Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Zeliha Akbaz Şahbaz

haberalmedya - Zeliha Akbaz Şahbaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zeliha Akbaz Şahbaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zeliha Aksaz Şahbaz: "AKP İktidarının Sağlık Politikaları Neden, Sezaryenle Doğum Oranlarındaki Artış Sonuçtur" Haber

Zeliha Aksaz Şahbaz: "AKP İktidarının Sağlık Politikaları Neden, Sezaryenle Doğum Oranlarındaki Artış Sonuçtur"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Türkiye'deki sezaryen doğum oranlarındaki artışı değerlendirdi. Şahbaz, şunları kaydetti: “'Doğal Olan Normal Doğumdur' yazılı bir flamayı binlerce erkeğin bulunduğu bir stadyumda futbolcuların eline vererek toplumsal farkındalık yaratmaya çalışmak tam AKP iktidarının icraatı olabilirdi. Bu uygulama kadın bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalışan, kadının ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına karar verdiği çağdışı ataerkil zihniyetin dışavurumudur. Sağlık Bakanlığını sezaryen ve normal vajinal doğum oranlarındaki değişimi iyi incelemeye davet ediyoruz. Yıllar içindeki değişime baktığımızda, Sezaryenle doğum oranlarının 2001’de yüzde 21 iken, Sağlıkta Dönüşüm programı ile birlikte 2010 yılında yüzde 43’e, 2023 yılında yüzde 61.5 oranına yükseldiğini görüyoruz. Bu arada özel hastanelerde sezaryenle doğum oranı 2023 yılında yüzde 78.1’dir." Türkiye'de sezaryen ile doğum oranlarının çok yüksek olduğunun altını çizen Şahbaz, "Ülkemizde sezaryen ile doğum oranları çok yüksektir ama bunun nedenleri sorgulanmadan, sadece sezaryenle doğum yaptığı için kadını başarısız anne olarak nitelendirerek, binlerce erkeğin bulunduğu stadyumlarda erkek futbolcuların eline 'Doğal Olan Normal Doğumdur' flaması tutuşturup toplumsal baskı kurmaya çalışarak ve doktoru cezalandırarak çözüm oluşturulamaz" ifadelerini kullandı. Gebelerin sezaryen doğumu tercih etmelerinin nedeninin AK Parti iktidarının sağlık politikaları olduğunu belirten Şahbaz, şunları kaydetti: "İlk icraat olarak kadın sağlığı için son derece önemli olan Aile Planlaması merkezleri kapatılmıştır. Bu merkezlerde ve sağlık ocaklarında ücretsiz olarak dağıtılan doğum kontrol hapları, prezervatifler, rahim içi araç uygulamaları ulaşılamaz hale gelmiştir. "AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE EBE KADROSU BULUNMAMAKTADIR" Sağlıkta Dönüşüm programı ile birinci basamak sağlık hizmetlerinden ebeler çekilmiştir. Önceden hemen her sağlık ocağında görev yapan ebeler, gebelerin tıbbi takibini yapmaktaydı. Aile Sağlığı Merkezlerinde ebe kadrosu bulunmamaktadır, ebeler yok denecek kadar azdır. Öncelikle gebeler artık doğum öncesinde ebelerin takibinden, psikolojik, tıbbi desteğinden mahrum kalmıştır. Doğum öncesi takiplerin neredeyse tamamı ulaşabildiği kadarıyla hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Bu da gebelerin, korkularını aşmadan, gerekli tıbbi, bilgi ve psikolojik desteği alamadan yani doğuma hazır olmadan sürece girmesi ve sezaryenle doğum oranlarında artışa neden olmaktadır. "İLLERİMİZDEKİ KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANELERİ KAPATILDI" Normal vajinal doğum tecrübeli ebeler ve kadın doğum hekimleriyle 24 saat acil doğum hizmetinin verildiği, altyapısı güçlü klinikler ve hastaneler gerektirir. Bunun karşılığı doğumevi olarak adlandırılan, ülkemizde neredeyse her ilde bulunan, tecrübeli ebeleri ve uzman doktorlarıyla güçlü kadroları olan yüz yıllık geçmişe sahip kadın hastalıkları doğum ve çocuk hastaneleridir. Bu hastaneler sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte kapatılmıştır. Örneğin Bakırköy’ün merkezindeki