Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Chp

haberalmedya - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’tan kurultaydeğerlendirmesi: ‘‘Şimdi iktidar zamanı!’’ Haber

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’tan kurultaydeğerlendirmesi: ‘‘Şimdi iktidar zamanı!’’

CHP'nin 39. Olağan Kurultayı sonrasında, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş çeşitli değerlendirmelerde bulundu. CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, kurultayın ardından bir mesaj yayınladı. Yeşiltaş, kurultayın parti ve ülke için hayırlı olmasını diledi. Ülkenin dört bir yanından katılımcıların coşkusunu tüm toplumla buluşturmaya kararlı olduklarını belirterek, "CHP yalnızca muhalefet değil; Türkiye'yi geleceğe taşıyacak vizyonuyla önümüzdedir" dedi. Yeşiltaş, Kurultayı basit bir seçimden ziyade partinin geleceğini şekillendiren bir dönemeç olarak değerlendirdiklerini aktararak, "Genel Başkanımız Özgür Özel'in delegelerden aldığı destek sadece güven tazelemeye değil, cesur ve kararlı bir siyasal mücadelenin açık beyanıdır." ifadelerini kullandı. YENİ PROGRAM, TÜRKİYE İÇİN YENİDEN YAPILANMA PLANI Parti programı üzerine geniş değerlendirmelerde bulunan Yeşiltaş şöyle dedi: “Ülkemizin ekonomik krizi, adalet sorunu ve liyakat eksikliği, kötü yönetimin doğal bir sonucudur. Bu durumu aşmak için hazırlanan yeni parti programımız, Türkiye için yapılacakların planıdır. Demokrasi, yönetim ve adalet ilkelerimiz, hukuk önünde herkesin eşit olduğu bir düzen vizyonumuzu temsil etmektedir. Yönetim reformu vizyonumuz, devleti şeffaf ve hesap verebilir yapmayı hedeflemektedir. “Ekonomi vizyonumuz, Türkiye'de büyümenin adil olarak dağıtılmasına yöneliktir. Sanayiden tarıma, teknoloji yatırımlarına dek her alanda bilimsel ve sürdürülebilir bir gelişme planlanmaktadır. Türkiye'nin çıkışı buradadır. “Sosyal devlet yaklaşımımız, yoksulluğu önlemeye, çocukların açlığına devletin çözüm bulmasına ve insana yakışır bir yaşam için adil bir düzen kurmaya odaklanmaktadır. Bu program, kimseyi geride bırakmayan bir refah devletini esas alır.” ''GELECEK VİZYONUMUZ'' Parti Meclisi’ne mesajlar ileten Yeşiltaş, "Bursa Milletvekilimiz Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Canan Taşer ve Yüksek Disiplin Kurulu’na seçilen Yasemin Reçber’e ve tüm çalışma arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Parti Meclisi’nin genişlemesi, gençlik ve kadın kotasının güçlenmesi, partimizin daha demokratik ve kapsayıcı bir yapıya büründüğünü göstermektedir. Bu yenilik, partimizin toplumsal desteğini artıracak ve iktidara yürüyüşümüzde bizi daha güçlü kılacaktır. Kurultayımız birlik içinde geçti, enerjimizi ülkenin sorunlarına çözüme yönelttik. Artık Türkiye'nin geleceğine talibiz.” dedi. BURSA MESAJI “Bursa, Türkiye’nin üretim merkezi; işçileri, sanayicileri, çiftçileri ve esnaflarıyla ülkenin bel kemiğidir. Partimizin yeni kalkınma politikası Bursa için büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsatı yerel politikalarımızla ve iktidarın projeleriyle birleştirip, Bursa’yı Türkiye’nin örnek şehirlerinden biri yapacağız.” şeklinde konuştu. Yeşiltaş açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bursa’da her alanda insanlarımızla bir araya geleceğiz. İnsanlarımızın sorunlarını, geçim sıkıntılarını, çocuklarının beslenme sorunlarını, barınma krizlerini göz ardı etmeyeceğiz. Hapiste tutulan Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu ve tüm arkadaşlarımız için adalet mücadelemizi büyüteceğiz. CHP, masa başında değil, halkın içinde siyaset yapan bir oluşumdur. Adalet ve eşitlik mücadelesini büyüteceğiz. Bursa’dan yükselen kararlılıkla, Türkiye’nin dört bir yanındaki gücümüzle ve gençlerimizin enerjisiyle iktidarı kuracağız. Ülkemize hak ettiği demokrasiyi, adalet ve refahı yeniden getireceğiz. Biz hazırız; Türkiye de hazır.”

Özgür Özel'in listesi firesiz onay aldı; Bursa'dan 3 isim Haber

Özgür Özel'in listesi firesiz onay aldı; Bursa'dan 3 isim

CHP’nin 39’uncu Olağan Kurultayı’nın son günü olan üçüncü gününde, “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla düzenlenen kongrede, Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve Bilim Kültür Sanat Platformu (BKSP) için seçimler gerçekleştirildi. Yarışa tek aday olarak katılan ve kullanılan tüm oyları alarak toplam bin 333 oyla partinin tarihindeki en yüksek oyu toplayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in anahtar listesi, eksiksiz bir şekilde kabul gördü. Özel'in listesinden Bursa'dan 3 isim yer almakta. Önceki dönemde PM'de görev alan Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Canan Taşer yeniden PM'de bulunacak. Avukat Yasemin Reçber ise Yüksek Disiplin Kurulu'nda görev alacak. Yeni Parti Meclisi adayları şöyle: Özel’in anahtar listesinde yer alan PM adayları arasında; Süreyya Öneş Derici, Barış Övgün, Turgay Özcan, Suat Özçağdaş, Tuğçe Hilal Özkan, Engin Özkoç, Uygar Parçal, Evrim Rızvanoğlu, Selin Sayek Böke, Baran Seyhan, Polat Şaroğlu, Bihlun Tamaylıgil, Namık Tan, Mahmut Tanal, Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Gamze Taşcier, Canan Taşer, Melisa Uğraş, Mehmet Salih Uzun, Pınar Uzun Okakın, İsmail Atakan Ünver, Ozan Varal, Mehmet Necati Yağcı, Deniz Yavuzyılmaz, Emre Yılmaz, Deniz Yücel, Mahir Yüksel, Gökan Zeybek, Erhan Adem, Zeliha Aksaz Şahbaz, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Cavit Arı, Ednan Arslan, Baki Aydöner, Ensar Aytekin, Yankı Bağcıoğlu, Murat Bakan, Saniye Barut, Ozan Bingöl, Burhanettin Bulut, İlhan Cihaner, Sercan Çıggın, M. Gül Çiftci Binici, Cansel Çiftçi, Nihat Dağ, Gülşah Deniz Atalar, Bedirhan Berk Doğru, Zeynel Emre, Hikmet Erbilgin, Bahattin Bahadır Erdem, Asiye Ergül, Ali Abbas Ertürk, Ali Gökçek, Gökçe Gökçen, Kübra Gökdemir, Volkan Memduh Gültekin, Elif Leyla Gümüş, Nazan Güneysu, Ozan Işık, Uğurcan Irak, Özgür Karabat, Ulaş Karasu, Yalçın Karatepe, Ecevit Keleş, Sevgi Kılıç, Berk Kılıç, Sinem Kırçiçek, Önder Kurnaz, Burcu Mazıcıoğlu ve Aylin Nazlıaka bulunmaktadır. Yüksek Disiplin Kurulu YDK listesinde ise Turan Taşkın Özer, Yasemin Reçber, Aliye Tımisi Ersever, Hümeyra Akkuş Sandıkcı, Ayça Akpek Şenay, Erbil Aydınlık, Süleyman Bülbül, Oğuzhan Cenan, Aliye Coşar, Deniz Çakır, Aysemin Gülmez, Remzi Kazmaz, Erdoğan Kılıç, Mesut Kırşanlı ve Ali Narin isimleri bulunmaktadır. Bilim Kültür Sanat Platformu Bilim Kültür Sanat Platformu anahtar listesinde ise Serkan Özcan, Şule Özsoy Boyunsuz, Kerim Rota, Tolga Sağ, Ömer Kaya Türkmen, Emine Uçak Erdoğan, Oya Ünlü Kızıl, Murat Arslan, Güldem Atabay ve Emre Kartaloğlu yer aldı.

