TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Iyi Parti

haberalmedya - Iyi Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iyi Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkoğlu, Yerlikaya'ya taraftarlara darpı sordu ! Haber

Türkoğlu, Yerlikaya'ya taraftarlara darpı sordu !

Kütahya deplasmanında, Bursasporlu taraftarlara yönelik yapılan polis müdahalesi ve kötü muameleye dikkat çeken Türkoğlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın cevaplandırılması talebiyle Meclis Başkanlığına soru önergesi verdi. Konunun bizzat takipçisi olacağını belirten Selçuk Türkoğlu’nun soru önergesi aynen şöyle: İlgili önergemiz. “TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA 9 Mart 2024 Pazar günü oynanan Kütahyaspor-Bursaspor maçında, Bursasporlu taraftarlara yönelik yapılan polis müdahalesi ve kötü muamele hakkında ; aşağıdaki sorularımın T.C. İçişleri Bakanı Sayın Ali YERLİKAYA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 3. Lig’de mücadele eden Bursaspor’un, Kütahyaspor ile Kütahya’da oynadığı maçın ardından, deplasmandan dönen yeşil-beyazlı taraftarlara güvenlik güçleri tarafından orantısız müdahalede bulunulduğuna dair kamuoyuna yansıyan görüntü ve iddialar endişe verici boyutta olmuştur. Özellikle oruçlu taraftarların bulunduğu otobüse biber gazı sıkıldığı, bazı taraftarların bu müdahale nedeniyle fenalaşıp istifra ettiği, ayrıca bazı güvenlik görevlilerinin taraftarlara yönelik şiddet içerikli ve aşağılayıcı tutum sergilediği ifade edilmekte, olaylar görsel materyallerde de gözlenmektedir. Kamuoyunu rahatsız eden bu nahoş hadisenin tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulması ve sorumluların gerekli cezai ve idari yaptırımlara tabi tutulması için gereken hassasiyetin gösterilmesi, taraftarlar arasındaki huzur ve güvenin yeniden tesisi yönünden elzem hale gelmiştir. Bu kapsamda; SORU 1- Bursaspor taraftarlarına yönelik güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığına dair iddialar üzerine Bakanlığınız tarafından bir inceleme veya soruşturma başlatılmış mıdır? SORU 2- Kamuoyuna yansıyan görüntülerde, bazı güvenlik görevlilerinin taraftarlara yönelik sert müdahalelerde bulunduğu ve provokatif hareketler yaptığı görülmektedir. Söz konusu güvenlik görevlilerinin kimlikleri tespit edilmiş midir? Haklarında herhangi bir idari veya adli işlem yapılacak mıdır? SORU 3- Olay sırasında taraftarların herhangi bir taşkınlık yaptığına dair resmi bir tespit var mıdır? Eğer böyle bir durum söz konusu değilse, güvenlik güçlerinin bu şekilde bir müdahalede bulunmasının gerekçesi nedir? SORU 4- Spor müsabakalarında güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımını önlemek adına ne gibi önlemler alınmaktadır? SORU 5- Bursasporlu taraftarların ve diğer kulüplerimizin taraftarların yaşadığı bu tür olayların tekrar yaşanmaması için Bakanlığınız tarafından özel bir tedbir alınacak mıdır?

TÜRKOĞLU, “ÇİP SOYGUNU”NU  MECLİS’TE PROTESTO ETTİ! Haber

TÜRKOĞLU, “ÇİP SOYGUNU”NU MECLİS’TE PROTESTO ETTİ!