Bakırköy Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi kapatılarak yerine AVM yapılmıştır. Ankara’da Zekai Tahir Burak, Etlik Zübeyde Hanım, Telsizler, Ulucanlar, İzmir’de, Bursa, Kocaeli, Adana, Mersin, Isparta, Eskişehir, Antalya, Manisa, Elazığ ve ismini sayamadığım illerimizdeki Kadın Doğum ve Çocuk Hastaneleri kapatılmış, personeli kentin kilometrelerce uzağında bulunan şehir hastanelerine taşınmıştır." "ÖZEL HASTANELER UZUN SAATLER VAJİNAL DOĞUM TAKİBİ YAPMAYA UYGUN DEĞİLDİR" Çoğu hastanenin kadın doğum kliniklerinin içinin boşaltıldığını ve bu nedenle doğum hizmeti veremediklerinin altını çizen Şahbaz, "Çoğu hastanede kadın doğum klinikleri içi boşaltılarak doğum hizmeti veremez hale gelmiştir. Doğumda kamu sağlık hizmetleri ulaşılabilir olmaktan uzaklaşmıştır. Halk, şehir merkezinde bulunan özel hastanelere gitmeye zorlanmıştır. Özel hastaneler ticari kar beklentisi, yetersiz kadroları ve tecrübesiz ebeleriyle uzun saatler vajinal doğum takibi yapmaya uygun değildir. Saatlerce doğum takibi yapmak yerine yarım saat gibi kısa bir sürede sezaryen ameliyatı ile doğum gerçekleştirilmektedir. Özelde ya da devlette hekimler performans baskısı ve ağır çalışma yükü altında, hastaya uzun zamanlar ayıramadığı için kısa sürede sezaryenle doğumu tercih etmektedir" ifadelerini kullandı. Şahbaz, şunları kaydetti: "Bu arada doğru bilgilendirilmeyen, doğuma hazır hale gelmeyen hastalar ağrıdan sancıdan kaçınmak, kısa sürede garanti sağlıklı bebek beklentisi ile ağrısız ve risksiz doğum anlayışı ile sezaryen ameliyatını tercih etmektedir. Kadın doğum hekimlerimiz en fazla malpraktis davaları ile karşı karşıya kalan hekim grubudur. En ufak bir komplikasyonda malparktis ve tazminat baskısı, uzun ve yıpratıcı yargı süreçleri nedeniyle hekimler normal vajinal doğum yerine sezaryen doğumu tercih etmektedir. 'Ben elimden gelen her şeyi yaptım, sezaryenle doğum gerçekleştirdim ama yine de komplikasyon gelişti başka yapabileceğim bir şey yoktu' diyerek kendini savunmakta, malpraktis ve tazminat cezalarından kaçınmaya çalışmaktadır. Sağlığı özelleştiren, ticari bir meta haline getiren AKP iktidarının sağlık politikaları neden, sezaryenle doğum oranlarındaki bu artış sonuçtur. Ülkede doğumevlerini, kadın doğum hastanelerini kapatan Sağlık Bakanlığı, kadınları normal doğum yapmamakla suçlamaktadır. Sezaryenle doğum yapan kadınları başarısızlıkla niteleyen medya paylaşımları yapmaktadır. Tüm bu nedenleri sorgulamadan ve sistemi düzeltmeden sadece doktorlara yaptırım uygulayarak ya da kadınlara başarısız anne nitelemesi ile toplumsal baskı uygulayarak sezaryen doğum oranlarını düşürmeye çalışmak doğru değildir, çözüm de değildir. Doğum tıbbi bir durumdur ve bir kadının nasıl doğuracağına kendisi ve doktoru, ebesi birlikte karar verecektir. "KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANELERİ KOLAYLIKLA ULAŞILABİLİR LOKASYONLARDA TEKRAR AÇILMALIDIR" Çözüm önerilerimizi de sıralamak istiyoruz. Doğum öncesi 1. Basamak Aile Sağlığı Merkezlerinde görev yapacak ebeler tarafından yakın takip ile eğitim, tıbbi ve psikolojik destek sağlanarak doğum korkusu aşılmalı, hasta doğuma hazır hale gelmelidir. Uzun saatler alan doğum takibini ve doğumu gerçekleştirecek tecrübeli ebe ve kadın doğum hekimlerinden oluşan güçlü uzman kadroları ile kadın doğum ve çocuk hastaneleri kolaylıkla ulaşılabilir lokasyonlarda tekrar açılmalıdır. Bu hastanelerde güçlü altyapısı ve tecrübeli, güçlü kadroları ile saatler süren doğum eylemi güven içinde gerçekleşebilmelidir. Kadın doğum hekimlerini doğum eyleminde yaşanan komplikasyonlar karşısında malpraktis ve milyonlarca lira tazminat davalarından koruyucu yasal ve ekonomik altyapı oluşturulmalıdır."