İzmir’deki vapur iskeleleri yenilenecek Haber

İzmir’deki vapur iskeleleri yenilenecek

“Diğer iskelelerde hasar tespiti yapılmadı” İskelenin tahliyesi durumunda belediye tarafından sağlanan deniz ulaşım hizmetinin aksama yaşamaması için gemilerin yanaşabileceği alternatif bir yer bulunması çalışmalarına başlandığını belirten Altan İnanç, “Konak İskelesi ile Konak Pier arasında, çalışmalara göre alternatif bir geçici yanaşma yeri belirlendi. Bu geçici yanaşma yeri sit alanı içinde bulunduğundan gerekli düzenlemeleri içeren rapor hazırladı. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan gerekli izinlerin alınması için başvuru süreçleri devam ediyor. Diğer ilgili kurumlardan da onay alındıktan sonra çalışmalar başlayacak. Konak İskelesi haricindeki iskeleler için belediyemize bildirilen bir hasar durumu yok. Diğer iskelelerde hasar tespiti yapılmadığı gibi Bostanlı, Karşıyaka ve Konak iskelelerinin yenilenmesi için imar çalışmaları sürüyor. İlgili kurumlardan alınan görüş ve izinlerin büyük kısmı tamamlandı” diye konuştu. Deniz ulaşımına yeni otobüsler katılıyor Mecliste, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden kiralanacak üç deniz otobüsünün İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesini konu edinen madde oy birliği ile kabul edildi. CHP Grup Başkan Vekili Altan İnanç, “2019 Ulaşım Master Planı kapsamında, deniz araçlarının kapasite değişiklikleri ile deniz taksi ve dolmuş projeleri geliştirildi. Araçlar 42 kişilik kapasiteye sahip ve Körfez ulaşımında, yolcu sayısına uygun hatlarda çalışacak. Bu çeşitlendirme ile personel ve enerji tasarrufu hedefliyoruz” dedi. “Deniz Taksiler projeleri sürüyor” İnanç, körfezde çalışacak Deniz Taksi’ler hakkında bilgi verdi. Az yolculu hızlı ulaşım sağlayacak olarak tasarlanan iki Deniz Taksi'nin yapımı için ihale sürecinin tamamlandığını belirten İnanç, “İhaleyi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Hatları Şirketi aldı. Projeye finansman sağlayacak leasing çalışmaları devam ediyor” diye ekledi. Mattia Ahmet Minguzzi İzmir’de unutulmayacak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde önemli bir karar daha verildi. 24 Ocak 2025’te İstanbul Kadıköy'de saldırı sonucunda 14 yaşında hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi, İzmir’de ölümsüzleştirildi. Kaykay sporunu çok seven Minguzzi’nin adı Karşıyaka Bostanlı Sahilindeki Kaykay Parkı'na verilmesi önergisi oy birliği ile kabul edildi. İzmirdeniz Projesi vatandaşın önerisiyle yenilendi İzmirlilerin denizle ilişkisini artırmak amacıyla kıyı düzenlemeleri yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmirdeniz Projesi, vatandaş talepleri doğrultusunda yenilendi. Kıyının temel kullanımı göz önünde bulundurularak insan-deniz ilişkisi geliştirildi. Kıyılarda sosyal aktviteler zenginleştirilerek İzmirlilerin kullanımına sunulacak projeye ilişkin madde oy birliği ile meclisten geçti. Karar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına iletilecek.

Başkan Bozbey'den trollere karşı çağrı: Üyelerimiz sessiz kalmamalı Haber

Başkan Bozbey'den trollere karşı çağrı: Üyelerimiz sessiz kalmamalı

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey şunları ifade etti: "CHP, zor zamanların ve hareketli dönemlerin partisidir. Hem kurtuluşun hem de kuruluşun partisidir. CHP, dünyada var olan en eski siyasi parti olma özelliği taşır. Parti içindeki demokrasi kültürümüz, bizim asıl gücümüzdür. Tarih bizden tekrar bir görev bekliyor. 1923'te bağımsızlık ve cumhuriyetin kuruluşu söz konusuydu. Bugün gençlerimize ve geleceğimize karşı büyük bir sorumluluğumuz var. İktidar yolunun zorlu olacağını biliyoruz, ama her türlü zorluğa karşı hazırlıklıyız. Değişim kurultayının ardından gelen 31 Mart seçimleri bize büyük bir sorumluluk yükledi. Örgütümüze çok teşekkür ediyoruz. Bursa'da kazandığımız başarı için Genel Başkanımız Özgür Özel'e, Nihat Yeşiltaş ve ekibine, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza ve tüm örgütümüze teşekkür ederim. Halkçı belediyeciliği sürdürmek için birlik zamanı. İktidarımız ancak bu şekilde devam edebilir. Örgüt ile danışma kurul toplantıları yerine partimizi ve milletvekillerimizi, belediye başkanlarımızı kamuoyu önünde tartışmak, partimize zarar vermektir. Bugün burada tüm bu meseleleri geride bırakmak istiyoruz. Daha güçlü olmak zorundayız ve bu gücü sokaklara yansıtmak zorundayız. Bu mesele demokrasi ve adalet meselesidir. Tüm negatiflikleri geride bırakarak birlik olduğumuzu kanıtlamak zorundayız. Sosyal medyanın da önemli bir mücadele alanı olduğunu unutmamalıyız. Bizimle yarışmaya çalışanlar, halkın gözünde itibar kazanamayınca, sosyal medyada iftira kampanyalarına ve yalanlara başvuruyorlar. Bursa'da yaklaşık 55 bin üyemiz var. 30 bini sosyal medyada aktif. Belediyelerimizin ve genel merkezimizin gerçekleştirdiği projeler sosyal medyada paylaşılmakta. 35 bin üyemizin bu yalancı ve trol ordusuna karşı mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü troller yalan ve iftiralarla ortamda bulunuyorlar. Şantajcı ve iftiracılara karşı üyelerimiz sessiz kalmamalı. Eğer bir olacaksak, tüm üyelerimiz duyarlı olmalı. Belediye başkanlarıma kimsenin söz söyleme hakkı yoktur. Biz şantajcıların karşısında duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz. Bursa'nın huzurlu ve mutlu bir şehirde yaşaması için gece gündüz mücadele ederken, Bursalılara yalan söyleyenlere karşı tüm üyelerimizin de mücadele etmesini bekliyoruz. Bu mücadele sadece bizim için değil, Türkiye'nin geleceği içindir. Yarın suyla ilgili gerçekleri açıklayacağım. Bursalılara şeffaf bir yönetim sözü verdik ve bu şekilde devam edeceğiz. Yalan, iftira ve şantajla işimiz olmaz. Bursa'da işsizlik artmış olabilir. Geçmiş yönetimlerden kalan borç yüküne rağmen hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Birçok projeyi geliştiriyoruz. Bunca yıl bu kentte su sorununa yönelik somut çözümler üretilmemiş. Uzun yıllardır beklenen kuraklık konusunda önlem alınmamış. Ben Özlüce'liyim. Arıtma tesisi köyden sadece 250 metre uzaklıkta. Fakat köyün kanalizasyonu Ayvalı Dere'ye akıyor. Bu bir utanç kaynağı. Hikaye anlatıyorlar, ancak bunu yapmaya hakları yok. Özlüce'nin sınırındaki arıtmaya bağlanmamış. Neyin yönetildiğinden haberdar değilsiniz. Artık Bursalıların sorunlarını dert edinen bir yönetim var. Bu şehrin insanları asla umutsuzluğa boyun eğmez. Bursa'nın kaynaklarını sorumsuzca tüketen eski yönetimlerin tersine, halka destek veren şeffaf bir yönetim tarzı benimsiyoruz. Bizim belediyecilik anlayışımız yalnızca altyapı ile değil, insanların dertleriyle de ilgili olmayı kapsamaktadır. Şantajcıların uydurdukları iftiralar, hukuk önünde hesap verecektir. İftiralara asla boyun eğmeyeceğiz. Belediyelerimizin resmi sosyal medya kanallarını takip edin. Resmi bir açıklaması olmayan iddialara karşı dikkatli olun. Karalama kampanyalarına karşı dikkatli ve birlik içinde olmamız gerek. Bizim davamız adalet, özgürlük ve cumhuriyet davasıdır. Nihat Yeşiltaş'a içten teşekkür ederim. Yolu açık olsun, başarıları daim olsun. Eğer insanlarımız umutsuzsa, o umudu canlandırmak bizim sorumluluğumuzdur."