Aracını Meclis’in TÖREN ALANI’na  çeken Türkoğlu, “5 liralık çipin vatandaşa 2.700 liraya satılması nedir Allah aşkına! Çip taktırmayana da, 28 bin lira ceza kesilecek öyle mi?” diye sordu. Konu ile ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanı ile Enerji Bakanının yanıtlaması talebiyle iki ayrı soru önergesi veren, Türkoğlu, “Kaçak akaryakıtı önleyeceğiz diyerek, kayıt dışılığın muhatabı olmayan vatandaşı cezalandırmak hangi aklın ürünüdür?” sorusunu yöneltti. Türkoğlu’nun konuya dair soru önergesi şöyle; TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorumun, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Sn. Alpaslan Bayraktar tarafından, Anayasa’nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ’nün 96. ve 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.06-02-2025 Hükümetin akaryakıt kaçakçılığı ve kayıt dışı ekonomiyi önlemek amacıyla yürürlüğe koyduğu Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), vatandaşlarımızın ve işletmelerin ağır mali yüklerle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. UTTS çipiiçin 2.700 TL gibi fahiş bir ücret belirlenmiş, montaj bedeli olarak ise 900 TL talep edilmiştir. Ayrıca, araçlara çip taktırmayanların 28 bin TL gibi ağır bir cezayla karşı karşıya kalacağı belirtilmiştir. Kiralık araç sahipleri de ciddi mağduriyetler yaşamakta olup, her kiralama sonrası yeni çip taktırmak zorunda bırakılmaktadır. Bu uygulamanın, özellikle milli güvenlik açısından tartışmalı bir geçmişe sahip İsrailli şirketlerle bağlantılı olduğu iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve tepki çekmiştir.   Bu bağlamda;   SORU 1- UTTS çipinin gerçek maliyetinin 5,5 TL olduğu iddia edilirken, neden 2.700 TL gibi fahiş bir fiyat belirlenmiştir? Çipin üretimi ve satışı konusunda hangi firmalar yetkilendirilmiştir?   SORU 2- UTTS sisteminin donanım ve yazılım altyapısını sağlayan firmalar hangileridir? Bu firmalarla yapılan ihaleler hangi usullerle gerçekleştirilmiştir?   SORU 3- UTTS uygulamasının, İsrailli şirketler veya İsrailbağlantılı firmalar tarafından yürütüldüğü iddiaları doğru mudur? İsrail menşeli olduğu belirtilen TURPAK firması ile ilgili bir güvenlik incelemesi yapılmış mıdır?   SORU 4- Bu uygulamanın araç sahiplerine yüklediği maddi külfeti hafifletmek adına bir düzenleme yapılması düşünülmekte midir? Çip bedelinin düşürülmesi veya devlet tarafından sübvanse edilmesi yönünde bir çalışma var mıdır?   SORU 5- Kiralık araç kullanıcılarının her kira süreci sonrası yeni çip taktırma zorunluluğuna tabi olması, büyük bir mali külfet doğurmaktadır. Bu konuda özel bir muafiyet ya da esneklik sağlanması düşünülmekte midir?   SORU 6- UTTS çipinin araçlara montajı için vidalama işlemi yapılmasının, araçlara zarar verdiği ve ikinci el piyasasında değer kaybına neden olduğu belirtilmektedir. Bu konuda araç sahiplerinin zararlarını telafi edecek bir düzenleme planlanmakta mıdır?   SORU 7- UTTS uygulamasının, Anayasa’ya aykırı olduğu ve vatandaşlara dayatıldığı yönündeki iddialar hakkında Bakanlığınızın görüşü nedir? Uygulamanın iptali ya da revize edilmesi yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?   SORU 8- Bu uygulamanın, kaçak akaryakıtı önlemek yerine, yalnızca araç sahiplerine yeni bir vergi yükü getirdiği yönünde kamuoyunda ciddi bir tepki oluşmuştur. UTTS dışında, kaçak akaryakıtı önlemek için daha etkin ve adil bir denetim mekanizması oluşturulması planlanmakta mıdır?

Müsavat Dervişoğlu teğmenler için göz yaşlarına hakim olmadı! Sesi titreyerek anlattı Haber

Müsavat Dervişoğlu teğmenler için göz yaşlarına hakim olmadı! Sesi titreyerek anlattı

