar arttı, enflasyon yükseldi, her ailede 4-5 çocuk düşünün 20 yıl sonra tam bir bekaa sorunu bu.

Bu nedenle sıkıntı diktatör Esat’tı madem Esat gitti, misafirlik bitti.

KAPILARIMIZ SURİYELİ VE AFGANLARA NEDEN AÇIK

1970 Li yıllarda Anadolu’nun muhafazakar köylerinden, kasabalarından ve şehirlerinden İstanbul’a yoğun bir göç yaşandı, bu sayede İstanbul’da muhafazakar bir çoğunluk oluştu, Erdoğanı’ın 27 mart 1994 İstanbul Belediye seçimlerini kazanmasının 1. nedeni budur. 2, nedeni ise tüm ısrarlara rağmen DSP’yi kuran Ecevit’in SHP adayı Z. Livaneli’ne karşı aday çıkarması idi. Bu seçimlerde RP adayı Erdoğan % 25 oy alırken SHP adayı Z. Llivaneli % 20, DSP adayı N. Özkan ise % 12 oy alıyor ve sol oylar Ecevit sayesinde bölünüyor aradan Erdoğan % 25 le çıkıyordu.

İstanbul’a Anadolu’dan gelen bu muhafazakârların çocukları büyük şehirde cami cemaati ne katılmadı, şeriatçı olmadılar aksine dinden uzaklaştılar, gençler arasında dinsizlik çığ gibi büyümeye başladı, bunu önlemek için ne yapmak gerekiyordu bir Akp m. vekilinin dediği gibi ülkeyi biraz Araplaştıracağız yoksa 2050 lerde muhafazakârlık din ve kitap üzerinden oy toplama devride kapanmış olacaktı, cemaat ve tarikatlar mürid bulmakta zorlanacaktı bir başka deyişle yok olup gideceklerdi.

Bunun farkına vardıkları için bu muhafazakâr, şeriatçı tiplere kapılarımızı sonuna kadar açtık, Balkan Türkleri bu profilin içine girmiyordu.

Asgari ücret ve emekli maaşları Erdoğan’ın deyimiyle hayırlı uğurlu olsun, bilhassa başka geliri olmayıp kirada olan emekli kardeşlerimiz şimdiden mezar yerlerini hazır etsinler, bu maaşlarla 10 gün bile geçinemezler ha bu miktarlar bunları belirleyenlerin sabah kahvaltısına bile yetmez, bu kadar düşük maaş almamız için büyük mücadele vererek uydurma rakamları belirleyen TÜİK ‘ in sevgili yöneticileri sizlerin de çocukları var acaba rahat uyuyabiliyor musunuz % 80 lerin üzerinde olan enflasyonu % 43 lerde göstererek, böyle emir alıyoruz deme şansınız yok eğer bir damla inancınız varsa, emekliler bu anlayışa tam bir yük, yıllarımızı verdik bu ülke için, bu nedenle asla hakkımızı helal etmiyoruz.

Kalın sağlıcakla

Osman Fahri Ünal


Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.