Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gökhan Günaydın

haberalmedya - Gökhan Günaydın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gökhan Günaydın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gökhan Günaydın: Lozan, 85 Milyonun Demokratik Haklarının Sınırını Çizmektedir Haber

Gökhan Günaydın: Lozan, 85 Milyonun Demokratik Haklarının Sınırını Çizmektedir

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, "Yakın tarihimizin en adil olmayan seçimlerinden birisi olan 14 Mayıs 2023’ten bu yana iki yıl geçti. Yalan videolarla seçim sürecinde algı operasyonları yaparak o gün ‘CHP gelirse PKK’lılarla iş birliği yapacak’ diyenlerin bugün geldikleri nokta ortada. Geçen iki yıl içinde iktidarın ‘Çözeceğim’ diyerek söz verdiği vaatleri anımsatmakta yarar var. Dövizdeki artış son bulacak, Türk lirası değerlenecekti. İki yıl önce dolar 19,64 liraydı, bugün 38,80 lira. Enflasyon düşecek, hatta tek haneli rakamlara ulaşacaktı. İki yıl önceki enflasyon yüzde 39,5 iken, bugün yüzde 38,2. Yani bir arpa boyu yol alınamadı. Emekliler refahtan uygun pay alacaklardı, iki yıl önce en düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira ile açlık sınırının yaklaşık yüzde 74’üne yakındı, bugün 14 bin 469 lira ile açlık sınırının ancak yüzde 55’i civarında emeklilerimiz maaş alabiliyorlar. Kamuda mülakat kalkacaktı, şimdi Erdoğan, ‘Beni öyle bir sözüm yok’ diyor. Milli Eğitim Bakanı ‘Mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyerek adeta milletle alay ediyor" ifadesini kullandı. Günaydın, şunları kaydetti: "47 yıldır süren terörün bitirilmesi ve sağlanan barışın kalıcı hale getirilmesi atılacak demokratik adımlarla mümkün" "Elbette iki yıl içerisinde Türkiye önemli bir kavşağa geldi. Bu kavşakta PKK’nın pazartesi günü yaptığı açıklama ile kendini feshetmesi ve silahları bırakmasını olumlu bir adım olarak gördüğümüzü söyledik. Türkiye hassas bir süreçten geçiyor. 47 yıldır süren terörün bitirilmesi ve sağlanan barışın kalıcı hale getirilmesi atılacak demokratik adımlarla mümkün. Bu çerçevede Meclis’in üzerine önemli görevler düşüyor. Toplumsal mutabakat ve demokratik meşruiyetin sağlanacağı zemin temsili demokrasinin tecelligahı olan Meclis’tir. Bu çerçevede Gazi Meclis’i saygın bir müzakere ikliminde tutmak Meclis’te temsil edilen tüm siyasal partilerin ortak görevidir. Meclis’te temsil edilen farklı siyasal partilerin farklı müktesebatlarına saygı duyan ancak Meclis’i Anayasa ve İçtüzük hükümlerine uygun bir şekilde çalıştıran anlayışın egemen kılınması konusunda bir tereddüt yoktur. Tüm yurttaşlarımızın Meclis çalışmalarında görmek istediği insan