Kurtuluş Savaşı'nda halkın gösterdiği kahramanca mücadeleden dolayı TBMM Meclisi tarafından
"Gazi"lik unvanı verilen Gaziantep'in ilk isminin "Hantap" olduğu söylenmektedir. Hititlerce kurulan
Hantap şehri, Hz. Ömer döneminde feth edildikten sonra ismi pınar şehri manasına gelen "Ayntab"
olarak değişmiştir. Türkler bölgeye yerleşince şehre Antep ismini vermişlerdir. Kurtuluş Savaşı'nda
halkın gösterdiği kahramanca mücadele ile TBMM tarafından "Gazi" unvanı verilen şehrin ismi
Gaziantep olmuştur.
Kayseri: Roma İmparatoru'nun unvanı, Kaisareia'dan gelmiştir. Kayseri'nin kuruluş tarihi milattan
önceki döneme yatmaktadır. Bu şehre ilk defa Kanisti adı verilmiştir. Asurluların da bölgeye
yerleşmesiyle şehrin adı Mazaka olmuştur. Mazus kelimesinin Frig dilindeki Zeus'tan geldiği
düşünülmektedir. O dönemde bulunan paralardan yola çıkarak da Mazus kelimenin bu anlamla işaret
ettiği ortaya çıkmıştır. Kayseri isminin kökeni ise MS 17. yüzyıla dayanmaktadır. Dönemin Kapodakya
Kralı Roma İmporaratoru onurlandırılmak için unvanı "Kaisareia" şehre verilmiştir. Bölgede diğer
uygarlıklarında varolmasıyla Kaisareia ismi söylene söylene günümüze Kayseri olarak gelmiştir. Ek
olarak bir başka rivayete göre şehrin isminin Roma İmparatoru Sezar'ın Şehri anlamına gelen
"Caesarea"nın Türkçeleşmiş hali olduğu düşünülmektedir.
Sivas: "Sebaste(Augustus Şehri)"den geldiği düşünülüyor. Sivas'ta yaşayan her uygarlık hemen hemen
şehri farklı şekilde isimlendirmiştir. Bunlardan bazıları; Sebaste, Sipas, Megalopolis, Kabira'dır.
Günümüzde kullanılan Sivas isminin kökeni hakkında farklı iddialar bulunmaktadır. Bu iddialar
arasında halk arasında en popüleri "Sebaste" (Augustus Şehri)'dir. Romalılar tarafından ele
geçirildikten sonra Pontus kralına bırakılan şehrin ismini Pontus Kralı Polemon'un eşi Pitodori'nin
verdiği rivayet edilmektedir. Bu rivayete göre Pitodori, Roma Kralı Augustus'u onurlandırmak için
şehre onun ismi "Augustus Şehri" Yunanca anlamıyla "Sebaste" adını vermiştir. Sebastian kelimesinin
de Sivaslı anlamına geldiği iddia edilmektedir. Sebaste ismiyse zamanla söylene söylene Sivas'a
dönüşmüştür. Sebastian ismiyle de bağlantısı vardır.
Dıyarbakır: Amed. Tarihin en eski şehirlerinden biri olan Diyarbakır, Dicle havzasının yukarı
kesiminde, Nehir'in sağ yakasında denizden 650 metre yükseklikte bir platoda, önemli ticaret ve
ulaşım yolları kavşağında kurulmuştur. Dünyanın ikinci büyük Kalesi'nin bir kısmının milâttan önce
dördüncü yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Şehrin ismine gelince farklı rivayetlerde Amidi veya Amedi
olarak kullanıldığı gerçeğidir. Osmanlı döneminde Diyarbakır genelde Amida veya Kara Amid olarak
anılırken beyler beyliği döneminde bu bölge Diyar Bakr veya Diyar-ı Bekr ismiyle anılmıştır
VII. YY. kaynaklarda geçtiği tesbit edilen Diyar-ı Bekır ismi ise Osmanlı hakimiyeti Diyarbekir şeklini
alarak Amid şehri ve sancağı merkez olmak üzere teşkil edilen beyler beyliğinin adı olmuştur. Asur
hükümdarı Adad-Nirari I (M. Ö. 1320-1281)'den kalma bir kılıç kazasında yazılı olan Amidi veya Amedi
yine aynı ad, M. Ö. 800, 762, 726 ve 705 yıllarında kullanıldığı kabul edilmektedir.
Romalılar zamanında 349 yılında yapılan onarımda şehre “Augusta” ismi verilmişse de tutulmamış ve
kısa bir sürede unutulmuş tekrar Amidi diye anılmıştır. Hafid Efendi, (Diyarbekir) adının
“Darabkerd”ten geldiğini söyler. Cebrail Aydın’a göre “Diyarbekir”adı, Urfa kralı “Bukro”nun ismine
izafeten “Diyar-i Bukro” olduğunu söyler. Son.