CHP Bursa İl Kadın Kolları: Rojin için adalet istiyoruz Haber

CHP Bursa İl Kadın Kolları: Rojin için adalet istiyoruz

Van’da, kaybolduktan 18 gün sonra sahilde cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüne dair soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) Biyolojik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan ve göğüs ile vajina bölgesinde iki erkeğe ait DNA tespit edilen raporun açıklanmasının ardından CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanlığı basın açıklaması yaptı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi olan Rojin Kabaiş, geçen yıl 27 Eylül’de kaldığı yurttan ayrıldı ve kayboldu. Kabaiş’in 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi sahilinde bulunan cansız bedeni üzerindeki soruşturma sürerken, Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor 10 Ekim’de dosyaya eklendi. Raporda, Kabaiş’in göğüs ve vajina iç bölgesinde iki farklı erkeğe ait DNA izine rastlandığı belirtildi. CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanlığı, parti binasında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Bu açıklamada İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker, Kadın Kolları MYK Üyesi Fatma Özgür, İl Kadın Kolları Yöneticileri ve İlçe Kadın Kolları Başkanları hazır bulundu. açıklamada şunlar ifade edildi: "Adı Rojin Kabaiş. Henüz yirmi bir yaşındaydı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde okul öncesi öğretmenliği okuyordu. Bir sabah kulaklığını, suyunu ve kekini alıp, Van Gölü kıyısına yürümek için evinden çıktı. Geri dönmedi. On sekiz gün sonra cansız bedeni bulundu. Raporlar ölüm nedenini “boğulma" olarak yazdı. Ancak bir annenin yüreği hâlâ yanıyor. Bir baba, kızının neden öldüğünü bilmeden uykusuz gecelerde boğuluyor. Bir ülke, bir genç kadının sessizce yok oluşuna bir kez daha şahitlik ediyor. Rojin’in ismi aydınlık anlamına geliyordu. Ancak yine karanlık bir kadının hayatına çöktü. Gelecek planları vardı. Çocuklara sevgiyi, umudu öğretmek istiyordu. Bir hayat daha yarım kaldı. Biz, CHP Bursa İl Kadın Kolları olarak bu sessizliği kabul etmiyoruz. Rojin için adalet talep ediyoruz. Gerçeğin ortaya çıkmasını, suçluların bulunmasını ve bir daha hiçbir genç kadının kaybolmamasını arzu ediyoruz. Her öldürülen kadınla eksiliyoruz. Her sustuğumuzda suça ortak oluyoruz. Bu yüzden susmayacağız. Rojin’in adaletini arıyoruz. Çünkü onun adı aydınlıktı. Ve biz o aydınlığı geri istiyoruz."

