(Didim Beşparmak dağları civarında geçen hikayeler )
Çoğumuzun bildiği gibi Apollon Yunan Mitolojisinde Zeus ve Leto’nun ikiz çocuklarından biri, Artemis’in kardeşidir. Müziğin, şiirin, sanatın, ışığın, güneşin, ateşin tanrısıdır. Kehanet yapan, bilici bir tanrıdır. Tıp bilimini insanlara o öğretmiştir. Sarışın, yakışıklı anadolu kökenlidir. İkizi Artemis gibi çok iyi ok kullandığı için oklarında tanrısıdır. Sebepsiz yere ölen kadınlar Artemis’in oku, yine sebepsiz yere ölen erkeklerin ise Apollon’un oku vurduğuna inanılır. İnsanlara iyilikler yapar ama sinirlendiğinde yeryüzüne oklarını gönderendir. Kutsal ağacı ise Defne’dir. Başında hep bir defne dallarından yapılmış bir taç ile betimlenilir nedeni ise elde edemediği güzeller güzeli Daphne’dir.
Okçuluğu ile övünen, her fırsatta bunu dile getiren Apollon bir gün bir elinde ok ve yay olan afacan çocuk Eros’u görür. Eros’a küçümser bir tavırla “sen bana ait olan o silahları elinde ne gezdiriyorsun a çocuk? Sen ok ve yay taşıyacağına, bir meşale taşı, meşale ile insanların yüreklerini yak” diye azarlar. Eros “sen attığın ok ile her nişan aldığın yeri ustalıkla vurabilirsin ama benim gibi insanların yüreklerini yakıp kimseyi aşık edemezsin” der ve sinirlenip Apollon’dan sözlerine karşı öç almak niyetiyle çıkarıp oklarından birini Apollon’un kalbine saplar.O sırada ormanda ağaçlar arasında gezinen ve Artemis’e ölene kadar bakire kalma sözü verip erkeklerden uzak duran nehir tanrısının kızı Daphne’yi görür ve görür görmez tutulur Apollon. Kıza doğru koşarken Daphne’nin saçlarının mis kokusunu çeker içine “Daphne” diye bağırır. Daphne onu fark edince Apollon’u yanına yaklaşmaması için o da kaçmaya başlar. Çünkü kendisine sahip olmak istediğini anlamıştır. Lakin Artemis’e söz vermiştir “hiç bir erkek eli değmeyecek bedenime” diye. Daphne kaçar Apollon tutku ile kovalar ama her saniye arada ki mesafe daha da kısalır. Apollon’a yakalanacağını anlayan Daphne çığlıklar atarak yardım ister babasından “baba tanrının arzusu yakıyor beni, beni kovalayan ateşin hızından kurtar! Yoruldum, kaçamıyorum, kurtar beni ”. Apollon kızın çoktan yanına ulaşmıştır bile, tam elini atıp ona sarılacakken birden Daphne’nin kök saldığını görür, çünkü babası yardım çağrısını duymuş Daphne’yi bir ağaca dönüştürmek üzeredir. Kızın ayakları toprakla birleşiyor, kalçasına doğru yerini bir ağaç gövdesi sarar, parmaklarından dallar uzayıp yeşil yapraklar çıkmaya başlar. Daphne bu sefer korkarak, ağlayıp Apollon’dan yardım ister, kendinin topraktan çekip çıkartmasını, eski haline dönmesini istese de artık çok geçtir çünkü Daphne orada bir Defne ağacına dönüşmüştür çoktan. Aşık olduğu kızın gözleri önünde dönüşümünü gören Apollon hıçkırıklar içinde ant içer orada “Ey Dahphne artık bu geceden sonra tüm insanlar senden bir dal ve çelenk isteyecekler, bu çelenk bir tanrının bu gece göklere boşanan ahının ilahisinin nişanesi olacak” der ve dallarındaki yapraklardan bir taç yapıp başında taşır.
O günden sonra Delphoi’deki atletizm yarışmalarında gerek Apollon’la ilişkilendirilen sanat dallarında üstün başarı gösterenlere defne yapraklarından yapılma taç takılmaya başlanır. Günümüzde Defne dalı çelenginin ufak bir tunç halka şekline girdiğini ve subayların, okul öğrencilerinin veya bazı mesleklerde şapkalarının önlerine, apoletlerine takılan Defne yapraklarını görürüz. Bu hikayenin Beş parmak dağlarında geçtiğine ve orada akan suyun ise Daphhne’nin gözyaşları olduğu varsayılır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Harun Hüsam KURT
Apollon ile Daphne: İmkansız bir Aşkın Peşinde..