Yazar arkadaşım Saygı Öztürk’ün 2021 yılında Doğan Kitaptan çıkan ‘’ Vali Bey’’ Adlı kitabını
öneriyorum. Saygımla.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Harun Hüsam KURT
Türkiye'deki Bazı Şehir İsimlerinin aslı..2
Gaziantep: Pınar şehri
Kurtuluş Savaşı'nda halkın gösterdiği kahramanca mücadeleden dolayı TBMM Meclisi tarafından
"Gazi"lik unvanı verilen Gaziantep'in ilk isminin "Hantap" olduğu söylenmektedir. Hititlerce kurulan
Hantap şehri, Hz. Ömer döneminde feth edildikten sonra ismi pınar şehri manasına gelen "Ayntab"
olarak değişmiştir. Türkler bölgeye yerleşince şehre Antep ismini vermişlerdir. Kurtuluş Savaşı'nda
halkın gösterdiği kahramanca mücadele ile TBMM tarafından "Gazi" unvanı verilen şehrin ismi
Gaziantep olmuştur.
Kayseri: Roma İmparatoru'nun unvanı, Kaisareia'dan gelmiştir. Kayseri'nin kuruluş tarihi milattan
önceki döneme yatmaktadır. Bu şehre ilk defa Kanisti adı verilmiştir. Asurluların da bölgeye
yerleşmesiyle şehrin adı Mazaka olmuştur. Mazus kelimesinin Frig dilindeki Zeus'tan geldiği
düşünülmektedir. O dönemde bulunan paralardan yola çıkarak da Mazus kelimenin bu anlamla işaret
ettiği ortaya çıkmıştır. Kayseri isminin kökeni ise MS 17. yüzyıla dayanmaktadır. Dönemin Kapodakya
Kralı Roma İmporaratoru onurlandırılmak için unvanı "Kaisareia" şehre verilmiştir. Bölgede diğer
uygarlıklarında varolmasıyla Kaisareia ismi söylene söylene günümüze Kayseri olarak gelmiştir. Ek
olarak bir başka rivayete göre şehrin isminin Roma İmparatoru Sezar'ın Şehri anlamına gelen
"Caesarea"nın Türkçeleşmiş hali olduğu düşünülmektedir.
Sivas: "Sebaste(Augustus Şehri)"den geldiği düşünülüyor. Sivas'ta yaşayan her uygarlık hemen hemen
şehri farklı şekilde isimlendirmiştir. Bunlardan bazıları; Sebaste, Sipas, Megalopolis, Kabira'dır.
Günümüzde kullanılan Sivas isminin kökeni hakkında farklı iddialar bulunmaktadır. Bu iddialar
arasında halk arasında en popüleri "Sebaste" (Augustus Şehri)'dir. Romalılar tarafından ele
geçirildikten sonra Pontus kralına bırakılan şehrin ismini Pontus Kralı Polemon'un eşi Pitodori'nin
verdiği rivayet edilmektedir. Bu rivayete göre Pitodori, Roma Kralı Augustus'u onurlandırmak için
şehre onun ismi "Augustus Şehri" Yunanca anlamıyla "Sebaste" adını vermiştir. Sebastian kelimesinin
de Sivaslı anlamına geldiği iddia edilmektedir. Sebaste ismiyse zamanla söylene söylene Sivas'a
dönüşmüştür. Sebastian ismiyle de bağlantısı vardır.
Dıyarbakır: Amed. Tarihin en eski şehirlerinden biri olan Diyarbakır, Dicle havzasının yukarı
kesiminde, Nehir'in sağ yakasında denizden 650 metre yükseklikte bir platoda, önemli ticaret ve
ulaşım yolları kavşağında kurulmuştur. Dünyanın ikinci büyük Kalesi'nin bir kısmının milâttan önce
dördüncü yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Şehrin ismine gelince farklı rivayetlerde Amidi veya Amedi
olarak kullanıldığı gerçeğidir. Osmanlı döneminde Diyarbakır genelde Amida veya Kara Amid olarak
anılırken beyler beyliği döneminde bu bölge Diyar Bakr veya Diyar-ı Bekr ismiyle anılmıştır
VII. YY. kaynaklarda geçtiği tesbit edilen Diyar-ı Bekır ismi ise Osmanlı hakimiyeti Diyarbekir şeklini
alarak Amid şehri ve sancağı merkez olmak üzere teşkil edilen beyler beyliğinin adı olmuştur. Asur
hükümdarı Adad-Nirari I (M. Ö. 1320-1281)'den kalma bir kılıç kazasında yazılı olan Amidi veya Amedi
yine aynı ad, M. Ö. 800, 762, 726 ve 705 yıllarında kullanıldığı kabul edilmektedir.
Romalılar zamanında 349 yılında yapılan onarımda şehre “Augusta” ismi verilmişse de tutulmamış ve
kısa bir sürede unutulmuş tekrar Amidi diye anılmıştır. Hafid Efendi, (Diyarbekir) adının
“Darabkerd”ten geldiğini söyler. Cebrail Aydın’a göre “Diyarbekir”adı, Urfa kralı “Bukro”nun ismine
izafeten “Diyar-i Bukro” olduğunu söyler. Son.
Yazar arkadaşım Saygı Öztürk’ün 2021 yılında Doğan Kitaptan çıkan ‘’ Vali Bey’’ Adlı kitabını
öneriyorum. Saygımla.