Özgür Özel'in erken seçim çağrısına Erdoğan'dan net mesaj Haber

Özgür Özel'in erken seçim çağrısına Erdoğan'dan net mesaj

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in uzun süredir ifade ettiği ve dünkü son grup toplantısında da, "Ve Erdoğan denen tek kişisi, yüzde 29.2 oyla seni orada oturtmam. Sadece Erdoğan’ın gördüğü bilinmez bir ankette AK Parti’ymiş birinci parti. O zaman Erdoğan’ın kalmadı derdi. Hodri meydan. 2 Kasım’da getir bakalım seçimi. Hodri meydan, hodri meydan" erken seçim çağrısına yanıt verdi. Erdoğan, seçimlerin 2028'te yani olağan takvimde olacağını söyledi. Erdoğan, Özgür Özel'in yüzde 29 oy oranı sözlerine de, "Millet en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi 5 yıl yönetme görevi verdi. Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız" sözleri ile yanıt verdi. Erdoğan, ana muhalefetin erken seçim çağrısına da şu tepkiyi gösterdi: "Cumhuriyet de bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Şayet cumhuriyeti ve demokrasiyi hukuk önünde hesap veren hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan kaçırma projesine dönüştürmek istiyorsanız, hiç kusura bakmayın." Erdoğan'ın konuşması da şöyle: "MİLLETİN BÖYLE BİR GÜNDEMİ YOK" Dikkatimi çekti. CHP'nin başındaki zat bir süredir sandık da sandık deyip duruyor. Bu ülkede CHP'nin demokrasiye sapladığı hançerler dışında sandık daima milletin ve siyasetçinin baş tacı olmuştur.Oysa şunu kendisine bir kere daha hatırlatıyorum. Anayasa ve seçim kanunu değişmediğine göre Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimi 2028 yılında mahalli idareler seçimleri 2029 yılında yapılacakBay Özgür. Takvimde parmağını rastgele bir pazar gününe bastırıp şu tarihte seçim yapılsın demek sizin kendi hayaliniz olabilir.Milletin böyle bir gündemi yok. Millet en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi 5 yıl yönetme görevi verdi. Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız.Dolayısıyla bu zatın şu anda hangi sandıktan, hangi seçimden bahsettiğini bilmiyoruz. Bunlar sandığı kendi iç mücadelelerinde sergiledikleri tiyatronun bir aksesuarı sanıyorlar. "SANDIK NAMUSTUR"Halbuki unutma. Sandık namustur. Cumhuriyet de bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Şayet cumhuriyeti ve demokrasiyi hukuk önünde hesap veren hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan kaçırma projesine dönüştürmek istiyorsanız, hiç kusura bakmayın.Millet buna asla müsaade etmez. Değerli kardeşlerim, ekranları başında bizi izleyen milletim, cezaevlerinden meclise tünel kazma işi siyasetin işi değildir.Dünyada iktidarı şarlatanlara, hırsızlara, şaklabanlara teslim eden ülkelerin akıbetlerini görüyorsunuz. Hepsi de hem geçmişin birikimlerinden oldular, hem geleceklerini belirsizliğe sürüklediler. Hem de çok ağır bedeller ödeyip, acılar çektiler.Açık konuşmak gerekirse bu küresel bir projedir. Türkiye'nin son 10-12 yılda başına gelenlerin gerisindeki amaç hep buydu. Bu proje çerçevesinde dünyanın pek çok yerinde hayata geçirilen sözde devrimleri ve arkasından yaşanan felaketleri hep birlikte takip ettik.Hamdolsun, milletimizle birlikte gerektiğinde canımızı ortaya koyma pahasına mücadele ettik ve ülkemizin de aynı duruma düşürülmesine rıza göstermedik. Bundan sonra da göstermeyeceğiz.Bugüne kadar maruz kaldığımız tüm tehdit ve saldırılarda milletimizle kol kola, yürek yüreğe verip birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, Türkiye yüzyılı vizyonumuza sahip çıktık. "MEŞUM PROJEYİ DE SAHİPLERİNİN BAŞINA ÇALACAĞIZ" CHP üzerinden yürütülmeye çalışılan bu son meşum projeyi de sahiplerinin başına çalacağız. Değerli kardeşlerim, bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyada önceliklerin hızla değiştiği bir dönemden geçiyoruz.Daha düne kadar para harcamanın gereksiz görüldüğü güvenlik ihtiyaçları artık önceliklerin en başında geliyor. Hamdolsun, biz bu alana 20 yılı aşkın süredir yaptığımız yatırımlar sayesinde kendimizi çoğu ülkeden daha güvenli, daha emniyetli hissediyoruz.Ama pek çok ülke panik halinde hem mevcut durumunu sorguluyor hem de bir çıkış yolu arıyor. Bir diğer önemli sorun alanı ekonomidirAslında önümüzde Gezi olaylarında ilk ipuçlarını gördüğümüz, FETÖ kumpaslarıyla daha da şekillenen, 15 Temmuz darbe girişimiyle cüretini artıran Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişimizle azgınlaşan, Covid-19 küresel kriziyle iyice ağırlaşan, 2023 seçimlerinin sonuçlarıyla artık taktik değiştiren oldukça karmaşık bir siyasi ve ekonomik Türkiye fotoğrafı var.Ülkemizde son 10-15 yıldır yaşanan her siyasi operasyona, her kaos ve darbe girişimine, her uluslararası muhasara teşebbüsüne mutlaka ekonomik saldırılar da eşlik etmiştir. Gece yarısı toplanan ekiplerle Uzakdoğu piyasaları üzerinden başlatılıp genişletilen finansal saldırıların gerisindeki senaryoları gayet iyi biliyoruz.Hiçbir geçerli sebep olmadığı halde dövizden tahvile, tüm araçlar kullanılarak oluşturulan kargaşa ortamlarının neyi amaçladığını da gayet iyi biliyoruz. Biz tüm bu oyunları en az maliyetli ve asıl hedeflerimizden uzaklaşmadan bozacak tedbirleri aldık, programları hayata geçirdik. Elbette bu arada terör gibi, deprem gibi ağır maliyeti olan pek çok hadise de yaşadık. "İSTANBUL MERKEZLİ RÜŞVET ÇARKININ MALİYETİ ON MİLYARLARCA DOLAR" Sadece 6 Şubat depremlerinin maliyeti unutmayın.100 milyar doların üzerindedir. Bu vesileyle şöyle basit bir hesabı da dikkatlerinize getirmek istiyorum. İstanbul merkezli başlayan ve zamanla genişleyen hırsızlık, haraç rüşvet çarkının mali büyüklüğünün on milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. CHP'nin ülkeye yaşattığı felaketin, milletin sırtına bindirdiği yükün, Türk ekonomisine ödettiği ilave faturanın büyüklüğünü varın siz hesaplayın. Yargının hesap sorarken parti ayrımı yapmadığından da emin olabilirsiniz.Milletin emanetini devraldığımız 1994'ten beri bu konuda daima tavizsiz bir duruş sergiledik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Bir defa şunun çok net bilinmesini isterim. Her kim milletin kesesine, devletin kasasına el uzatıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den beridir.Her kim rüşvet alıyorsa, haksız kazanç sağlıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den ve bu davadan beridir. AK Parti'nin CHP'yi sarmaşık gibi saran rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla işi olmaz. Bunlarla da işi olanla da işi asla olmaz. Bizim için her zaman öncelikli olan milletimizin hakkıdır, emanetidir, yetimin, öksüzün, fakir fukaranın hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayız.

Özgür Özel’e saldırı davası ertelendi! Haber

Özgür Özel’e saldırı davası ertelendi!

Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen anma töreninin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yumruklu saldırıda bulunan Selçuk Tengioğlu’nun yargılandığı dava 7 Ağustos’a ertelendi. Saldırgan Tengioğlu’nun tutukluluğunun devamına hükmedildi. 4,5 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEP EDİLİYOR CHP lideri Özgür Özel’e, Sırrı Sürreyya Önder’in cenaze töreninin ardından AKM'nin önünde saldıran Selçuk Tengioğlu bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Tengioğlu’nun tutukluluk halinin devamına karar verilirken Tengioğlu hakkında 4,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. "KIZGINLIĞIM HALEN DEVAM ETMEKTEDİR" Selçuk Tengioğlu'na Emniyet'teki ifadesi soruştu. Tengioğlu'nun mahkeme salonunda yaptığı savunmada "Benim kolluktaki ifadem doğrudur. Ben olay günü AKM önünde Özgür Özel'i gördüğümde kendisinin cumhurbaşkanına savcılarına askerlerine polislerine tehditvari konuşmaları olduğu için bir an duygusal davrandım ve kendimi kaybederek yüzüne bir tokat ettim. Kızgınlığım hala devam etmektedir" dedi. NELER OLMUŞTU? 3 Mayıs tarihinde hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen anma töreninden sonra Özgür Özel, Selçuk Tengioğlu'nun yakın mesafeden saldırısına uğramıştı. Tengioğlu’nun saldırısının ardından CHP Lideri Özgür Özel’in kızı da tehdit edilirken tehdit, Selçuk Tengioğlu ismiyle açılan bir sosyal medya hesabından paylaşıldı. Şahıs, Özel’in kızının açık adresini vererek ölüm tehdidinde bulundu. Tengioğlu’nun 2 çocuğunu öldürdüğü için 16 yıl hapiste kaldığı da öğrenilmişti.

