En Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki' nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi-2
Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2025 00:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.10.2025 00:55
Maksim Gorki edebiyattan para kazanana kadar iş için çok değişik yerlere gider. Volga nehrinde yolcu taşıyan bir gemide bulaşıkçılık yapmaya başlar. geminin kaptanı Gorki'ye okuması için kitaplar verir. bu kitaplar Gorki'nin çok ilgisini çeker ve kendi başına ısrarla, inatla okuma yazma öğrenmek için çalışır. ve çok kısa bir zaman içinde yaşamının en büyük tutkusu haline gelen okuma yazmayı öğrenir. artık bütün parasını kitaplara yatırmaya başlar. Gorki üniversite öğrenimi için Kazan'a gelir ve ilk gençliği burada geçer. düşündüğü gibi Kazan'da Üniversite'ye giremez ama burada ilk defa devrimci düşüncelerle tanışır Maksim Gorki, üniversiteye giremeyince kendi kendisini yetiştirmeye karar verir. Eline geçen her kitabı okumaya başlar ve kitaplar Gorki için yaşama tutunacak bir dal olur. sımsıkı sarılır bu dala ve birçok konuda bilgi sahibi olur ama sistemli ve programlı kitap okumadığı için öğrendiği bilgiler dağınık ve birbirinden kopuktur. Gorki'nin en büyük şansı Kazan'da ilk çalışmaya başladığı yer olan fırının Marksist yayınlarla dolu bir kütüphaneye benzemesidir. o dönemin çarlık Rusyası'nda fırınlar Marksist klasikler ve yasak kitaplarla dolup taşan siyasi eğitim yerleridir. diğer yandan kazan şehri devrimci hareketin en yoğun olduğu yerlerden biridir. dolayısıyla fırında çalışmak maksim Gorki için hem bir ekmek kapısı, hem de devrimci düşüncelerini geliştirme, siyasi eğitimini ileriye taşıma devrimci hareketleri tanıma, eylemlere katılma zemini yaratır. tüm bunlardan dolayı Gorki'nin yaşamında fırınların ve ekmek işçiliğinin çok özel ayrı bir yeri vardır. nitekim ekmek işçileri isimli romanında da Kazan'da ilk çalıştığı fırınlardan birini anlatacaktır.
Rusya'daki işçi sınıfının acı ve sıkıntılarla dolu yaşam koşulları Gorki'nin de yaşamının özetidir. Buna dair maksim Gorki; "insanı yaratanın ‘çevresine karşı direnç' olduğunu çok küçük yaşta anladım" derken, zulme karşı boyun eğmeden, dimdik durmanın, kendine güven ve haklılığına inanmakla olacağını anlatır. elbette ki bu sözleri intihar girişiminden sonra daha sağlıklı düşünerek çıkardığı sonuçlar üzerinden söyler. ve soluk alıp verdiği her günü sıkıntılar, acılar, tehlikelerle dolu olsa da sorunları güçlü iradesiyle aşmayı, onları doğru yöntemlerle çözmeyi öğrenir. çarlık Rusyası'nda 1891'lerde korkunç bir kıtlık başlar. var olan açlık, yoksulluk, sefalet en son sınırına dayanır ve derinleşir. bu kıtlık yıllarında maksim Gorki de açlık çeken halkla birlikte kırım, Kafkasya ve Ukrayna'ya gider. işte bu zorlu, acımasız ve ağır koşullar Gorki'nin, sömürü düzenine karşı olan öfkesini büyütür ve mücadele etme azmini güçlendirir. 20. yüzyıla gelindiğinde maksim Gorki, ard arda yeni öyküler yazmaya başlar. Bu dönem çarlık rusyası'nda kapitalizmin gelişmesi ve halkın yaşamının daha da zorlaşması gorki'nin öykülerinin temel konusu olur. ilk romanı foma, devamında gordayev, onlardan üçü, itiraf, Okurov kenti ve Matvey Kojemyakin 1899'da yazdığı eserler arasındadır. maksim Gorki 20. yüzyılı şu sözlerle selamlar; "yeni yüzyıla güçlü, sağlıklı, neşeli insanlar arasında, en güzel biçimde merhaba dedim." 