haklarına dayalı cumhuriyetimizin adalet ve demokrasi birikimine uygun biçimde iktidarı ve muhalefetiyle ülkenin gerçek sorunlarına olgun bir çalışma düzeni içinde çözüm arayan ve siyasi partilerin birbirlerinin müktesebatlarına saygı gösteren biçimde yönetilmesine katkı sunmaya devam edeceğiz." MHP Ankara İl Başkanı Alpaslan Doğan'ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında yaptığı tehdit içerikli paylaşımla ilgili konuşan Günaydın, "MHP Ankara İl Başkanı’nın tehdit dolu açıklamasına CHP Ankara İl Başkanı yanıt verdi. Biz başka bir düzeyi hak etmediğini düşünüyoruz bu açıklamanın ama bu açıklamanın memleketin cumhuriyet savcılarının ilgi duyması gerektiğini düşünüyorum. Birinci parti, cumhuriyetin kurucu partisinin Genel Başkanı’nı tehdit etmeye kalkmak hiç kimsenin haddi ve cüreti değildir. Buna tevessül etmeye kalkanlar CHP’nin kararlı gücü ile karşılaşacaklardır. Biz, adaletten, barıştan, demokrasiden yana olmaya devam edeceğiz ama bu memlekette eğer bağımsız bir yargı var ise CHP Genel Başkanı’na yönelmeye tevessül eden bu tehdidin herhalde Türk Ceza Kanunu karşısındaki bir maddesini bulup resen bir soruşturma sürecini yürüteceklerdir" ifadelerini kullandı. Günaydın, PKK'nın pazartesi günü aldığı fesih kararının ardından başlayan Lozan tartışmasına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti: "Lozan, 1924 Anayasası ve soykırım meselesi... Lozan, cumhuriyetimizin temel metnidir. Lozan sayesinde Türkiye’nin sınırları belli olmuştur. Lozan, savaşı kazanan Ankara hükümetinin Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri karşısında ve Türkiye’yi işgal etmeye çalışan güçlerin karşısında birinci devrede sonuç alamayıp, ara verilip, İzmir’de İktisat Kongresi’ni düzenleme cesaretini gösterenlerin tekrar çağrılması üzerine yine nitelikli bir müzakere ve başarı ile imzaladıkları bir metindir. Lozan’dan hangi sınıf ve zümre kazanç elde ediyormuş? Lozan, bu memlekette yaşayan 85 milyonun aynı zamanda demokratik haklarının da sınırını çizmektedir. Fesli Kadir’in Lozan’a yönelik saldırıları ve yalanlarının daha mürekkebi kurumamışken hiç kimse Lozan üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın. Bunun hiç kimseye yarar sağlamayacağı çok açıktır. Tıpkı o dönemde olduğu gibi bugün de cumhuriyeti Kürtüyle Türküyle Lazıyla Çerkesiyle hep birlikte kurduk; hep birlikte mücadele ederek emperyalizmi bu memleketten kovduk. Şimdi de hep birlikte mücadele ederek barışı ve demokrasiyi getireceğiz. Bu tartışmalarla süreci boğmaya çalışanların iyi niyetli olmadığını tüm yurttaşlarımızın eksiksiz bir şekilde anlamasının çok yararlı olduğunu düşünüyorum."