CHP Lideri Özgür Özel, SZC TV’yi Ziyaret Etti: “İktidar, Kötülükte Sınır Tanımıyor” Haber

CHP Lideri Özgür Özel, SZC TV’yi Ziyaret Etti: “İktidar, Kötülükte Sınır Tanımıyor”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın müdahalesi sonucu 10 günlük ekran karartma cezası alan SZC TV’yi ziyaret etti. SZC TV hakkındaki kapanma kararı uygulanmadan önce desteklerini ileten Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “İyi yayınlar diliyorum. Tabii tatsız bir dönemdeyiz. Zaten iyi habere hasret kaldığımız, her gün birbirinden kötü haberler aldığımız bir yılın içindeyiz, 2025 yılı. Hem de 21’inci yüzyılın ilk çeyreği biterken berbat bir kapanış oluyor. Türkiye için öyle, Türkiye’deki insanlar için, yoksullar için, emekliler için, emekçiler için, öğrenciler için öyle” dedi. Özel, şunları söyledi: “2025 YILINDA TÜRKİYE’Yİ CEHENNEME ÇEVİRDİLER” “Cumhuriyet Halk Partisi açısından da gerçekten 2024 yılı ne kadar 47 yılın sonunda gelen seçim zaferiyle beraber, ardından belediyelerin nüfusun yüzde 65’ine varan kısımlarında belediyeleri yönetiyor olmamız ve onların çok başarılı işleriyle, büyük bir toplumsal memnuniyet oluşmuşken tam da bunun farkında olanlar Türkiye’yi 2025 yılında adeta cehenneme çevirdiler. Bu konuda da kötülükte sınır tanımıyorlar. Tabii Türkiye’de bir şeyler yaşanıyor. Siz diyorsunuz ne yaşanıyor? Hani şöyle çok kısaca özetleyecek olursam, Cumhuriyet Halk Partisi, 47 yıl sonra birinci parti, bütün anketlerde birinci parti, bütün önemli belediyeleri kazandık. Erdoğan, eskiden alay ediyordu, ‘Sivas’ın doğusunda yoksunuz’ diye. Şimdi örneğin Ege’de yok AK Parti. Çünkü Ege’deki bütün büyükşehir ve il belediyelerini CHP kazandı. Cumhuriyet Halk Partisi, yedi bölgede il ve ilçe belediyeleri olan tek parti. Böyle olunca da adım adım iktidara doğru yürüdüğü anlaşılıyor. Erdoğan, kendi pratiğinden biliyor. ‘İstanbul’u kazanan Türkiye'yi kazanır’ diye o sloganlaştırdı bunu. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diye o sloganlaştırdı.” “ERDOĞAN BU GİDİŞATA YANIT VEREMİYOR” “Bu gidişata normal, siyasi bir mücadeleyle mukabele edemiyor. Yanıt veremiyor. Halkın CHP’ye yönelişini, muhalefetin güçlenmesini engelleyemiyor. Kendi güç kaybını durduramıyor. Bunun için de bir yargı operasyonuna girişti. Bu yargı operasyonu yaklaşırken zaten biz bunu gördük. Sezdik. Hatta ben 19 Mart’tan üç hafta önceki grup toplantımızda bir yargı dinamiğinin devrede olduğunu, bir darbe dinamiğinin devrede olduğunu, Türkiye’nin geleceğine darbe planladıklarını, Türkiye’nin gelecek iktidarına darbe planladıklarını söylemiştim. 19 Mart sabahı haberi aldığımızda da ‘Darbe oluyor’ deyip, darbenin merkezine doğru harekete geçtik. Saraçhane’ye gittik. Çünkü her darbenin kendi hedefleri vardır. Siyasi hedefleri vardır ve somut mekansal hedefleri vardır. O mekansal hedefler mesela Türkiye’deki askeri darbeler tarihinde TRT binasıdır, parlamentodur, Çankaya Köşküdür. Oralar kuşatılır hemen. Bizim yaşadığımız 19 Mart darbesinin de siyasi hedefi, Cumhurbaşkanı adayımıza, o an aday adayımıza, dört gün sonra seçim yapılıyordu. Geleceğin Cumhurbaşkanına, Türkiye’nin gelecek iktidarına darbe yapıyorlardı. Siyasi hedefi iktidar olmadan bizi iktidardan indirmek, iktidarı bize vermemek için bir hamle yapıyorlardı. Bu bir siyasi darbeydi. Mekansal hedefi de şüphesiz Saraçhane’ydi. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atama niyetleri vardı. Bunu gördük. Saraçhane’ye gittik. Saraçhane’ye gittiğimde orada baktım ve dedim ki ‘Burada benim kalabileceğim bir yer var mı?’ Bir küçük oda ve bir kanepe vardı. Ben dedim ki burası İstanbul’un seçtiği birine emanet edilene kadar ben burayı terk etmeyeceğim. Sonra da bir çağrı yaptık ve dedik ki ‘İstanbullular iradenize sahip çıkın.’ O sırada da Valilik beş günlük toplanma, gösteri, protesto, miting, her şeyi yasakladı. Hatta bize dediler ki ‘Eyvah bu akşam miting olmaz.’ Dedik ki ‘Ne olacaksa bu akşam olacak.’” “VAPURLARI BAĞLADILAR, KÖPRÜLERİ KALDIRDILAR, METROLARI DURDURDULAR” “Onlar şöyle bir şey yaptı; Vapurları bağladılar. Köprüleri kaldırdılar, metroları durdurdular, otobüsleri yedi kilometre ileriden bu yana hatlarını kestiler. Bizi adeta tarihi yarım adada tecrit ettiler. Biliyorsunuz tarihi yarım adada bir yoğun yerleşim merkezi de yok. Ama İstanbullular başta tabii iki mekanı hatırlatayım, bir Vatan Emniyetin önünde toplanmış 4 bin kadar Cumhuriyet Halk Partili ve İstanbullu vardı. Yine İstanbul Üniversiteliler de Beyazıt Meydanı’nda toplanmıştı, 2 bin 500 kadar öğrenci vardı. Önlerinde TOMA’lar vardı. Bariyerler vardı. Biz çağrıyı yaptıktan sonra Vatan Emniyet ve İstanbul Üniversitesi önlerindeki bariyerleri aşarak, polisimize zarar vermeden ama kanunsuz emirleri de dinlemeden Saraçhane’ye hareketlendi. İlk 6 bin kişi geldi. Ben onlara balkondan, tezahüratlarını geldiklerini duyuran sözlerini duyurunca, onları selamladım. ‘Bütün İstanbul’u akşam buraya bekliyoruz’ dedim. Onlar da çağırdılar. ‘İstanbul iradene sahip çık’ sloganlarıyla birlikte, ‘Ekrem Başkana sahip çık’ sloganlarıyla birlikte. Biz Saraçhane’de yedi gün, yedi gece orayı terk etmedik ve yedi gece aynı saatte, aynı yerde, aynı otobüsün üstünden, aynı mikrofonla ama her gün artan bir kitleye sesimizi duyurduk ve darbeye karşı direnme hakkımızı kullandık. O gece SZC TV oradan yayındaydı. Halk TV, Tele1… Ama diğerleri yayında değildi. Düşünün ki Türkiye’nin adını bilmeyenlerin adını bildiği bir metropol İstanbul. 16 milyon kişilik bir metropol. Dünyanın gözbebeği, herkes İstanbul’u konuşuyor. Üç imparatorluğa başkentlik etmiş bir kent İstanbul. Bazı tarihçiler dört imparatorluk diye sayıyor. Her şeyiyle, yani fethi, bir çağ kapatıp, bir çağ açmış bir yer İstanbul. Ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanının siyasi çıkışının başladığı yer İstanbul.” “BOYKOTU SONLANDIRMAMIZ İÇİN BİN ÇEŞİT ARACI YOLLUYORLAR” “Orada şu andaki büyükşehir belediye başkanı bütün anketlerde, ülkenin Cumhurbaşkanının üzerinde, oraya darbe yapıyorlar. Gecenin bir vaktinde, dünyanın hangi kentinde ilk gece 155 bin, ikinci gece 260 bin, üçüncü gece 440 bin, sonra 1 milyon 200 bin, son gece 550 bin. Böyle rakamlar. O gördüğünüz muhteşem görüntüler... Buna SZC TV, 1 milyon 200 bin kişi İstanbul’da, tarihi yarımadada, bütün yasaklara rağmen toplanmış, bunu canlı veriyor. Bunu görmeyenler, duymayanlar, duyurmayanlar, halk bundan haberdar olmasın isteyenler var. Bugünkü 10 günlük kapatma meselesi, Saraçhane’yi yayınladığınız için. Yani ne yaşıyoruzu özetlerken ben, Türkiye’de ne yaşıyoruz? Aslında bu gece ne yaşadığımızın da özeti bu özetin içinde. Siz Saraçhane’yi vermezseniz, açık söyleyeyim, Saraçhane’yi vermeyen, 1 milyon 200 bin vatandaşı bir gece yarısı İstanbul’da toplanmış, bunu vermeyen televizyon, televizyon mudur? Gazeteci, gazeteci midir? Haber yapmayan bir haber kanalı olabilir mi? Buna bazı haber kanalları gözlerini yumdular. Biz de onları halen boykot ediyoruz. Bin çeşit aracı yolluyorlar, ‘Efendim kanalı boykot edin, zaten reytingler 0.45 ama restoranlarımızı boykot etmeyin.’ ‘Bilmem ne yapmayın.’” “MİLLET CEZAYI ONLARA KESTİ” Özel, “Size çok haber yolluyorlar mı?” sorusunu şu sözlerle yanıtladı: “Her yerden, hiçbirine dönüp de şöyle bir bakmıyoruz. ‘Biz sizi çok severiz de sosyal demokratız da çağdaş aileyiz’ de aklınız almaz. Hiç önemi yok. Mesele şu, millet cezayı onlara kesti. Milletin kesmediğini size kesmeye çalışan bir iktidar aklı var. Şu anda iktidar güdümünde bir akıl var. Gerçekten televizyonculuk ödüllendirilip, lisansına rağmen haber kanalıyım diye çıkmışsın değil mi? İstanbul gibi yerde 1 milyon 200 bin kişinin katıldığı gece mitingini, 2 milyon 200 bin kişinin katıldığı Maltepe mitingini görmeyen kanalın esas ceza çekmesi lazım. ‘Sen ver lisansını’ demek lazım kardeşim, ‘Sen habercilik yapmıyorsun. Sen başka bir şey yapıyorsun.’ Millet onlara bedel ödetiyor şu anda. Dün ben bir televizyon kanalına katıldım. Kardeş bir kanalınıza, onlar da kararacak diye şöyle planlamıştık; Pazartesi gecesi onlara, Salı gecesi size bir dayanışmaya gelelim diye. Onlar yürütmeyi durdurma aldılar. Kardeş televizyonunuzda Youtube’de 55 bin kişi izliyor, o bizim protesto ettiklerimizin toplamını 5 bin kişi izliyor. Bu hale düştüler. Toplamının 10 katı kadar izleniyor. Birazdan bunun Youtube yayınlarına millet açsın baksın, bir baksın. Saraçhane’yi görmeyeni kaç kişi izliyor, göreni kaç kişi izliyor? O yüzden siz çok onurlu, gurur duyacağınız bir yayıncılık yaptınız. Bundan rahatsız olanlar da size ceza verdi. Sonra yargı bu cezanın yürütmesini durdurdu. Yürütmeyi durdurmaya itiraz ediyorlar. Onu bir mahkemeden almışlar. Ümit ediyorum, yani sizden anlıyorum ki hukuken mücadele devam ediyor. Ümit ediyorum o mücadele yarın erken saatlerde sonuç versin. Yarın gün içinde sonuç versin. Bu ayrılık öyle 10 gün filan sürmesin.” “‘KANLI DARBE’ DİYENE BİR ŞEY YAPMIYORLAR” “Tabii burada bir şey daha biliyorum, burada üstat Saygı Öztürk de tekrar hatırlattı. Beni karşıladılar sağ olsunlar, Ankara Temsilciniz Murat Beyle birlikte. Diyor ki ‘Bu suçtan ikinci bir kez ceza verirlerse lisansımızı iptal edecekler.’ Esas hedef bu. Yahu düşünsenize bir televizyon kanalına yaptığı yayından dolayı, bir de şöyle düşünün, ülkenin ana muhalefet partisi, İstanbul’un son seçimlerde kazanmış, 26 belediyeyi kazanmış, Türkiye’de yüzde 65 belediyeyi kazanmış ana muhalefet partisinin, anketlere göre de birinci partinin lideri 1 milyon kişiye televizyonda konuşuyor. Otobüsün üstünden, bunu yayınlamak suç. Bunun için kapatma cezası veriyorlar. Akıl almaz. Efendim işte ‘halkı kin, nefret’ bilmem. Öbür taraftan bir başkası onlara bir sürü tanımlama yaptım. Tanımlanamaz organizma, insan diyemeyeceğim. 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşuna ‘kanlı darbe’ diyor. Ona kimse bir şey demiyor. SZC televizyonuna kapatma veriyorlar. Bu hak mı, vicdan mı, insaf mı? Rezalet. O yüzden tam olarak yaşadığımız budur. Büyük bir adaletsizlik yaşıyoruz. Türkiye’de en büyük adaletsizliği, 111 gündür o kadar aldığı oylar, üç kez üst üste seçim, İstanbul’u kazanmasına rağmen Ekrem İmamoğlu, 8-9 yıldır içeride tutulan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, bütün Gezi tutukluları, hasta haliyle Tayfun Kahraman, İzmir’de Mehmet Murat Çalık hasta haliyle, yine çok sayıda siyasi tutsak bu sorunları yaşıyor. Dün Timur Soykan direkten döndü. Az daha tutuklanıyordu. Adli kontrol tedbirleri ile serbest kaldı.” "SUÇUMUZ AK PARTİ’Yİ YENMEK” “Adıyaman’ın sevgilisi Abdurrahman Tutdere’yi Adıyamanlılar, 31 Mart’da ‘Bize hizmet et’ diye görevlendirdi. Memnuniyet anketleri yüzde 60’lara çıkmış. Abdurrahman Tutdere’ye diyorlar ki ‘Evde oturacaksın, Adıyaman’da dolaşmayacaksın.’ Adıyamanlı Belediye Başkanı seçmiş, Adıyaman sokaklarını Abdurrahman’a yasakladılar. Şimdi yüreğimiz ağzımızda Zeydan Karalar’dan gelecek haberi bekliyorduk. Zeydan Karalar’ı, 11 yıl önce AK Parti belediyesinden devralınmış belediyede, kendisinin değil AK Parti Belediye başkanının verdiği ihalenin ödemelerini yaparken almışlar, 11 yıl önce gitmişler. Şimdi Aziz İhsan Aktaş, o 11 yıl önceki aldığı bir hak edişe iftira atmış, onun üzerinden sorgulanıyor. Tutuklanmasını talep etti savcı. Yahu onun üstüne 11 yıl bu adamla hiç çalışmamış, AK Parti’den devir gelmiş bu iş. Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış tam beş sene tertemiz. İki yıldır yapıyor, tertemiz. Sayıştayı temiz. İç denetçisi temiz. Mülkiye müfettişi temiz. Gelmişler Zeydan Karalar’ı almışlar, niye? Çünkü ‘efsane’ Zeydan Karalar Adana’da. Öbür tarafta Muhittin Böcek, Cumhuriyet tarihinde Antalya’yı iki kez üst üste kazanan tek belediye başkanı. Bütün partilerden. Çünkü Antalya zor bir yer. Nüfus 2 milyona göre para alıyor, 25 milyona hizmet etmen lazım. 