Kara Harp Okulu'nun resmi mezuniyet töreninin ardından teğmenler, 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' diyerek geleneksel yeminleri ettiler. Yüksek Disiplin Kurulu'nda oy çokluğu ile alınan kararla beş teğmen ihraç edildi. Beş teğmenin disipsizlik yaptığı ve Mustafa Kemal'in Askerleriyiz sözünün anlamını boşalttıkları iddia edildi. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, teğmenler için duygu yüklü bir konuşma yaptı. Teğmenlerin tek tek ismini sayan Dervişoğlu, Türk ordusundan Atatürk sevgisinin silinemeyeceğini ifade etti. Dervişoğlu, bir göz yaşları ve sesi titreyerek teğmenliğin hayatı nasıl değiştirdiğini anlattı. Teğmenliği sadece bir rütbe olarak görenlere tepki gösteren Dervişoğlu'nun konuşması şöyle: "NE AMAÇLADIKLARINI GÖSTERMİŞLERDİR" "Beştepe, Balgat ve İmralı'nın başını çektiği, Türk milletine ve Türk devletine karşı savaş ilan eden sözde iç cephede aldığı ve aldırttığı ihanet timsali bir kararlarla 5 genç Teğmenimizi ve bu aymazlığı son ana kadar direnen üç rütbeli subayımızı ihraç ettirerek ne amaçladıklarını göstermişler, ne düşündüklerini kanıtlamışlar. Cumhuriyet devletine, Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı ne hissettiklerini açıklamışlar. Yeni Türkiye yüzyılı derken, yerli ve milli derken aslında ne kastetiklerini de bir kez daha ispat etmişlerdir. Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanıyım diye ilan ettikleri günden bir adım geri düşmediklerini, FETÖ ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerini yargılamaya kalktıklarında ki cüretten hiçbir şey kaybetmediklerini, dün dün çözüm süreci diye yürüttükleri Türkiye'yi çözerek parçalama arzularından hiçbir şey yitirmediklerini bir kere daha üst perdeden haykırmışlardır. "İŞGALCİLERİN YAPTIKLARI İLE AYNIDIR" Bu hamle, Türk ordularını terhize zorlayan işgal komutanları ve işbirlikçilerinin yaptıklarıyla bir ve aynı şeydir. "SİNDİREMEDİLER" Bunu üzüntüyle söylüyorum. Armasında Mustafa Kemal olan Harp Okulu öğrencilerinin ve armasında Mustafa Kemal olan kara kuvvetleri mensuplarının Mustafa Kemal'in askerleriz demelerini sindiremediler. Sarayın değil, Türk vatanını, bir avuç utanmaz azgınlığın değil, Türk milletini kayıtsız ve şartsız öncelikle Türk devletini korumaya yemin etmelerini, kendi isimlendirmeleriyle iç cephelerine zor gelmiştir. TEK TEK İSİMLERİNİ SAYDI Bu sebepledir ki içimdeki harbiye ruhu hiçbir zaman ölmez diyen Teğmen Ebru Eroğlu, vatanına hizmet için üniforma şart değil diyen Teğmen Gazi kılıç, tek endişem Türk milletine olan hizmet borcumu ödeyememe ihtimalimdir diyen Teğmen Serhat Gundar, Türk istikbalinin evladı olarak şerefle doğdum şerefle öleceğim diyen Teğmen İzzet Aksu, kişiler geçicidir, kişiler geçicidir. Baki kalacak olan ise Atatürk ve Atatürkçülüktür diyen Teğmen Deniz Demirtaş ve daha niceleri... İhraç ettiğiniz üç değerli komutanımızı kendi hezeyanlarınız, toplantılarınız ve paranoyalarınız uğruna o şerefli meslekten ihraç etseniz de bu ülkenin ruhundan ve yüreğinden onları söküp atamayacaksınız. Bizler Türk istikbalinin evlatları olarak Türk devleti demeye, Türk milleti demeye sonsuza kadar devam edeceğiz. Mustafa Kemal'in emanet ettiği cumhuriyetin neferi kalmaya da sonsuza kadar mücadele ederek gayret sarfedeceğiz. Bunu herkes bilsin. Kimseye de bu kahraman evlatlarımızdan bir şey bahşetmesin. Bir hikayem var benim bu konuyla ilgili ama duygulanıyorum anlatamıyorum. "BUNLAR TEĞMENLİĞİ BİR RÜTBE ZANNEDİYOR" Bunlar Teğmenliği bir rütbe zannediyorlar. Sıradan bir rütbe. Oysa Teğmenlik çok fazla şeydir. Ben bir asker ailesinden geliyorum benim dedem balıkçı. Küçük bir balıkçı bölgesinde taka reisliği yapan bir adamdı. Allah cümle ölmüşlerimize rahmet eylesin. Rahmetlik amcam ortaokul çağlarında iken askeri mektebe gidiyor. Orada işte, Kuleli Askeri Lisesini bitiriyor, Harp Okulunu bitiriyor, 1944 yılında Teğmen olarak orduya atanıyor. Birliğine gitmeden önce de memleketine geliyor, kardeşini okutmak için yanına alıyor. Bir teğmen maaşı. Dedem balıkçı ailemize giren o Teğmen maaşından sonra öyle bir farklılık söz konusu oldu ki hayatımızda. Okumayan çocuklarımız okudu. Efendim, yapılmasını icap eden iyi şeyleri yapmak artık ailemiz tarafından mümkün oldu. Rahmetli amcamın aldığı Teğmen maaşı rahmetli babamı askeri okul askeri üniformayla hukuk fakültesinde okuttu. "KURSAĞIMDAN GEÇEN HELAL LOKMANIN ADIDIR TEĞMENLİK" Benim kursağımdan geçen helal lokmanın adıdır Teğmenlik. Buradan sesleniyorum. İktidardakilere, sorumluluk sahibi olan herkese sesleniyorum. Bugün Milli Savunma Bakanlığı makamında oturan da aldığı ilk Teğmen maaşında benim hissettiklerimi hissetmiştir. Eski Savunma Bakanı da bence önemlidir. Yani burası istismar edilecek bir konu değil. Herkes bu ordudan ihraç edilmiş çocukların yerine kendi evlatlarını koysun değerli dava arkadaşlarım. Bu çocuklara böyle bir vasat oluştu. Bundan siyaseten istifade ederim mantığıyla bir siyasi figüre, argümana dönüştürmeye hiç kimse kalkışmasın. Bu çocuklar bugün kahramanları olduğu gibi yarınların da kahramanları olma güç ve iradesini sergiliyorlar. "TELAFİSİ MÜMKÜNDÜR" Bu alınmış karar 5'e 4 alınmıştır. 5'e 4 alınmıştır. Dolayısıyla telafisi mümkündür. Bu kararlar idari yargının denetimindedir. Herkes elini vicdanına koymak mecburiyetindedir. Herkes elini yüreğinin üstüne koymalı ve bu çocukları kendi evlatlarıymış gibi kucaklamalıdır. O sebeple sesleniyorum, şerefli Türk ordusunun bütün mensuplarına buradan sesleniyorum. Bunun istismarına vesile olacak davranışlardan azami ölçüde uzak duralım. Nasıl diyorlar, Berlin'de hakimler var. İdari mahkemelerde de hakimler var demek suretiyle bu çocukların geleceğinin kararlaştırılmasının önüne millet olarak geçmeye gayret sarf edelim. Ne dedik? İstismar yok.

