Emekçi kadınların mücadelesinde büyük bir köşe taşı olan 160 yıl önce bugünü, sadece yılda bir kez değil, mücadelenin zorunluluğunu bilince çıkarmak için hafızalarımızda sürekli taze tutmak gerekir. 8 Mart 1857’de New York’taki Cotton tekstil fabrikasında çalışan 40 bin kadın işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış talebiyle greve başlar. O zamana kadar en kitlesellerinden biri olan bu kadın eylemini durdurmak, sendikaların ve diğer işçilerin dayanışmasını engellemek için, fabrika sahibi ve kolluk kuvvetleri binlerce kadın işçiyi fabrikaya kilitler. Çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can verirken cenaze törenine 100 binin üzerinde insan katılır. Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemlere sahne olan 8 Mart'ın tohumları 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı. Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart'ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti. Bu özel günü uluslararası hale getirme fikrini ortaya atan ilk kişi ise Clara Zetkin'di. 1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi. Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin'in önerisini oybirliğiyle kabul etti.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917'de Rus emekçi kadınlar "Ekmek ve barış istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı. Eylemlerden dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı. Rusya'daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat'tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi (Gregoryen) takvimde bu tarih 8 Mart'a denk geliyordu. Kadınların mücadele tarihi 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başına tekabül eden bu dönemden önce, 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında ağırlıklı olarak daha iyi bir ücret ve “dürüst iş” talebiyle başlar. 1842’de, kadınlar, İngiltere’de iktidarı zorlayan büyük genel greve katılırlar. 1864’te Uluslararası İşçi Birliği (I. Enternasyonal) kurulurken Genel Kurul, kadınların üyeliğe kabul edilmesini onaylar. 1866’da ABD’de eşit işe eşit ücret ve kadınların lider konumuna gelmesini ortaya atan ilk örgütlenme olan Ulusal Ekmek Birliği kurulur.
Fransa Kralı 16. Louis’nin İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesi’ni imzalamaması üzerine 4 Temmuz 1789’da harekete geçerek 5 Ekim 1789’a dek sürecek bir hazırlığın öncülüğünü yapar. 5-6 Ekim 1789’da Versailles’e yürüyen Parisli kadınlar, ‘Ne zaman ekmeğimiz olacak?’ diyerek Ulusal Meclis’i basar ve kraliyet ailesini esir alırlar. Kadınların eylemi ile kral, İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesi’ni kabul etmek zorunda kalır. İnsanlığın aydınlanma birikiminin önemli tarihsel dönüm noktalarından olan Fransız Devrimin ateşi yakılmıştır. Versailles’teki ekmek ayaklanmasının başını çeken emekçi kesimlerden kadınlar devrimin her aşamasında en önlerdedir. 1848 devrimleri sırasında burjuvaziye karşı barikatlarda savaşanlar, 1871 Paris Komününde en ön saflarda yer alanlar arasında yine kadınlar vardır. Türkiye’de emekçi kadınların mücadelesi
Osmanlı’da da dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi emekçiler için düşük ücretler ve zorlu çalışma koşulları söz konusuyken kadın ve çocukların ücretleri bütün iş kollarında erkeklerden daha düşüktür. Osmanlı’da 1872-1907 arası kadınlar işçi grevlerinde etkin roller oynarken, bazılarının örgütleyicisi ve yürütücüsüdür. 1873 yılında tersane ve tramvay işçilerinin grevlerine işçilerin anaları, eşleri ve kızları da destek verecektir. 1876’da Feshane grevinin örgütleyicisi 50 kadar Rum ve Ermeni kadın işçi, Babıali’ye yürüyerek sadrazama verdikleri dilekçeyle ücretlerinin ödenmesini talep ederler.