Zeliha Aksaz Şahbaz: “Bolu Grand Kartal Oteli’ne İlişkin Denetim Raporları Kamuoyuna Açıklanmalıdır" Haber

Zeliha Aksaz Şahbaz: “Bolu Grand Kartal Oteli’ne İlişkin Denetim Raporları Kamuoyuna Açıklanmalıdır"

Zeliha Aksaz Şahbaz, 78 kişinin ölümüne neden olan Kartalkaya Bolu Grand Kartal Otel yangın faciası hakkında yazılı açıklama yaptı. Facianın denetimsizlik ve ihmal sonucunda meydana geldiğini belirten Şahbaz, özel hastanelerde daha fazla kazanç sağlamak için yenidoğan bebeklerin hayatına kasteden sistemin, maalesef şimdi de Bolu Kartalkaya'da tatil yapan vatandaşları hedef aldığını belirtti. Şahbaz, bu yangının, sağlık sistemindeki gibi, turizm sektöründe de halkın can güvenliğinin nasıl tehdit altında bulunduğunun göstergesi olduğunu ifade etti. "BAKANLIK TAM YETKİLİ, AYNI ZAMANDA DA SORUMLUDUR" "Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, bu olayın nedeni olan önlemlerin bakanlık tarafından denetlenmemesi ve yaptırım uygulanmamasını perdelemek istercesine, sorumluluğu Bakanlığın dışına çıkaran söylemlerde bulunduğunu" belirten Şahbaz, şunları kaydetti: “Hiçbir ilçe belediyesi mücavir alanı içinde yer almayan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tam yetkili olduğu ‘Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi’ ilan edilen bölgede, bakanlık, imardan tahsise, işletme ve denetime kadar tam yetkili, aynı zamanda da sorumludur. Ayrıca ‘Turizm, Yatırım ve İşletme ve Kuruluşlarını Denetimi Hakkındaki Yönetmelik’, oteller ve diğer turizm tesislerinin ‘can ve mal güvenliği’ açısından periyodik olarak denetlenmesini bizzat Bakanlığın görevi olarak çok net bir şekilde tanımlamaktadır. Özellikle yangın güvenliği, acil çıkış kapıları, alarm sistemleri, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı önlemleri ve personelin bu konuda eğitimi gibi hususların denetimi yönetmelikte açık bir şekilde hükme bağlanmıştır. Gerçek ortada, Turizm Bakanlığı’nın bu trajik yangına dair sorumlulukları, yalnızca vicdani değil, aynı zamanda yasal zeminde de tartışılamayacak kadar açıktır. Yangın sonrası raporlara ve görgü tanıklarının beyanlarına göre otelde: yangın alarm sistemleri ve yangın söndürme sistemleri çalışmaz halde, tahliye koridorları, yangın merdiveni dar, kilitli veya standartlara aykırı bir şekilde yapılmış, iş güvenliği ve İşçi Sağlığı önlemleri, personel eğitimi yalnızca kağıt üzerinde kalmış durumdadır. Bu denli büyük eksiklerin, yıllık denetim raporlarında yer almaması imkansızdır. Yazışmalardan açığa çıktığına göre, denetimler bakanlığın oluru ile hiç yapılmamış ya da eksikler görmezden gelinmiştir. Her iki durum da Bakanlığın ağır sorumluluğunu ortaya koymaktadır." “KİMSE, KENDİSİNE KANUNLA VERİLMİŞ GÖREVİ BAŞKALARINA YÜKLEYEREK SIYRILAMAZ " CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Kartalkaya faciasının, "kader" veya "kaçınılmaz bir kaza" değil, göz göre göre denetimsizlik ve ihmal sonucunda meydana gelmiş bir felaket olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmeleri yaptı: “Kimse, kendisine kanunla verilmiş görevi başkalarına yükleyerek sıyrılamaz. Söz konusu bakanlık, kendi mevzuatını uygulamadığı gibi, vahim sonuçlar doğan bir süreçte bile topu il özel idaresine ve Bolu Belediyesine atarak sorumluluktan kaçamaz. Turizm Bakanlığı’nın yasayı ve kendi yönetmeliğini yok sayarak yaptığı açıklamalar, kamuoyunda infiale yol açmaktadır. Bugün beklenen şudur: Otele yönelik denetim raporları kamuoyuna açıklanmalı, bu raporlarda tespit edilen veya görmezden gelinen eksikler netleşmeli, ihmali, görevi kötüye kullanma veya kusuru bulunan yetkililer hakkında idari ve adli süreçler işletilmelidir. 78 can için adalet, ‘bizim sorumluluğumuz yok’ sözleriyle değil, gerçeğin ortaya çıkması ve gerekli yaptırımların uygulanmasıyla sağlanabilir. Soma'dan, Hendek'e, Çorlu'ya, Aladağ’a, Kastamonu Bozkurt’a, Güneydoğu Anadolu depreminden, Beşiktaş yangınına, Yenidoğan Çetesine ve Kartalkaya Grand Otel yangını ve sayamadığımız tüm katliamlar zincirinde halkı ölüme mahkum eden, anayasa ve yasaları yok sayarak hukuksuz, hesap vermeyen, denetlenmeyen bir yönetim anlayışı ile Cumhurbaşkanı, bakanları, yönetim kadroları, Kültür ve Turizm Bakanı ile birlikte bu katliamların sorumlusudur. Bir an önce istifa etmeli ve hesap vermelidir."