İyi Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu'ndan soru önergesi Haber

İyi Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu'ndan soru önergesi

"TBMM Başkanlığına sunduğumuz İlgili Önergemiz; TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA Bakanlığınızın yayınladığı iki ayrı genelge ile bütün oteller için zorunlu hale getirdiği “SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM BELGESİ”nin, Sn. Bakan’ın kendisi tarafından geçerli bir belge olmadığının beyan esilmesiyle ilgili olarak; aşağıdaki sorularımın, Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Mehmet Nuri ERSOY tarafından, Anayasa’nın 98. Maddesi ve Meclis İçtüzüğü’nün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca, yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.  26-01-2025 Yüksel Selçuk TÜRKOĞLU İYİ Parti Bursa Milletvekili Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2022 yılından itibaren, otellerin yıldız seviyesine bakılmaksızın “Sürdürülebilir Turizm Programı” kapsamında belirlenen kriterlere uygun sertifikaların alınması zorunlu hale getirilmiştir. 15.11.2022 tarihli ve 2022/2 Sıra Sayılı Genelge, ardından 25.04.2023 tarihli ve 2023/6 Sıra Sayılı Genelge ile bu düzenleme detaylandırılmış; son olarak 25.07.2024 tarihli 2024/5 Sıra Sayılı Genelge ile de kriterlerin uygulanması için açık tarihler ve yaptırımlar belirlenmiştir. Söz konusu genelgelerde belirtilen düzenlemelere göre, sürdürülebilir turizm belgelerinin alınmaması durumunda ruhsat iptali, sertifika yenilenmemesi ve cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanı Sn. ERSOY, televizyon ekranlarından yaptığı açıklamada, sürdürülebilirlik belgelerinin şaşırtıcı biçimde geçerli bir belge olmadığını ifade etmiştir. Bakanlık tarafından çıkarılan genelgeler ve uygulanan yaptırımlarla açık bir çelişki içinde olan bu açıklama kamuoyunda büyük bir kafa karışıklığı yaratmıştır. Bu bağlamda; SORU 1- Bakanlık tarafından çıkarılan genelgelerde, turizm işletmeleri için sürdürülebilirlik belgelerinin alınması neden zorunlu kılınmıştır? Bu belgeler geçersizse, Bakanlık bu uygulamayı hangi gerekçe ile yürürlüğe koymuştur? SORU 2- Bakanlık tarafından sürdürülebilir turizm belgesine uyum sağlamayan işletmelere uygulanan milyonlarca liralık cezai yaptırımlar ve ruhsat iptalleri göz önüne alındığında, Bakanın açıklaması bu yaptırımların iptal edileceği anlamına mı gelmektedir? SORU 3- 2022 yılından bu yana sürdürülebilirlik belgeleri için işletmelere getirilen zorunluluklar doğrultusunda sertifika alınması amacıyla tesislerden yüksek meblağlarda masraf yapılmıştır. Bakanlığın son açıklaması doğrultusunda bu masrafların işletmelere iadesi düşünülmekte midir? SORU 4- Bakanlık, sürdürülebilirlik belgelerinin geçerliliği konusunda neden kamuoyuna açık ve net bir bilgilendirme yapmamaktadır? Bakanlığın açıklaması, sürdürülebilirlik kriterlerinin kaldırılacağı anlamına mı gelmektedir? SORU 5- Sürdürülebilirlik kriterlerinin uluslararası turizm standartlarına uygun hale getirilmesi için yapılan iş birlikleri ve harcamalar göz önüne alındığında, Bakanlık bu politikadan geri adım mı atmaktadır? SORU 6- Sürdürülebilirlik belgelerinin geçerliliği yoksa, Bakanlık neden ulusal ve uluslararası düzeyde bu uygulamanın zorunlu tutulması için genelgeler yayımlamış ve yatırımcıları buna mecbur bırakmıştır?"