(Didim Beşparmak dağları civarında geçen hikayeler )
Çoğumuzun bildiği gibi Apollon Yunan Mitolojisinde Zeus ve Leto’nun ikiz çocuklarından biri, Artemis’in kardeşidir. Müziğin, şiirin, sanatın, ışığın, güneşin, ateşin tanrısıdır. Kehanet yapan, bilici bir tanrıdır. Tıp bilimini insanlara o öğretmiştir. Sarışın, yakışıklı anadolu kökenlidir. İkizi Artemis gibi çok iyi ok kullandığı için oklarında tanrısıdır. Sebepsiz yere ölen kadınlar Artemis’in oku, yine sebepsiz yere ölen erkeklerin ise Apollon’un oku vurduğuna inanılır. İnsanlara iyilikler yapar ama sinirlendiğinde yeryüzüne oklarını gönderendir. Kutsal ağacı ise Defne’dir. Başında hep bir defne dallarından yapılmış bir taç ile betimlenilir nedeni ise elde edemediği güzeller güzeli Daphne’dir.
Okçuluğu ile övünen, her fırsatta bunu dile getiren Apollon bir gün bir elinde ok ve yay olan afacan çocuk Eros’u görür. Eros’a küçümser bir tavırla “sen bana ait olan o silahları elinde ne gezdiriyorsun a çocuk? Sen ok ve yay taşıyacağına, bir meşale taşı, meşale ile insanların yüreklerini yak” diye azarlar. Eros “sen attığın ok ile her nişan aldığın yeri ustalıkla vurabilirsin ama benim gibi insanların yüreklerini yakıp kimseyi aşık edemezsin” der ve sinirlenip Apollon’dan sözlerine karşı öç almak niyetiyle çıkarıp oklarından birini Apollon’un kalbine saplar.O sırada ormanda ağaçlar arasında gezinen ve Artemis’e ölene kadar bakire kalma sözü verip erkeklerden uzak duran nehir tanrısının kızı Daphne’yi görür ve görür görmez tutulur Apollon. Kıza doğru koşarken Daphne’nin saçlarının mis kokusunu çeker içine “Daphne” diye bağırır. Daphne onu fark edince Apollon’u yanına yaklaşmaması için o da kaçmaya başlar. Çünkü kendisine sahip olmak istediğini anlamıştır. Lakin Artemis’e söz vermiştir “hiç bir erkek eli değmeyecek bedenime” diye. Daphne kaçar Apollon tutku ile kovalar ama her saniye arada ki mesafe daha da kısalır. Apollon’a yakalanacağını anlayan Daphne çığlıklar atarak yardım ister babasından “baba tanrının arzusu yakıyor beni, beni kovalayan ateşin hızından kurtar! Yoruldum, kaçamıyorum, kurtar beni ”. Apollon kızın çoktan yanına ulaşmıştır bile, tam elini atıp ona sarılacakken birden Daphne’nin kök saldığını görür, çünkü babası yardım çağrısını duymuş Daphne’yi bir ağaca dönüştürmek üzeredir. Kızın ayakları toprakla birleşiyor, kalçasına doğru yerini bir ağaç gövdesi sarar, parmaklarından dallar uzayıp yeşil yapraklar çıkmaya başlar. Daphne bu sefer korkarak, ağlayıp Apollon’dan yardım ister, kendinin topraktan çekip çıkartmasını, eski haline dönmesini istese de artık çok geçtir çünkü Daphne orada bir Defne ağacına dönüşmüştür çoktan. Aşık olduğu kızın gözleri önünde dönüşümünü gören Apollon hıçkırıklar içinde ant içer orada “Ey Dahphne artık bu geceden sonra tüm insanlar senden bir dal ve çelenk isteyecekler, bu çelenk bir tanrının bu gece göklere boşanan ahının ilahisinin nişanesi olacak” der ve dallarındaki yapraklardan bir taç yapıp başında taşır.
O günden sonra Delphoi’deki atletizm yarışmalarında gerek Apollon’la ilişkilendirilen sanat dallarında üstün başarı gösterenlere defne yapraklarından yapılma taç takılmaya başlanır. Günümüzde Defne dalı çelenginin ufak bir tunç halka şekline girdiğini ve subayların, okul öğrencilerinin veya bazı mesleklerde şapkalarının önlerine, apoletlerine takılan Defne yapraklarını görürüz. Bu hikayenin Beş parmak dağlarında geçtiğine ve orada akan suyun ise Daphhne’nin gözyaşları olduğu varsayılır.