Zeliha Aksaz Şahbaz: “Sahte ve Kaçak İçki Halk Sağlığı Sorununa Dönüşmüştür” Haber

Zeliha Aksaz Şahbaz: “Sahte ve Kaçak İçki Halk Sağlığı Sorununa Dönüşmüştür”

Cumhuriyet Halk Partisi Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, sahte alkol kaynaklı ölümlerin artış göstermesi üzerine yazılı basın açıklaması yaptı. “HALK SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA” Şahbaz, yüksek enflasyon, yoksulluk ve alkolden alınan yüksek vergi oranlarıyla bağlantılı olarak artan kaçak alkol tüketiminin halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini aktardı. Şahbaz: “İstanbul’da son bir haftada kaçak içki nedeniyle hastaneye başvuran 92 kişiden 38’i metanol zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirirken, 46 kişiden 26’sı entübe durumdadır. “Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu” adlı sivil oluşuma göre, 2023’te 17, 2024’te 47 sahte içki kaynaklı ölüm vakası raporlanmıştır; ancak gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu açıktır” şeklinde konuştu. “ŞARTLAR, ÖLÜMCÜL SAHTE İÇKİ PİYASASINI BESLİYOR” Şahbaz açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Halkın yaşam tarzına müdahale boyutuna varan yüksek vergilendirme politikaları, kitlesel ölümlerin ve körlük gibi sakatlanmaların en önemli nedenidir. Yasal alkollü içeceklere erişemeyen vatandaşlar, daha ucuz olan kaçak içkiye yönelmektedir. Günümüzde %45 alkol oranına sahip bir içeceğin ÖTV ve KDV toplamı, satış fiyatının %70’ine ulaşmıştır. Bu şartlar, alkollü içecekleri pek çok kişi için erişilemez kılmakta ve ölümcül sahte içki piyasasını beslemektedir. Yapılan denetimlerde, 2023’te 1 milyon 195 bin, 2024’te 4 milyon 264 bin litre kaçak içki ele geçirilmesi, sorunun ulaştığı boyutu göstermektedir. Sahte içki üretimi ve tüketimi yalnızca bir güvenlik sorunu olmaktan çıkmış, ciddi bir halk sağlığı meselesine dönüşmüştür. İstanbul’daki son operasyonlar, ne yazık ki bu trajedinin ardından yapılan geçici adımlarla sınırlı kalmış; hükümet, yapısal sorunlara çözüm üretmek yerine sorumluluğunu göz ardı etmiştir.” “HÜKÜMET DERHAL SORUMLULUK ÜSTLENMELİ” “Alkolle mücadelenin, erişimi neredeyse imkânsız hâle getirip vatandaşı sahte ürüne yönlendirecek kadar yüksek fiyatlandırma politikalarıyla yürütülmemesi gerekir. Fahiş düzeyde yüksek vergilerin, insanları kaçak veya sahte içkiye yönlendirebileceği, bunun da toplumsal maliyeti çok daha yüksek sonuçlar doğurabileceği dikkate alınmalıdır. Devlet, alkol bağımlılığı ile mücadele etmekle yükümlüdür; ancak bu mücadele, aşırı vergilendirme ve yasaklar yerine, eğitim, tedavi, rehabilitasyon ve etkin denetim gibi uzun vadeli ve kalıcı önlemlerle desteklenen çok boyutlu ve bütüncül politikalarla yürütülmelidir. Sahte alkol üretimi engellenmeli ve bu suçun cezası artırılmalıdır. Hükümet, derhâl sorumluluk üstlenerek halk sağlığı sorunu haline gelmiş bu konuda kalıcı çözümler üretmek zorundadır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.