Gökhan Günaydın: ‘Gürlek’in Yıllarca Başkanlık Yaptığı Mahkemeye Düştü’ Haber

Gökhan Günaydın: ‘Gürlek’in Yıllarca Başkanlık Yaptığı Mahkemeye Düştü’

CHP’li Günaydın, şunları dile getirdi: “Demokrasi ve hukuk tarihimiz açısından gerçekten kara bir gün yaşıyoruz. Asla tesadüfle ve kurallarla açıklanamayacak bir dizi olay bizi Silivri Cezaevi Kampüsü'ne getirdi. Neydi konu? Ekrem Başkan'ın terörle mücadele eden kamu görevlisine hakaret ettiği ve tehdit ettiği iddiasıyla açılan bir dava. Soruşturmanın başlatılmaması gerekiyorken maalesef iddianameye dönüştü ve iddianame 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne düştü. Çağlayan Adliyesi'nde 44 ağır ceza mahkemesi var. Bu 44 ağır ceza mahkemesi, UYAP sisteminden tesadüfen hangi mahkemenin hangi davayı görüleceğine karar verilen bir düzene sahip. Ama gelin görün ki, Akın Gürlek'i tehdit ettiği iddiasıyla açılan dava, Akın Gürlek'in yıllarca mahkeme başkanlığı yaptığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tesadüfen düşüveriyor.” ‘BU SALONLARI KUMPAS DAVALARINDAN TANIYORUZ’ “14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin şu andaki başkanı kim? Akın Gürlek ile üç ayrı mahkemede birlikte mahkeme üyeliği yapmış kişi şu anda mahkeme başkanlığı yapıyor. İşte biz böylesine 44 ağır ceza mahkemesi arasından Akın Gürlek'in yıllarca reislik yaptığı mahkemeye düşmüş bir mahkemede Ekrem Başkan'ın yargılanmasına tanık oluyoruz. Yani başsavcı hakkında hakaret iddiasını başsavcının yardımcısı soruşturuyor, başsavcının yardımcısı onu iddianameye bağlıyor ve başsavcının eski heyet üyesi Ekrem İmamoğlu'nu yargılıyor. Biz de buna hukuk düzeni diyoruz. Söylüyoruz ki biz Türkiye'de hakimlerin ve mahkemelerin varlığına inanmak istiyoruz. Ancak kurulan düzenin de farkındayız. Peki, bununla kaldı mı arkadaşlar? 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ve Çağlayan'da görülmesi gereken duruşma birdenbire Silivri Cezaevi Kampüsü içerisindeki 2 no'lu duruşma salonuna alındı. Burada yaşı yeten hepimiz bu salonları tanıyoruz, bu salonlarda kumpas davalarının nasıl görüldüğünü biliyoruz ve aynı salonda bugün başka davaların takipçisi olmaktan büyük bir üzüntü duyuyoruz.” ‘CEZAEVİ İÇERİSİNDE ADİL BİR YARGILAMA YAPILABİLİR Mİ?’ Neden Silivri'ye alınmış davalar? Çünkü katılımcı çok olabilirmiş. Dolayısıyla tarafların mağduriyetini önlemek ve katılımı arttırmak için Silivri'deki büyük salona almışlar. Evet, Silivri'de salon büyük ama Çağlayan'dan bu tarafa 120 kilometre. Cezaevleri içerisinde adil bir yargılama yapılabilir mi? Kim bunu sağlayabilir? Kim buna insanları inandırabilir? Dolayısıyla böyle bir ortam içerisinde bir dava başladı. İl Başkanımızın da söylediği gibi kendisine isnatlar okunduktan sonra Ekrem İmamoğlu tarihi bir savunma yaptı ve dedi ki: "Ne hakareti kardeşim, ne tehdidi kardeşim? Benim söylediğim şey Türkiye'de adaleti ve hukuku tesis edeceğiz, başsavcının ailesi ve çocukları da dahil olmak üzere herkesin güvenliğini bu tesis edilen adalet ve hukuk mekanizması sağlayacak." Arkadaşlar bunun neresinde tehdit var, neresinde hakaret var? Ama bugün 16 milyonun temsilcisi ve bu düzeni üç kere yenmiş olan Ekrem İmamoğlu tutuklu olarak ve sanık sıfatıyla burada yargılanıyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur.” ‘ÜÇ DAVA DA ÜÇ AYRI ADLİYEDE’ “Ayrıca bir tesadüf daha söyleyeyim: Bugün 11 Nisan 2025; bizi ilgilendiren üç ayrı dava, üç ayrı adliyede. Burada Silivri Yerleşkesinde saat 10.00'da Ekrem Başkan'ın davası vardı. Saat 10.30'da bu kez Çağlayan Adliyesi'nde asıl kumpasın kurgulanmaya çalışıldığı İstanbul il binasının alımı ile ilgili dava var. Dolayısıyla orada da olmamız gerekiyordu ve bugün 15.00'te Büyükçekmece Adliyesi'nde, bu kez de 2015 yılında yapılmış bir ihale nedeniyle Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı ve dosyanın kaçırıldığı bir başka mahkemeye buradan gideceğiz. Bakın bizler siyasetçileriz. Türkiye'nin inanılmaz bir gündemi var. Ekonomik yıkım, politik yıkım, iç barış ve biz adliyeler arasında, cezaevleri arasında mekik dokumak zorunda kalıyoruz. Bunun adı hukuk değildir, bunun adı adalet değildir. Buradan biz de ifade ediyoruz: Ekrem İmamoğlu'nu yargılayamazsınız. Milletin iradesi onun arkasındadır. Düzmece iddianamelerle milletin iradesine ket vurmak ve onu engellemek mümkün değildir. Tarihin akışı devam edecek, kum saati akmaya devam edecek ve eninde sonunda bu memlekete adaleti, hukuku ve demokrasiyi getireceğiz.”