Müsavat Dervişoğlu'ndan flaş Erdoğan iddiası: İYİ Parti Milletvekiline 'geç kalma acele et' demiş Haber

Müsavat Dervişoğlu'ndan flaş Erdoğan iddiası: İYİ Parti Milletvekiline 'geç kalma acele et' demiş

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, SZC TV’de yayınlanan Başkent Kulisleri programında Saygı Öztürk, Veli Toprak ve Mehmet Bal’ın gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmasından İmralı Heyeti ile neden görüşmediğine, İYİ Parti’de yaşanan milletvekili istifalarına kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanma sürecinde Çağlayan Adliyesi’ne giderek destek vermesine ilişkin soru üzerine, Dervişoğlu şunları söyledi: “Benim orada bulunuşum insani bir görevin yerine getirilmesinden ibarettir. Demokrasiye inanmış birisinin hak ve hukuklarının çiğnendiği süreçte, siyasi fikir ayrılıklarına bakmaksızın, ilke ve prensipler üzerinden hareket ederek, doğru duruşu nerede sergileyeceğine karar vermesi gerekiyor. O gün de o kararlılıkla gittim.” "ERDOĞAN İYİ PARTİ VEKİLİNE GEÇ KALMA ACELE ET DEDİ" Dervişoğlu, partisinden istifalarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. “Partinizin içine birtakım eller mi karıştı?” sorusu üzerine Dervişoğlu, şunları söyledi: “Doğruları söyleyen bir siyasi partiden, bu siyasal düzen içerisinde el çekmeleri mümkün değil. Açıkça da söylüyorum buradan; partimizden istifa eden bir milletvekiliyle Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasını biliyorum. İstifa takvimini ayarladıklarını biliyorum. Yakın dönem istifalardan ‘Geç kalma acele et’ dediğini biliyorum. Eskilerini de birbiriyle ilişkilendiriyorum. Bu istifaları meşrulaştırmak için İYİ Parti’den istifa edenlerin bilerek önce Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönlendirildiğini, Cumhuriyet Halk Partisi’ne giden milletvekillerinden sonra bu tür gidişlerde meşruiyet yaratıldığını, ondan sonra da akışın Adalet ve Kalkınma Partisi'ne doğru yönlendirildiğini biliyorum.” “Bu transferlerin anayasa değişikliği kapsamında yeterli oy sağlanmasına mı yönelik olduğu” konusundaki soruya Dervişoğlu, şu yanıtı verdi: “İki şeye bağlayabilirsiniz. Adalet Ve Kalkınma Partisi'nin eğer bir anayasa değişikliği hayali varsa, siyasi ittifaklarla, 400 milletvekilinin ortak kabulüyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu değişikliği yapması kendileri için çok önemli. Çünkü iktidar partisi artık bu haliyle referandumdan herhangi bir şey geçiremez. Dolayısıyla 400’ü araması son derece normal. O sebeple de ya siyasi ittifaklara ihtiyacı var -ki DEM’le olan yakınlaşmayı da ona bağlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de ona ses çıkarmayacağını delalet eden beyanlarını da o 400 arayışıyla ilişkilendiriyorum. Ama 400 bulunmadıysa erken seçim kararının alınmasını mümkün kılabilecek 360 parlamenterlik nitelikli çoğunluğu garantiye almaya yönelik görüyorum. “ "KÜRŞAD ZORLU'NUN BAŞKA HESAPLARI VARDI" Kürşad Zorlu’nun istifasını bildirip bildirmediğinin sorulması üzerine Dervişoğlu; şöyle konuştu: “Kürşad Bey bizim Dışişleri Komisyonu üyemizdir. Dışişleri ile ilgili bir kanun görüşülürken Dışişleri Komisyonu üyesi olarak konuşma yapmaktan bile imtina etmiştir, hükümetin görüşlerinin hilafına bir beyanda bulunmaktan kaçarak. Ayrıca uzunca bir zamandan beri başka beklentileri ve hesapları da vardı. Siyasette beklenti de olur, hesap da olur, strateji de olur. Ama İYİ Parti’den daha fazla Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki bakanlara olan yakınlıklarıyla ya da işte onlara olan muhabbetleri ile anılırdı içimizde. Fazla şey söylesem alınacaklar. "İSTİFANIN ZAMANINI ERDOĞAN BELİRLİYOR" Bir diğer arkadaşımız uzunca bir zamandır grup toplantılarına böyle kesintili gelir, milletvekilleri bir araya geliriz onlara katılmaz, yani sonradan öğrenirsiniz ki Tayyip Erdoğan'la uzunca bir zamandan beri temas halinde. İstifasının zamanlamasını Sayın Erdoğan belirliyor. Ben ülkü, hedef, ideal birliği olmayan insanlarla siyaset yapılamayacağını bilirim. Dolayısıyla beni gidenlerden daha çok kalanlar ilgilendiriyor.”

