Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Camın Kısa Bilimsel Tarihi-1

Yazının Giriş Tarihi: 12.11.2024 13:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.11.2024 13:12

   Bugün cam sıklıkla sıradan, mutfakta rafta duran bir objenin ana bileşeni olarak hayatımızda yer etse de, antik zamanlarda krallar için değerliydi. Binlerce yıl önce, antik Mısır firavunları, hayattayken -hatta öldüklerinde bile- etraflarını bu malzemeyle dekore ettiler ve böylelikle arkeologların ortaya çıkarması için çarpıcı örnekler bırakmış oldular. Örneğin, Tutankamon’un mezarında dekoratif bir yazı paleti ve bir zamanlar uyuyan bir hanedan mensubunun başını desteklemiş olabilecek masif camdan yapılmış iki mavi renkli bir koltuk başlığı bulunuyordu. Tutankamon’un cenaze maskesi ise, firavunun yüzünü çerçevelemek için altın ve mavi cam kakmalardan oluşuyordu. Tunç Çağı zanaatkarlarının, tüccarlarının ve krallarının yaşamlarına ve aralarındaki uluslararası bağlantıların anlaşılması için bir olanak sağlıyor. Günümüz Mısır’ında Tell el-Amarna’da bulunan ve kralların çivi yazısı yazışmalarını taşıyan bir dizi kil tabletten oluşan Amarna Mektupları, cam üretimine dair referanslar içerir. Bu tabletlerden bir tanesinde, Aşkelonlu Kenan hükümdarı Yidya’nın Firavun için bir cam siparişi hakkında yaptığı yorum yapıyor (resimde gösterilenler gibi): “Firavuna gelince, kralımız ona 30 ‘parça’ cam göndermesini emretti, şimdi krala gönderiyorum. Ayrıca, gökten gelen Güneş’in sevdiği ve Güneş’in oğlu kralımızın emirlerine itaat etmeyen köpek kimdir?” C: British Museum.

      Hem antik hem de modern dünyada cam, düzensiz atom yapısıyla karakterize edilen, genellikle silikon dioksit veya silikadan üretilmiş bir malzemedir. Kristal kuvarsda atomlar, tekrar eden bir düzende belirli aralıklara sahiptir. Ancak camda, aynı atom yapıları -oksijen atomuyla bir araya gelmiş bir silikon atomu- düzensiz bir yapıdadır. Arkeologlar, en erken MÖ 3. binyıla tarihlenen cam boncuklar buldular. Ancak, kökeni aynı malzeme ve teknolojiye dayalı olan sır (camsı tabaka – cila) daha da erken bir döneme tarihleniyor. Mısır’da, Yunanistan’ın Miken Uygarlığı’nda ve Yakın Doğu olarak da adlandırılan Mezopotamya’da (şu anda Suriye ve Irak’ı kapsıyor) cam üretimi Geç Tunç Çağı’nda (MÖ 1600 ila 1200) gerçekten başlamış gibi görünüyor. Amerika’nın Illinois eyaletindeki Northwestern Üniversitesi’nden malzeme bilimcisi ve konuyla ilgili çalışmalardan birinin ortak yazarı Marc Walton, “Antik dönemde cam üretiminde kullanılan hammaddeleri ayrıştırmaya başlayabilir ve ardından dünyanın neresinden geldiğini önerebiliriz.” diyor. Ancak bu ipuçları araştırmacıları belirli bir yere kadar götürdü. Shortland ve meslektaşları yaklaşık 20 yıl önce camın kökenini araştırırken, Mısır, Yakın Doğu ve Yunanistan’dan gelen antik camların kimyasal açıdan birtakım benzerlikler gösterdiği ve o dönemde mevcut tekniklere dayanarak bu benzerliklerin ayırt edilmesinin zor olduğu ortaya çıktı.

      Shortland, Kaczmarczyk’in kaldığı yerden devam ederek, eski Mısırlıların kobalt elementiyle nasıl çalıştığını anlamak için başka bir araştırmaya başladı. Şap adı verilen ve sülfat içeren bir bileşik, normalde camın içine karışmaz. Ancak Shortland ve meslektaşları, Geç Tunç Çağı zanaatkarlarının uyumlu bir pigment oluşturmak için kullanmış olabileceği bir kimyasal reaksiyonu laboratuvar ortamında yeniden üretti. Böylece, aslında Mısır mavi camına benzeyen koyu renkte bir mavi cam ürettiler.  cam ilk nerede ortaya çıktı? En az 100 yıldır araştırmacılar iki ana rakip bölge üzerinde tartışıyorlar: Antik Yakın Doğu ve Mısır.  MÖ 1500 yıllarından kalma bazı güzel, iyi korunmuş cam eserlere dayanarak, Mısır ilk başta tercih edilen bölgeydi. Ancak 1980’lerde, arkeologlar MÖ 1500’lerden kalma olduğu düşünülen, günümüz Irak’ında bir Geç Tunç Çağı taşra kasabası olan Nuzi’de bir sürü cam bulduktan sonra araştırmacılar, camın kökenini Antik Yakın Doğu’da aramaya başladılar. Yine aynı zamanlarda, arkeolojik metinlerin yeniden analizi sayesinde, Nuzi’nin tahmin edilenden 100 ila 150 yaş daha geç bir döneme tarihlendiğini ve o dönemde Antik Mısır’da cam üretiminin daha gelişmiş olduğunu ortaya çıkarıldı; ve böylelikle araştırmacılar bir kez daha Antik Mısır’ı göz önünde bulundurmaya başladılar. 

Ancak hikaye burada bitmiyor. Cam, özellikle nemli koşullarda bozulabilir. Antik Mısır mezarlarında ve şehirlerinde bulunan arkeolojik objeler, düşük nem oranına sahip çöl ikliminin neredeyse ideal olan koruma ortamının da yardımıyla binlerce yıldır bozulmadan günümüze ulaşabiliyor. Öte yandan, Mezopotamya’nın taşkın ovalarındaki mezarlardan ele geçen cam buluntularının, suyun camı deforme ederek stabilize bileşikleri sızdırır hale getirdiği ve camı toza dönüştürdüğü tespit edildi.

     Bu bozulan camı tespit etmek zor ve sergilemek imkansız olduğundan, bu durum birçok Antik Yakın Doğu cam örneğinin araştırmacıların gözünden kaçabileceği anlamına geliyor. Shortland, “Bence birçok antik cam çevresel etkenlerden dolayı bir şekilde ortadan kayboldu. Bölgede ilk kazıları gerçekleştiren araştırmacılar, bu bozulmuş antik camlara, kazıda bulunabilecek diğer şeylerden daha az dikkat etti.” diyor.

https://arkeofili.com/wp-content/uploads/2021/12/cam5.jpg 



 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.