Uzun zamandır içimden yazmak gelmiyordu. Elim tuşlara bir türlü gitmiyor, erteleme hastası gibi davranıyordum, aslında benim bildiğim tek tedavi şekli yazmaktı. Ancak içinde bulunduğumuz durumu anlatacak cümleler kurmak gerçekten çok zormuş. Özellikle Apo'nun meclise ne zaman geleceği tüm yurtta beklenirken, oluşacak bir kaosun sonuçlarının neler doğuracağını kestirmek, benim içinde gerçekten katlanılmaz bir vaziyetteydi.

PKK'nın tarihinden bir çok yazımda bahsetmiştim. ABD destekli tamamen bizi kontrol etmek için güçlendirilen bir terör örgütü... Aslında Kürt halkıyla uzaktan yakından alakası olmayan ancak her defasında bir Kürt sorunu varmış gibi ortaya çıkan, bebekleri dahi katledip, gözdağı politikası izleyen, American artığı bir çapulcu sürüsü.. Doğu bölgemizde hiç birşeyin gelişmesini istemeyen, eğitmen, öğretmen ve sağlık çalışanlarını hedef alarak hizmet engeli sağlamaya çalışan, dış ülkelere bağımlı karakteri olmayan, sözde insan görünümlü mahluklar..

Ülkede can güvenliği sorununu yıllarca dile getirip, Kürt halkını kullanan bu örgüte cevap vermek aslında çok basit. Ülkemizde bulunan Kürt nüfusun %80 i Batı bölgelerinde rahat ve huzur içinde yaşarken, doğu bölgelerimizde batıdan gelip yerleşen kişi oranı, sadece %2 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da gösteriyor ki Kürt sorunu diye birsey sadece safsatadan ibarettir. Hatta ve hatta ülkenin doğu bölgelerinde Türk sorunu olduğu çok açık.. Hiçbir kamu çalışanı, Doktor, Öğretmen, Subay ve memur doğu bölgelerine haklı olarak gitmek istemiyor. Ölüm korkusu bundan yıllar önce bu bölgelerde oluşturulmuştu. Amaç belli, yön belli, hedef belliydi. Oysa ki hangi Kürt vatandaşımızın İstanbul'da İzmir'de Ankara'da can güvenliği tehlikede ! Hiçbirinin böyle bir sorunu asla olmadı. Bir çok meslek kolunun Kürt vatandaşlarımızın elinde olmasıda cabası...

Bir Amerikan projesi ve onun yarattığı terör örgütüne 40 bin şehit veren bir ülke vatandaşı olarak oluşan yeni siyaseti kabul etmem mümkün değildir. Kürtler bu ülkenin vatandaşıdır, Laz, Çerkez, Tatar, vs ne ise Kürtler de aynı haklara sahiptir. PKK ise eli kanlı canilerin,katillerin oluşumudur. Tek amaç ülkeyi bölebilmektir.

Amerikan emperyalizmi aslında çok eskiden tohumlarını güzel ülkemin içine bırakmıştı. Menderes hükümetiyle başlayan yakınlaşma 68 kuşağı diye bildiğimiz sol kesimi bitirene kadar hız kesmedi. Bunun içinde ülke içinde dindar kesimi seçtiler. Ve çeşitli örgütler kurdurdular. Bu örgütlerden birinin isminide Milli Türk Talebe birliği koydular.

Yersen...

Çok güzelde yedik. Bir tarafta 68 kuşağı Nazım'ın çocukları, bir tarafta Milli Talebe birliği Necip Fazıl'ın.. "Amerika'yı sevmeyen komünisttir "diyen bu gurup elemanları kimler mi ? Yıllar sonra devletin her kademesine gelen tanınmış kişiler. Bu kişilerin isimleri sosyal medyada tek tek belirtiliyor. Kendilerine göre haklı bir mücadele verdiklerini düşünselerde günümüzde ne kadar yanlış tarafta olduklarını halen anlamamış olmaları imkansızdır. Bazıları anladı ve siyasetten çekildi. Diğerleri halen suyun kaynağını bulamıyor. Yada rahatlıklarından dolayı bulmak istemiyorlar. Oysa ampullerin kontrolu her zaman "vavien"dedir. Sam Amca , United States veya benim tabirimle vavien .. işte size emperyalist güç Amerika.. Bizimkilerde bu gücü kullanıp bir çok şeyi görmezden gelerek keyfi sefalarını sürdürmeye devam ettiler. 1990 ve 2000 yılların başında bunlara ek olarak dahada dindar bir piyon bulundu.

Fethullah Gülen..

Mükemmel bir göz boyama taktiğiyle ülkede yıllarca gizli hüküm sürdü. Arkasına büyük Amerikan politikası ve yardımıyla hareket etti. Ülke terörünün baş mimarlarından biri oldu. PKK ve FETÖ'nun ortak bir çok noktası var, ancak en dikkat çekici olanı ikisininde Papa ile olan vazifiyetleri.. Papa 'nın gücüne inanıp aralarını her daim iyi tutmak istemişler ve bundan güç almışlardır. Said Nursi'den sonra bu yolu seçen işte bu iki terörist guruptur.

Terör sorunu çözülmeli mi ?

Tabii ki çözülmeli ! Ancak bunun yolu bu şekilde olmamalıydı. Şayet Apo ve eli kanlı katillere özgürlük verilirse bu ülkede güven ve güvenlik zafiyeti doğacaktır.

Umut hakkı yürüyüşüne değinmek bile istemiyorum. Bu ülkede subaylar görevden uzaklaştırılırken eli kanlı teröristler elini kolunu sallaya sallaya geziyorsa durum çok vahim demektir. Bunun bir Amerikan isteği olduğu o kadar açık ki, çocuk olsan anlarsın. Bir kere kolunu kaptırmaya gör. İşte başına neler geliyor hep beraber şahit oluyoruz.

Bugünkü yazımıza 68.kuşağının hafızalara kazınmış bir sözüyle nokta koyalım. Belki birileri gerçekten bunun ne demek olduğunu anlayabilir.

Go home Amerika !....

Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.