19. yüzyılın sonunda avrupa'da patlak veren sanayi krizi, kısa sürede rusya'yı da kapsayacaktır. kriz yıllarında (1901- 1903) 100.000'den fazla işçi sokağa atılır, 3000 büyük ve küçük işletme kapatılır, işçilerin ücretleri indirilir… sanayi krizi ve işsizlik beraberinde daha fazla işçi, köylü ve emekçi halkı sokaklarda hakkını arar hale getirir. 1901 1 mayıs Grevinde Çar'ın askerleri işçilere saldırır ve kanlı bir çatışma yaşanır. bunun üzerine maksim Gorki; "fırtına kuşunun şarkısı" isimli bir şiir yazar. öfkenin gücü ve zafere olan inanç vardır bu şiirde. tüm devrimci çevreler Gorki'nin bu şiirini dinler. "fırtına kuşunun şarkısı" isimli şiirini ve aynı tarihte "Kasırga'nın türküsü" adlı öyküsünü yayımlayan Marksist bir dergi olan Jizn hemen kapatılır, maksim Gorki tutuklanır ama çok geçmeden serbest bırakılır. Maksim Gorki 1901'de Pyatnitskki'ye gönderdiği mektupta; "bu insanlar, yeni yüzyılın gerçekten manevi yenilenme yüzyılı olacağının güvencesidir. inanç, büyük bir güçtür ve bu insanlar ideallerinin yenilmezliğine inanıyor. hepsi de bu yolda canlarını vermeye hazır. talih içlerinden çok azına gülecek, çoğu büyük acılar çekecek, birçoğu mahvolup gidecek, ama yeryüzü onların yerini alacak daha çok insan yaratacak ve sonunda zafer iyilik ve adaletin olacak, insanların en yüce ölümleri zafere erişecektir." diye yazar. Devam edecek.
Bu hafta sizlere sevgili dostum Coşkun Aral’ın 2004 yılında Alkım Yayınevinden çıkan ‘’ Ölümün yakasına ilişmiş hayatlar ‘’ Adlı kitabını öneriyorum. Saygılarımla.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Harun Hüsam KURT
En Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki' nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi-2
Maksim Gorki edebiyattan para kazanana kadar iş için çok değişik yerlere gider. Volga nehrinde yolcu taşıyan bir gemide bulaşıkçılık yapmaya başlar. geminin kaptanı Gorki'ye okuması için kitaplar verir. bu kitaplar Gorki'nin çok ilgisini çeker ve kendi başına ısrarla, inatla okuma yazma öğrenmek için çalışır. ve çok kısa bir zaman içinde yaşamının en büyük tutkusu haline gelen okuma yazmayı öğrenir. artık bütün parasını kitaplara yatırmaya başlar. Gorki üniversite öğrenimi için Kazan'a gelir ve ilk gençliği burada geçer. düşündüğü gibi Kazan'da Üniversite'ye giremez ama burada ilk defa devrimci düşüncelerle tanışır Maksim Gorki, üniversiteye giremeyince kendi kendisini yetiştirmeye karar verir. Eline geçen her kitabı okumaya başlar ve kitaplar Gorki için yaşama tutunacak bir dal olur. sımsıkı sarılır bu dala ve birçok konuda bilgi sahibi olur ama sistemli ve programlı kitap okumadığı için öğrendiği bilgiler dağınık ve birbirinden kopuktur. Gorki'nin en büyük şansı Kazan'da ilk çalışmaya başladığı yer olan fırının Marksist yayınlarla dolu bir kütüphaneye benzemesidir. o dönemin çarlık Rusyası'nda fırınlar Marksist klasikler ve yasak kitaplarla dolup taşan siyasi eğitim yerleridir. diğer yandan kazan şehri devrimci hareketin en yoğun olduğu yerlerden biridir. dolayısıyla fırında çalışmak maksim Gorki için hem bir ekmek kapısı, hem de devrimci düşüncelerini geliştirme, siyasi eğitimini ileriye taşıma devrimci hareketleri tanıma, eylemlere katılma zemini yaratır. tüm bunlardan dolayı Gorki'nin yaşamında fırınların ve ekmek işçiliğinin çok özel ayrı bir yeri vardır. nitekim ekmek işçileri isimli romanında da Kazan'da ilk çalıştığı fırınlardan birini anlatacaktır.