Bu hafta sizlere Hababam sınıfının unutulmaz filmlerinde oynayan Tuncay Akça’nın yeni çıkan ve bir sinematik akışı ele ele alan ‘’ Bir gülücük hikayesi ‘’ adlı kitabını öneririm. Rıfat Ilgaz ustaya saygılarımızla.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Harun Hüsam KURT
8 mart dünya emekçi kadınlar günü tarihçesi-1
Emekçi kadınların mücadelesinde büyük bir köşe taşı olan 160 yıl önce bugünü, sadece yılda bir kez değil, mücadelenin zorunluluğunu bilince çıkarmak için hafızalarımızda sürekli taze tutmak gerekir. 8 Mart 1857’de New York’taki Cotton tekstil fabrikasında çalışan 40 bin kadın işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış talebiyle greve başlar. O zamana kadar en kitlesellerinden biri olan bu kadın eylemini durdurmak, sendikaların ve diğer işçilerin dayanışmasını engellemek için, fabrika sahibi ve kolluk kuvvetleri binlerce kadın işçiyi fabrikaya kilitler. Çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can verirken cenaze törenine 100 binin üzerinde insan katılır. Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemlere sahne olan 8 Mart'ın tohumları 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı. Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart'ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti. Bu özel günü uluslararası hale getirme fikrini ortaya atan ilk kişi ise Clara Zetkin'di. 1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi. Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin'in önerisini oybirliğiyle kabul etti.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917'de Rus emekçi kadınlar "Ekmek ve barış istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı. Eylemlerden dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı. Rusya'daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat'tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi (Gregoryen) takvimde bu tarih 8 Mart'a denk geliyordu. Kadınların mücadele tarihi 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başına tekabül eden bu dönemden önce, 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında ağırlıklı olarak daha iyi bir ücret ve “dürüst iş” talebiyle başlar. 1842’de, kadınlar, İngiltere’de iktidarı zorlayan büyük genel greve katılırlar. 1864’te Uluslararası İşçi Birliği (I. Enternasyonal) kurulurken Genel Kurul, kadınların üyeliğe kabul edilmesini onaylar. 1866’da ABD’de eşit işe eşit ücret ve kadınların lider konumuna gelmesini ortaya atan ilk örgütlenme olan Ulusal Ekmek Birliği kurulur.
Fransa Kralı 16. Louis’nin İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesi’ni imzalamaması üzerine 4 Temmuz 1789’da harekete geçerek 5 Ekim 1789’a dek sürecek bir hazırlığın öncülüğünü yapar. 5-6 Ekim 1789’da Versailles’e yürüyen Parisli kadınlar, ‘Ne zaman ekmeğimiz olacak?’ diyerek Ulusal Meclis’i basar ve kraliyet ailesini esir alırlar. Kadınların eylemi ile kral, İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirgesi’ni kabul etmek zorunda kalır. İnsanlığın aydınlanma birikiminin önemli tarihsel dönüm noktalarından olan Fransız Devrimin ateşi yakılmıştır. Versailles’teki ekmek ayaklanmasının başını çeken emekçi kesimlerden kadınlar devrimin her aşamasında en önlerdedir. 1848 devrimleri sırasında burjuvaziye karşı barikatlarda savaşanlar, 1871 Paris Komününde en ön saflarda yer alanlar arasında yine kadınlar vardır. Türkiye’de emekçi kadınların mücadelesi
Osmanlı’da da dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi emekçiler için düşük ücretler ve zorlu çalışma koşulları söz konusuyken kadın ve çocukların ücretleri bütün iş kollarında erkeklerden daha düşüktür. Osmanlı’da 1872-1907 arası kadınlar işçi grevlerinde etkin roller oynarken, bazılarının örgütleyicisi ve yürütücüsüdür. 1873 yılında tersane ve tramvay işçilerinin grevlerine işçilerin anaları, eşleri ve kızları da destek verecektir. 1876’da Feshane grevinin örgütleyicisi 50 kadar Rum ve Ermeni kadın işçi, Babıali’ye yürüyerek sadrazama verdikleri dilekçeyle ücretlerinin ödenmesini talep ederler.
Bu hafta sizlere Hababam sınıfının unutulmaz filmlerinde oynayan Tuncay Akça’nın yeni çıkan ve bir sinematik akışı ele ele alan ‘’ Bir gülücük hikayesi ‘’ adlı kitabını öneririm. Rıfat Ilgaz ustaya saygılarımızla.