Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tmmob

haberalmedya - Tmmob haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tmmob haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"Biz kazanacağız, Gezi kazanacak !" Haber

"Biz kazanacağız, Gezi kazanacak !"

Basın açıklaması şu şekilde: "Gezi Davası Karar duruşması üzerinden 1005 gün geçti. Aralarında Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1005 gündür cezaevinde. Hukuksuz tutuklama kararlarının verildiği günden itibaren başlattığımız ve bugün 1005. Gününü dolduran Adalet Nöbetleri vesilesiyle bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz; TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Siyasi iktidarın asıl cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır. Mesleki bilgisini halktan yanan kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarının mücadelesidir; TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir. Bu sebeple en sonda söyleyeceğimizi en başta söylemek istiyoruz; Gezi Direnişi insanlık tarihinin en onurlu, en haklı kavgasıdır. Gezi, bu ülkenin umudu, güzelliği ve içinde taşıdığı tüm renkleridir. Gezi, sokaklarda katledilen kadınların sesidir. Gezi, geleceği çalınan çocuklarımızın özgürce büyüyebilme hayalidir. Gezi direnen işçilerdir, emekçilerdir. Gezi bu ülkede bir avuç insanın karşısında ezilen milyonların sesidir. Mesleklerimizin gereği halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak, biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir. Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleğimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur. Değerli Arkadaşlar, Bizler tam 1005 gündür arkadaşlarımıza kavuşacağımız günü bekliyoruz. TMMOB ve bağlı odaların en temel amacı, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın TMMOB’yi cezalandırmak istemesinin asıl nedeni TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisidir. Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Değerli Arkadaşlar, Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz. TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği, yıllardır her fırsatta saldırdığı TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisi ve onurlu mücadele geleneğidir. Meslek alanlarımızın tarihsel birikimle oluşmuş temel ilkeleri çerçevesinde halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir. Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleğimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur. Aydınlık bir geleceği savunma, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çıkma ile doğal alanlarımızı, meralarımızı, kıyılarımızı, ormanlarımızı, kamusal alanlarımızı koruma düşüncelerinin kesiştiği simgesel bir mekâna dönüşen Gezi’de, işte bu yüzden hiç çekinmeden mücadele ettik. Siyasi iktidarın, bu umudun bastırılması, yok edilmesi için nasıl haktan, hukuktan koparak pervasızlaştıklarının farkındayız. Gezi’nin, iktidar tarafından nasıl bir korku kaynağı olarak hala canlılığını, güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Korkmakta haklılar. Çünkü tarihin her döneminde zalimin zulmüne karşı en yıkıcı ses, halkın örgütlü mücadelesinin sesi olmuştur. Değerli Arkadaşlar, TMMOB, arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerini söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelesini sürdürecektir. 1005 gün sonra inatla ve ısrarla bir kez daha haykırıyoruz; Halkın vicdanını derinden yaralayan bu kararların hiçbir hükmü yoktur. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın."