Rusya'daki işçi sınıfının acı ve sıkıntılarla dolu yaşam koşulları Gorki'nin de yaşamının özetidir. Buna dair maksim Gorki; "insanı yaratanın ‘çevresine karşı direnç' olduğunu çok küçük yaşta anladım" derken, zulme karşı boyun eğmeden, dimdik durmanın, kendine güven ve haklılığına inanmakla olacağını anlatır. elbette ki bu sözleri intihar girişiminden sonra daha sağlıklı düşünerek çıkardığı sonuçlar üzerinden söyler. ve soluk alıp verdiği her günü sıkıntılar, acılar, tehlikelerle dolu olsa da sorunları güçlü iradesiyle aşmayı, onları doğru yöntemlerle çözmeyi öğrenir. çarlık Rusyası'nda 1891'lerde korkunç bir kıtlık başlar. var olan açlık, yoksulluk, sefalet en son sınırına dayanır ve derinleşir. bu kıtlık yıllarında maksim Gorki de açlık çeken halkla birlikte kırım, Kafkasya ve Ukrayna'ya gider. işte bu zorlu, acımasız ve ağır koşullar Gorki'nin, sömürü düzenine karşı olan öfkesini büyütür ve mücadele etme azmini güçlendirir. 20. yüzyıla gelindiğinde maksim Gorki, ard arda yeni öyküler yazmaya başlar. Bu dönem çarlık rusyası'nda kapitalizmin gelişmesi ve halkın yaşamının daha da zorlaşması gorki'nin öykülerinin temel konusu olur. ilk romanı foma, devamında gordayev, onlardan üçü, itiraf, Okurov kenti ve Matvey Kojemyakin 1899'da yazdığı eserler arasındadır. maksim Gorki 20. yüzyılı şu sözlerle selamlar; "yeni yüzyıla güçlü, sağlıklı, neşeli insanlar arasında, en güzel biçimde merhaba dedim." 19. yüzyılın sonunda avrupa'da patlak veren sanayi krizi, kısa sürede rusya'yı da kapsayacaktır. kriz yıllarında (1901- 1903) 100.000'den fazla işçi sokağa atılır, 3000 büyük ve küçük işletme kapatılır, işçilerin ücretleri indirilir… sanayi krizi ve işsizlik beraberinde daha fazla işçi, köylü ve emekçi halkı sokaklarda hakkını arar hale getirir. 1901 1 mayıs Grevinde Çar'ın askerleri işçilere saldırır ve kanlı bir çatışma yaşanır. bunun üzerine maksim Gorki; "fırtına kuşunun şarkısı" isimli bir şiir yazar. öfkenin gücü ve zafere olan inanç vardır bu şiirde. tüm devrimci çevreler Gorki'nin bu şiirini dinler. "fırtına kuşunun şarkısı" isimli şiirini ve aynı tarihte "Kasırga'nın türküsü" adlı öyküsünü yayımlayan Marksist bir dergi olan Jizn hemen kapatılır, maksim Gorki tutuklanır ama çok geçmeden serbest bırakılır. Maksim Gorki 1901'de Pyatnitskki'ye gönderdiği mektupta; "bu insanlar, yeni yüzyılın gerçekten manevi yenilenme yüzyılı olacağının güvencesidir. inanç, büyük bir güçtür ve bu insanlar ideallerinin yenilmezliğine inanıyor. hepsi de bu yolda canlarını vermeye hazır. talih içlerinden çok azına gülecek, çoğu büyük acılar çekecek, birçoğu mahvolup gidecek, ama yeryüzü onların yerini alacak daha çok insan yaratacak ve sonunda zafer iyilik ve adaletin olacak, insanların en yüce ölümleri zafere erişecektir." diye yazar. Devam edecek.
Bu hafta sizlere sevgili dostum Coşkun Aral’ın 2004 yılında Alkım Yayınevinden çıkan ‘’ Ölümün yakasına ilişmiş hayatlar ‘’ Adlı kitabını öneriyorum. Saygılarımla.