Türkoğlu: Uludağ ne kadar güvenli? Haber

Türkoğlu: Uludağ ne kadar güvenli?

Bursa Uludağ’da faaliyet gösteren otellerde yangın güvenliği için gerekli olan tedbirlerin alınıp alınmadığının nasıl denetlendiğini soran Türkoğlu, “Uludağ’daki otellerin her birinde yangın merdiveni bulunup bulunmadığı kontrol edilmiş midir? Kontrol edilmişse, tespit edilen eksiklikler var mıdır” diyerek raporların kamuoyuna açıklanmasını istedi. Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu’nun Uludağ’daki turistik tesislere dair soru önergesi aynen şöyle: TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA Bursa Uludağ’daki turistik tesislerin bina emniyeti ve güvenlik durumları ile ilgili aşağıdaki sorularımın, Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Mehmet Nuri Ersoy tarafından, Anayasa’nın 98. Maddesi ve Meclis İçtüzüğü’nün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca, yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bir otelde meydana gelen ve 76 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine ve 51 insanımızın da yaralanmasına neden olan yangın, turizm bölgelerinde yangın güvenliği ve yapı denetimi konusundaki eksiklikleri tekrar gündeme getirmiştir. Dolayısıyla her sezon yerli ve yabancı turistlerin yoğun biçimde uğrak merkezi olan Bursa Uludağ’da faaliyet gösteren turistik otellerin, muhtemel bir faciada bina emniyeti ve güvenlik durumları kamuoyu nezdinde sorgulanır olmuştur. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması adına ilgili soruların açıklığa kavuşturulması elzem hale gelmiştir. Bu bağlamda: SORU 1- Bursa Uludağ’da faaliyet gösteren otellerde yangın güvenliği için gerekli olan tedbirlerin alınıp alınmadığı nasıl denetlenmektedir? SORU 2- Uludağ’daki otellerin her birinde yangın merdiveni bulunup bulunmadığı kontrol edilmiş midir? Kontrol edilmişse, tespit edilen eksiklikler nelerdir? SORU 3- Uludağ’daki otellerin en son denetim tarihleri nedir? Bu denetimlerin sonucunda düzenlenen raporlarda hangi bulgulara ulaşılmıştır? SORU 4- Söz konusu otellerin, yangın güvenliği açısından gerekli ruhsatlara sahip olup olmadıkları incelenmiş midir? Ruhsatsız faaliyet gösteren otel bulunmakta mıdır? SORU 5- Bursa Uludağ’da herhangi bir yangın çıkması durumunda müdahale edebilecek yeterlilikte bir itfaiye teşkilatı bulunmakta mıdır? Eğer bulunuyorsa, personel ve donanım açısından yeterliliği nedir? SORU 6- Kültür ve Turizm Bakanlığı, özellikle yoğun turizm sezonlarında bu tür yangınların önlenmesine yönelik ekstra bir önlem almayı planlamakta mıdır? Bu konuda bakanlık tarafından yürütülen veya planlanan çalışmalar nelerdir? SORU 7- Benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması adına turistik tesislerde yangın güvenliğini artıracak yasal düzenlemeler yapılması gündemde midir?