TMMOB: Denetimsizlik kaynaklı bir katliam daha Haber

TMMOB: Denetimsizlik kaynaklı bir katliam daha

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener'in açıklaması şu şekilde: "Dün Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde çıkan yangında aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu 76 yurttaşı kaybettik. Bu katliamda yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz. Yapılarda yangın güvenliği açısından öncelikle yapılması gereken şey, pasif ve aktif önlemler alarak insanların binadan tahliyesini güvenli olarak sağlamaktır.  Bu önlemler; bina özelliğine uygun olarak Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te belirtilen kaçış yollarının ve kaçış merdivenlerinin sağlanması, uygun yapı malzemelerinin kullanılması, yangın bölmelerinin oluşturulması, algılama ve uyarı sistemlerinin kurulması, uygun tipte söndürme, basınçlandırma ve duman tahliyesi tesis edilmesi, ilk yardım ekiplerinin oluşturulması vb. sistemlerin kurulması ile sağlanabilmektedir. Bütün özel yapılarda bu sistemlerin kurulup kurulmadığı veya kuruldu ise çalışır vaziyette olduğunun kontrolü; aynı Yönetmeliğin Denetim ile ilgili 131. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre özel yapı, bina, tesis ve işletmelerin, mahalli itfaiye teşkilatı ile bunların bağlı veya ilgili olduğu bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarının müfettişi, kontrolör veya denetim elemanları tarafından denetlenmesi gerektiği, denetim sonunda eksik bulunan ve giderilmesi istenilen aksaklıklar ile talep edilen önlemlerin öngörülen uygun süre içerisinde ilgililerce yerine getirilmesinin mecburi olduğu belirtilmektedir. Bu sistemlerin sürekli çalışır durumda tutulabilmesi için de düzenli bakımlarının ve periyodik kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Bu konuda görev ve sorumluluk otel sahibi ve İtfaiyede olduğu kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndadır. Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin Sağlık, temizlik, güvenlik ve çevre korunmasına yönelik önlemler ile ilgili 17. maddesinin 5. bendinde “Genel kullanım alanlarında müşterilerin ve personelin güvenliğinin sağlanmasına yönelik elektronik ve fiziki güvenlik önlemleri alınır. Her türlü tesisat, elektrik ve mekanik donanımlarının standartlara uygun ve nitelikli olması ve ayrıca bakımının düzenli yapılması zorunludur” hükmü maalesef anlaşılmaz bir şekilde 22.12.2023 tarihli Resmî Gazete ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yönetmelikten çıkarılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Acil Durum Planı Hazırlama Rehberinde; otellerde risk değerlendirmesi yapılarak acil durum planı hazırlanması zorunlu olduğu ve müşteri, ziyaretçi ve başka işyerlerinden çalışmak üzere işyerine gelen çalışanlar gibi işyerinde bulunan diğer kişilerin acil durumlar konusunda bilgilendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu hususun uygun şekilde yerine getirilmediği veya hiç yapılmadığı aşikardır. Çünkü çalışanları hariç 237 kişinin konakladığı Grand Kartal Hotel’in otel kapasitesinin 161 oda 350 yataklı ve 26 yaşında olduğu bilinmektedir. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre otel “mevcut bina” sınıfındadır ve yönetmeliğin 10. Kısım hükümlerine tabidir (138. Madde ile 167. Maddeler arası). Mevcut binalarda Yağmurlama sistemi zorunluluğu ile ilgili 165. Maddesinin (ç) bendinde; “ç) İkiden fazla katlı bir bina içerisindeki yatak sayısı 200’ü geçen otellerde, pansiyonlarda, misafirhanelerde,” kaydı bulunmaktadır. Dolayısıyla söz konusu 350 yataklı mevcut bina sınıfındaki otel için yangın çıktığında yayılımı engelleyen ve söndüren Otomatik Yağmurlama (Sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunmaktadır. Otelin internet sitesindeki fotoğraflarda en geç 2008 yılında yapılması gereken otomatik yağmurlama sisteminin yapılmadığı görülmektedir. Bu sistemin yapılmaması nedeniyle yangın hızlıca yayılmış ve can kayıpları yaşanmıştır. Ayrıca mevcut yönetmeliğin 10. Kısmında belirtilen dolap sistemi, algılama ve uyarı sistemleri, kaçış yolları ve özelliklerine uyulup uyulmadığı bilinmemektedir. Ama yangından kurtulan yurttaşlarımızın beyanları dikkate alındığında algılama ve uyarı sistemlerinin çalışmadığı, kaçış yollarının tespit edilemediği, Bolu TMMOB İKK tarafından yapılan basın açıklamasından da anlaşılmaktadır. Makina Mühendisleri Odası olarak disiplin alanımızdaki her konuda düzenlenen bilimsel etkinliklerde görüşler oluşturduk, kamu makamları ve kamuoyu ile paylaştık. Yangınların çıkması ve yayılmasının önlenmesi, zararsız olarak atlatılmasına ilişkin olarak da onlarca etkinlik düzenledik. Gerek bizim de düzenleyicisi olduğumuz ve 2018 yılından beri iki senede bir düzenlenen Uluslararası Katılımlı Yangın Sempozyumu ve son olarak 12 Ekim 2023 tarihinde Antalya Şubemiz, TÜYAK ve ANTGİAD tarafından düzenlenen Binalarda Yangın Güvenliği Farkındalık Sempozyumu’nda da dile getirildiği gibi; gerek konut tipi, gerekse konaklama amaçlı her türlü binada yangın güvenliği tedbirlerinin sürekliliği için gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, ilgili güvenlik sistemlerinin bina ömrü boyunca çalışır vaziyette hazır olup olmadığının kontrolü için kapsamlı, görev, yetki ve sorumlulukları belirgin, her aşaması tanımlı bir denetim mekanizmasını sağlayacak mevzuat acil şekilde oluşturulmalıdır. Her sabah bir felaket haberine uyanmak istemiyoruz. Bilimin, tekniğin, mühendisliğin, mühendis örgütlülüğünün yok sayıldığı bir sistem istemiyoruz. Bu maksatla; Özel kuruluşlara kamu varlıkları tahsis eden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı, bu varlıkların kullanım koşullarını da denetlemeye,Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı, otelde konaklayanları yangın esnasında oteli terk etmek için yönlendirmekle sorumlu personele bu eğitimin verilip-verilmediğini ve ekipmanların periyodik muayenelerinin düzgün yapılıp-yapılmadığını denetlemeye,İşletme sahiplerini insanların can ve mal güvenliğini sağlamak için vasıflı elemanlar eliyle bilimsel ve teknik gereklilikleri yerine getirmeye,Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Yapı üretim sürecinin ve yapılarının işletilmesinin tüm aşamalarında Odaları sürece dahil etmeye, Odaları tarafından Eğitilip Belgelendirilmiş Mühendislerin yer almasını sağlayacak düzenlemeler yapmaya, davet ediyoruz. Denetim kamusal bir görev ve sorumluluktur, piyasanın insafsızlığına bırakılamaz. Kural ihlalleri ve kuralsızlığa varan uygulamalar kabul edilemez. Halkın can ve mal güvenliği kâr hırsına feda edilemez. Bir kez daha kaybettiğimiz canlarımızın yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. TMMOB Makina Mühendisleri Odası, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olarak,  ilgili mevzuat düzenlenmesi ve uygulanması sürecinde her türlü desteğe ve görev almaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz."