Gökhan Günaydın: “Hiçbir AKP'li, MHP'li Belediyeye Operasyon Yapmazken CHP’li Belediyelere İtibar Suikasti Düzenlemenin Hukukla Alakası Yoktur” Haber

Gökhan Günaydın: “Hiçbir AKP'li, MHP'li Belediyeye Operasyon Yapmazken CHP’li Belediyelere İtibar Suikasti Düzenlemenin Hukukla Alakası Yoktur”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Beşiktaş Belediyesi'ne, "suç örgütü üyeliği", "ihaleye fesat karıştırma" ve "mal bildirimiyle ilgili yasanın ihlali" suçlarından soruşturma başlatıldığını açıkladı. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat hakkında gözaltı kararı verildi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmede bulundu. Günaydın şunları söyledi: “Önce şunu söyleyelim: 5018 ve 4734 sayılı yasa uyarınca belediye başkanları ihale yetkilisi değildir. Dolayısıyla yetkili olmadığı bir ihaleden dolayı Beşiktaş Belediye Başkanı’nı bir sabah operasyonuyla babasının evinden gözaltına alıyorsun. Üç saat polis eşliğinde İstanbul'a getiriyorsun. Sonra da hastane kontrolünü bir şova dönüştürerek, kolunda polislerle beraber hastaneye girip çıkartarak adeta bir itibar suikastine maruz bırakıyorsun. Aslında sabah 06.30’da savcılık, masumiyet kariyesini ihlal ederek baştan zaten suçlu ilan ediyor. Peki neymiş mesele? Bir firma, Beşiktaş Belediyesi'nden bir iş almış ve bu işin karşılığında bir çalışma gerçekleşmiş. Peki bu ihale açık ihale mi? Evet. Söz edilen firma ihale yasaklı mı? Hayır. Peki o ihaleyi o firma kazanırsa belediyenin, ‘Senin o ihaleni iptal ettim’ demesi haklı bir gerekçe olmadan mümkün mü? O da değil. Peki o firmaya bakıyorsunuz kimlerle çalışmış diye. TBMM ile çalışmış, Yargıtay ile çalışmış, çok sayıda üniversiteyle çalışmış, tıp fakültesiyle çalışmış, YURTKUR ile çalışmış, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile çalışmış, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile çalışmış. Bütün bunlar yani AKP'li belediyelerle il-ilçe düzeyinde ve aynı zamanda devlet kurumlarıyla bunlarla aldığı ihalenin toplamı 4 milyar TL'den fazla. Onlardan ihale alıp iş yaptığı zaman bu firma bir sorun yok. Beşiktaş Belediyesi ile iş yaptığı zaman suç örgütü lideri olarak tanımlanan bir insanla iş yaptığı için Beşiktaş Belediye Başkanı ve çalışanlar tutuklanıyor. "CHP’li belediyelere itibar suikasti düzenlemenin hukukla uzaktan yakından alakası yoktur” Yani özetle diyelim ki Türkiye'de hiç kimse soruşturma-kovuşturma süreçlerinden ari değildir. Ancak hiçbir AKP'li, MHP'li belediyeye operasyon yapmazken yatıp kalkıp CHP’li ve muhalefet belediyelerine itibar suikasti düzenlemenin hukukla uzaktan yakından bir alakası yoktur. Süreci izliyoruz. Ne yaptığınızı ve neden yaptığınızı da biliyoruz. Hem biz buna karşı dayanışmamızı yükselteceğiz hem de milletten bugüne kadar aldığınızdan daha fazla cevabı alacaksınız.” “Eğer bir görevden alma niyetleri olur ise hukukun içerisinde kalarak en sert tepkiyi vereceğiz” Günaydın, "CHP’nin yol haritası ne olacak" sorularını şöyle yanıtladı: “Bu bir terör örgütü suçlaması değil, bir suç örgütü suçlaması. Yani kayyum atanmasını gerektirir herhangi bir durum söz konusu dahi değil. Peki yapılacak olan işlem nedir? Aralarında belediye başkanının da bulunduğu bu 47 kişinin ifadeleri, sırasıyla emniyette, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde alınacak. Umuyor ve diliyoruz ki bu ifadeler sonrasında belediye başkanı ve çalışanları, başkan yardımcıları serbest bırakılacaklar. Eğer bir görevden alma niyetleri olur ise bir kere daha söylüyorum ki hukukun içerisinde kalarak en sert tepkiyi vereceğiz. Bu çerçevede dahi bir kayyum uygulaması söz konusu olamaz. 31 belediye meclis üyesinin tamamı CHP'lidir. Bir tek AKP'li, MHP'li belediye meclis üyesi dahi yoktur Beşiktaş'ta. Dolayısıyla bu takdirde dahi belediye meclisi içerisinden bir arkadaşımız seçilerek Beşiktaş'ı yönetmeye devam edecek. Ancak biz bunu bile uygun bir seçenek olarak görmüyoruz, ifade edelim."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.