Türkoğlu: Yüzde 846 kira artışı mı olur, el insaf ! Haber

Türkoğlu: Yüzde 846 kira artışı mı olur, el insaf !

“Devlet kiracısına, ‘Paranız yoksa çıkın!’ diyemez” ifadesini kullanan Türkoğlu, Vakıf taşınmazlarında kiracı olan özellikle emekli, asgari ücretli, dar gelirli aileler ve küçük esnafın büyük mağduriyet yaşadığına dikkat çekti. Türkoğlu’nun konu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı’nın cevaplandırması talebiyle verdiği soru önergesi aynen şöyle: “TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından, Anayasa’nın 98. Maddesi ve Meclis İçtüzüğü’nün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca, yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, kiracılara yönelik fahiş oranlarda yapılan kira artışları kamuoyunda büyük tepki çekmiştir. Bazı kiracılara gönderilen tebligatlarda kira artış oranlarının yüzde 300 ile yüzde 846 arasında değiştiği görülmüştür. Bu durum vakıf kiracılarını ekonomik anlamda derinden etkilemiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kiracısı olan İşinsanı, esnaf ve vatandaşlar, yüksek kira artışları nedeniyle işlerini devam ettiremez hale gelmiş, söz konusu durum istihdam ve ticaret üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmıştır. Kira artışlarının artışlarının belirlenmesinde, enflasyon oranları hiç dikkate alınmazken; rayiç bedel adı altında yapılan bu artışlar, mali anlamda dayanılmaz bir yük oluşturmuştur. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvurulara dair sürecin şeffaf olmadığı, kiracılara “paranız yoksa çıkın” şeklinde yaklaşımlar sergilendiği de iddialar arasındadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait mülklerde uygulanan bu fahiş kira artışları karşısında, Vakıf kiracılarının hayatlarını sürdürebilmesi mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda, aşağıdaki soruların kamuoyunu aydınlatmak adına cevaplandırılması elzemdir. SORU 1- Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kira artış oranları hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Devlet bile maksimum kira artışını Aralık 2024’te yüzde 60.45 olarak belirlemişken, Vakıflardaki artış oranlarında enflasyon, gelir düzeyi veya kiracıların ekonomik durumu gibi faktörler neden dikkate alınmamaktadır? SORU 2- 2025 yılında bazı kiracılara yüzde 846 oranında kira artışı yapıldığı iddiaları doğru mudur? Doğruysa bu artış oranı hangi gerekçelere dayanmaktadır? SORU 3- Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazlarda kiracı olan özellikle emekli, asgari ücretli, dar gelirli aileler ve küçük esnaf için farklı bir düzenleme yapılması düşünülmekte midir? Bu gruplara yönelik özel bir kira artış politikası uygulanacak mıdır? SORU 4- Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülklerine yatırım yaparak bu mülkleri yaşanabilir hale getiren kiracılara yönelik olarak, yapılan masrafların kira artışlarında dikkate alınması düşünülmekte midir? SORU 5- Devletin, Vakıflar Genel Müdürlüğü kiracılarına yönelik fahiş kira artışlarına müdahale ederek, kira artışlarının sınırlanması veya makul seviyelere çekilmesi yönünde bir düzenleme yapması planlanmakta mıdır? SORU 6- 2024 ve 2025 kira artışlarına yönelik olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yapılan itirazların sayısı kaçtır? Bu itirazların ne kadarı olumlu sonuçlandırılmıştır? SORU 7- Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, kiracıların mağduriyetlerini gidermek ve bu süreci daha şeffaf hale getirmek için hangi adımlar atılacaktır?”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.