"Ülkemizin Aydınlık Geleceğini, Mesleklerimizi, Arkadaşlarımızı ve Gezi’yi Savunmaktan Vazgeçmeyeceğiz" Haber

"Ülkemizin Aydınlık Geleceğini, Mesleklerimizi, Arkadaşlarımızı ve Gezi’yi Savunmaktan Vazgeçmeyeceğiz"

Açıklamanın tamamı şu şekilde: ADALET NÖBETİNDE 1000. GÜN Ülkemizin Aydınlık Geleceğini, Mesleklerimizi, Arkadaşlarımızı ve Gezi’yi Savunmaktan Vazgeçmeyeceğiz! Tam 1000 gün oldu. Arkadaşlarımız, dostlarımız, meslektaşlarımız bizden alınalı 1000 gün oldu. 1000 gündür bizler, arkadaşlarımıza kavuşacağımız günü bekliyoruz. Bitmeyen bir adalet utancına şahitlik ediyoruz. Aralarında Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1000 gündür cezaevinde tutuluyor. Uydurma delillerle, kurgulanmış bir iddianameyle yürütülen yargı süreci, siyasal iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Bizler çok iyi biliyoruz ki, arkadaşlarımız bir suç işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan, yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir. Arkadaşlarımız mesleklerini, halkın faydasını gözeterek yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir. Gezi Direnişi, beşli çetelere verilen ihalelerin, derelerimizi, ormanlarımızı, kıyılarımızı sermayeye satanların karşısında; emeğin, emekçilerin, gençlerin, emeklilerin, kadınların yani tüm halk kesimlerinin sesi olmuştur. Gezi Direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes, tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz ve lekesizdir. Siyasi iktidarın asıl cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır. Mesleki bilgisini halktan yanan kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarının mücadelesidir; TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir. Buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz: hukuku ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaktan vazgeçin. Doğamıza, tarihimize, yaşamımıza sahip çıkmak suç değildir. Mesleki sorumluluğumuz gereği bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde toplumu aydınlatmak suç değildir. Siyasi iktidarın tüm bu saldırı politikalarının altında, üzerini örtmek istediği büyük bir toplumsal dram ve başarısızlık tablosu yatmaktadır. İçerisinden geçtikleri her krizi, ücretleri aşağı çekerek, emekçilerin haklarını törpüleyerek, sendikasızlaştırarak, çalışma yaşamını güvencesizleştirerek, toplumu her açıdan baskı ve zor altına alarak atlatmayı deniyor. Arkadaşlarımızın, 1000 gündür tutuklu olmasının sebebi de bizleri, tüm halk kesimlerini sindirmek istemeleridir. Bizler bu ülkenin aydınlık yarınları için direnen, emeğine, haklarına ve Gezi’ye sahip çıkan milyonlar olarak, bütün bu yıldırma politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar diri olduğunu görüyoruz. Geleceğimizi, çocuklarımızın yarınlarını görüyoruz. Biliyoruz ki, Gezi teslim alınamaz. Gezi Direnişi’ nin sesleri, bugün hala ülkemizin sokaklarında, yarınları, emekten, eşitlikten ve adaletten yana kurabilmenin umuduyla yankılanmaktadır. TMMOB ve bağlı odaların en temel amacı, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın TMMOB’yi cezalandırmak istemesinin asıl nedeni TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisidir. Mesleklerimizin gereği halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak, biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir. Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleğimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur. İşte bu yüzden bilinmelidir ki, hiçbir dava ve hiçbir karar, Gezi’nin , demokratik kamuoyu ve yasalar önündeki meşruiyetini gölgeleyemez ve hiçbir güç bizlerin emekten, halkımızdan, ülkemizden, mesleğimiz ve bilimsel teknik doğrulardan yana duruşumuzu engelleyemez. TMMOB, arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerini söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelesini sürdürecektir. 1000 gün sonra inatla ve ısrarla bir kez daha haykırıyoruz; Halkın vicdanını derinden yaralayan bu kararların hiçbir hükmü yoktur. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.