25 milyon geliyor, yiyor, içiyor, kirletiyor, gidiyor. 2 milyon, faturayı belediye başkanına kesiyor. İlk kez iki kez üst üste kazandı. Bunun da cezasını Muhittin Böcek içeride yatarak ödüyor şimdi. Türk Ceza Kanununda yazmayan ama fiilen uygulanan AK Parti’yi yenme suçu, AK Parti’yi iktidardan indirmeye teşebbüs suçuyla cezaevlerinde yatıyor arkadaşlar. Bizim görevimiz onları iktidardan indirmek, daha iyi yöneteceğimize ikna etmek. AK Parti’yi seçimlerde yenmek ve iktidardan indirmeye tam teşebbüs halindeyiz. Cezamız bu. TCK’de yazmayan suçumuz bu bizim.” “BİR KARANLIK GÖRDÜKLERİNDE SİYASİ FİKİRLERİ Mİ DEĞİŞECEK?” Özel, gazeteci Ertuğrul Özkök’ün iktidara yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: “Sayın Özkök’ü bu değerlendirmesi çok kıymetli. Gerçekten de insanlar şimdi SZC TV izleyen insanlar yarın sabah kalktığında televizyonu açtığında SZC TV ekranında işte karartma veya bir belgesel mi oynayacak bilmiyorum. Bir karanlık gördüğünde siyasi fikri mi değişecek? SZC TV’den mi vazgeçecek, muhalif olmaktan mı vazgeçecek? Bu iktidara ‘aferin’ mi diyecek yoksa ‘Ya 2025, kimi izleyeceğime sen mi karar vereceksin ben mi karar vereceğim?’ diyecek. ‘Elimde kumandam var. Yayını beğenmezsem değiştiririm. A Haber’i izlemek de elimde, SZC TV izlemek de elimde. Sen benim bu kararıma karışırsan’ der, bundan sonra bunun faturasını iktidara en ağır keser. İpek Hanım hep 19 Mart’ı darbe olarak nitelendirdik. Bunun üzerinden hatırlayın. 12 Eylül darbecileri ne demişlerdi? ‘Şuna oy vereceksin’ dediler. Asker kökenli bir adaya. Millet inadına gitti, Turgut Özal’a oy verdi. Turgut Özal’ın öyle bir destek alması mümkün değildi. Ama millet vesayet sevmiyor.” “ZULÜMLERİ ARTSIN Kİ SONLARI TEZ GELSİN” Genel Başkan Özel, yayın sırasında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar hakkında tutuklanma kararı verilmesi üzerine şunları dile getirdi: “Gerçekten çok üzücü bir haber. Yani bütün tutuklamalar çok haksız ama Zeydan Karalar‘’a yapılan artık yani 11 yıl öncesinden AK Parti’nin belediyenin başına sardığı bir adama AK Parti döneminden kalan para ödenmiş. Onunla ilgili ‘Yok efendim bizden işte biraz para istediler’ falan. Ya 11 yıldır bu adam 300 tane denetçinizle, müfettişinizle, Sayıştay’ı ayrı, diğerleri ayrı tertemiz yönetmiş. Bir de bunun üstüne, bak bunun üstüne iki kere hakeme gitmiş, millete gitmiş. Seyhan‘ı yönetmiş ya ‘Al Büyükşehir’i de yönet. İyi yönettin’ demişler. Büyükşehir’i bir dönem yönetmiş, ‘Al bir daha yönet’ demişler. Her seferinde oyunu artırmış. Şimdi gidiyorlar, tutuklama kararı veriyorlar. Yani gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil. Tam bir rezalettir. Ümidim ve umudum vardı bununla ilgili. Gerçekten çok üzüldüm. Onun dışında biraz önce söylediğim gibi kararı millet veriyor. Millet sana oy verebilir. Seni seçer. Kenan Evren’i seçti, ama ‘seç’ dediğini seçmedi. Tayyip Erdoğan’a oy verdi, ama İstanbul’da ‘oy ver’ dediği ne Binali Yıldırım’a ne Murat Kurum’a oy vermedi. Şimdi ne izleyeceğine karar veriyor. Oysa ki elinde kumandası millet ne izleyeceğine karar verebilir. Milletin ne izleyip ne izlemeyeceğine RTÜK, mahkemeler karar veriyorsa bu bir baskı rejimidir, istibdat rejimidir. Aynen Ertuğrul Özkök’ün dediği gibi, ‘Haber akar, yolunu bulur.’ Bir şekilde olur. Bu zulümler olacak, olmaya devam edecek. Zeydan Başkan’ın gençlik kollarından başlayan, ilçe yöneticiliğinden başlayan, il başkanlığından devam eden bir siyasi hayatı var. Ve bu siyasi hayatta zaman zaman çok acılar çekmiş, mücadeleler vermiş, bedeller ödemiş birisi. Bu bedelin ödenmesi de varmış Zeydan Başkan’ın hayatında. Zulümleri artsın ki sonları tez gelsin diyeyim ne diyeyim.” “MUHALİFLERE DÜŞMAN HUKUKUNUN UYGULANDIĞI BİR SÜREÇTE NE ANAYASASI?” Özel, Erdoğan’ın kendisini anayasa masasına davet etmesi ve bununla birlikte yargı yoluyla baskı altına alınmaya çalışılması hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: “Bizi anayasa masasına ilk davet edişleri değil. Biz anayasa masasına oturmak için, anayasaya uyan muhataplar ararız karşımızda. Manisa’daki Özgür Özel de televizyon karşısında otursa der ki; ‘Erdoğan Özgür Özel‘i çağırıyor. Ama adam daha önce açıkladı niye gitsin oraya? Anayasaya uymayan biriyle niye anayasa yapsın?’ Bizim buradaki tutumumuz, tavrımız son derece net. Hatta geçen de bir yayında şey demiştim.: ‘Ne anayasası? Bu şartlarda seninle menemen yapmam’ demiştim. Şimdi anayasalar aşkın zamanlı toplumsal mutabakat metinleridir. Zaman geçtikçe güçlenen metinlerdir. Bizim 12 Eylül Anayasası denen anayasa defalarca farklı farklı şekillerde değişmiştir, yüzde 85’i değişmiştir. Ama esas mesele, son değişikliğinde tüm toplumu kapsayacak, zaman zaman söylüyorum, her doğana bir anayasa yapmak lazımken Erdoğan’a bir anayasa yapmışız. O da yapıldığı yıldan sekiz yıl geçmiş veya kendileri uygulamaya aldıklarından itibaren, hani ona göre yönetmeye başladıklarından beri yedi yıl geçmiş. Ama bu şartlar altında Erdoğan kendine yapılan anayasadan dahi memnun değil, uymuyor. Hatta zaman zaman ‘Uymuyorum, tanımıyorum, saygı da duymuyorum’ diyor. Şimdi ‘Gel anayasa yapalım.’ Yani sanki bu anayasa kişinin talebiyle, kişiye göre yapılan bir şey olduğunu bile kabul etsek bir an için Can Bey. Adam ‘Bana yeni bir kıyafet’ diyor. Eskisini ne yaptın? Ya sen bir eski kıyafeti bir giyi üstüne bakalım yani. Eskisini kullanma, perişan et. ‘Bana yenisini al’ falan. Sen eski anayasaya bir kere uyumuyorsun. O yüzden isterseniz düzünden, isterseniz tersinden. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, Anayasa Mahkemesi’ni tanımayan zaman zaman Anayasa Mahkemesi’ni kapatmakla tehdit eden, yargı kararlarını tanımayan, yargıçları siyasi şekilde seçen, AK Parti’nin gençlik kollarından, avukat bürolarından yargıç, hakimler atayan, onları da siyasi talimatlarla kullanan ve muhaliflere en sert… Bugün gösterdim. Aziz İhsan Aktaş 100 ihalenin 77’sini AK Partililerle, 23’ünü CHP’lilerle yapmış. Bu ihalelere 11 yıl geriden bir teması olan Zeydan Karalar şimdi tutuklandı. Geri kalan yüzde 77’ye hiçbir şey yok. Bugün Denizli Büyükşehir’in çuvallarla üç biletten birini teleferiğe kesip, iki bileti çuvalla genel müdüre teslim ettiğinin ispatı var, bir yıldır elleyen yok. Böylesine bir hukukun, ikili hukuk sisteminin olduğu, muhaliflere düşman hukukunun uygulandığı bir süreçte ne anayasası, ne anayasası? Menemen yapmam dediğim bu. Ama isterseniz düzden söyleyeyim. Uysun bütün bu kurallara, sonra gelsin çalsın kapımızı, ‘Yapalım anayasa’ desin. Sen ilk önce, ilk başta Anayasa Mahkemesi ve bütün yargı kararlarına uy, mesela tutuksuz yargılama esastır. Tutuklu arkadaşlarımız bırak, Gezi tutuklularını bırak, Osman Kavala’yı bırak, siyasi tutukluları bırak, mahkeme kararlarına karşı direnme işlerini bırak. Can Atalay’ı bırak. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Zeytin Kanunu’nu, Çevre Kanunu’nu onu bunu ikide bir getirmeyi bırak. Anayasaya aykırı doğa, çevre katliamlarını bırak. Hepimizin malı olan madenleri yandaş şirketlere peşkeş çekmeyi bırak. Daha bunu SZC TV’de siz haber sunuyorsunuz, benim bıraktığım yerden siz 10 dakika daha sürdürürsünüz bunu. Bunları bıraksın, ondan sonra gelsin benden anayasa istesin. O yüzden durum bu. Ondan hani böyle bir cümle mühür gibi, afilli bir cümle niye kurdu neden yaptı vallahi kendine sormak lazım. Ben orada yokum. Bana bakınca tehdide, şantaja, rüşvete boyun eğecek bir siyasi görüyorsa yanlış görüyor. Demek ki o zaman zaman yakın gözlükleri bakıp bir takım kayıtları inceliyordu, gözlükleri değiştirecek. Biz ne arkadaşımızı satarız, ne geride birini bırakırız, ne kişisel ikbal için pazarlığa girişiriz, ne de tehditle şantaja boyun eğeriz. Bu kadar net. Ama siyasi muhatap alınmak istiyorsa, biz buradayız. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı olarak gelir, otururuz konuşuruz, bir demokratikleşme paketini hep birlikte çalışırız, olur. Ama bu bataklıkta inadına yürüyor adam. Kendini de batırıyor, memleketi de batırıyor. Ben ne yapayım ona yani. Onun peşinden bataklığa mı gireceğim? Girmem. Ben memleketi kurtarmanın peşindeyim. Memleketi kurtaracakları onların elinden kurtarmanın peşindeyim. Benim işim bu yani. Ben nasıl 47 yıl sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yenip partimi birinci parti yapmışım, 31 Mart 2024 günü. Şimdi de görevim; yapılacak ilk seçimlerde bu iktidarı değiştirmek. Ve eğer bir suç arıyorsa, evet yapılacak ilk seçimlerde Türkiye’de iktidarı değiştirme suçuna teşebbüs halindeyim şu anda. Ve teamülen bu suçu işlemek üzereyim. Bilsin ona göre hesabını kitabını yapsın.” “İLK SEÇİMLERDE TRT ŞOKU YAŞARKEN, SZC TV ZAFERİ YAYINLIYOR OLACAK” Programın sonunda destek mesajlarını yineleyen Özel, şöyle konuştu: “Gerçekten üzgünüm. Hem yayında kötü haber aldık Zeydan Başkan ve arkadaşlarımız için üzgünüm. Hem SZC TV gibi… Ben bu kanalın SÖZCÜ gazetesinin sağ üst köşesinde logo mücadelesi herhalde 500 gün mü sürmüştü, 10’uncu gün, 40’ıncı gün, 300’üncü gün, 500’üncü gün. Şu logonuzu ne mücadelelerle aldınız, yayın hakkınızı aldınız? O günden bugüne de yayınlar yapıyorsunuz. Haber veriyorsunuz. Zaman zaman beni de eleştiriyor bu ekrandaki arkadaşlar. Ama sonuçta gazetecilik yapılıyor burada. Burada mesela ben bir şaklabanlık görmedim bugüne kadar. Bugüne kadar halkın zararına bir şey görmedim. Bugüne kadar televizyonculuğu kullanarak, işte millete onu bunu pazarlayıp oradan para kazanmayı görmedim. Mesleğini başka yerlerde yapılmasını engel olmuş bir çok genç meslektaşımıza da alan açıyorsunuz. SZC TV’nin Ankara ekibiyle biz her gün çalışıyoruz, pırıl pırıl gencecik arkadaşlar. Cansiperane gayret gösteriyorlar. ‘Bir dakika yani gel şurada otur, bir çay iç.’ Bir çay içmeyecek kadar belki gazetenin, televizyonun imkansızlıklarından dolayı diğer yandaş basındakiler bir koşuyorsa, bunlar üç koşuyor. Bir sürü şeyle engelleniyorlar. Mesleğini yapmak dışında bir çabası olmayan, namuslu, çalışkan ve bütün zorluklara rağmen doğru tarafta duran insanlar var burada. Şimdi bu gece 10 günlüğüne karartılacak ekranlar. Baştaki temennimiz inşallah gerçekleşir, bu hatadan hızla dönülür. Çünkü bu 10 gün süreyle SÖZCÜ Televizyonu bunu hak etmedi. En derin dayanışma duygularımı, en güçlü dayanışma duygularımı ifade etmek isterim. Örgütümüz, il-ilçe başkanlarımız, il başkanımız, il yönetimimiz kapının önünde sizleri alkışlarıyla, sloganlarıyla, ellerindeki pankartlarıyla desteklediler. Biz sonuna kadar halkın haber alma hakkının ve bunu savunan sizin gibi kıymetli gazetecilerin yanındayız, arkasındayız. SZC TV’ye şimdiden geçmiş olsun diyorum. Ama çok güzel yayınlar da yaptık. Mesela 31 Mart gecesi otobüsün üstünden kapanmayan ışıklarını gösterdim partinin. İnanın yine yapılacak ilk seçimlerde çok güzel bir akşamı hep birlikte yaşayacağız. TRT şoku yaşarken, SZC TV zaferi yayınlıyor olacak. Buna söz veriyoruz. Kimse moralini bozmasın. En sonunda iyiler kazanır, kötüler kaybeder. Bir gecenin bir karanlığın ilanihayeye kaldığı görünmemiştir. Her gecenin sabahında şafak söker, güneş doğar. Hiçbir kış kalmaz, bahar gelir. O yüzden ekran kararacak ama daha güçlü bir şekilde açılacak. Biz de sizin yanınızda, arkanızda olmaya devam edeceğiz.”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tutuklandı Haber

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tutuklandı

Türkiye, bugün de gözünü CHP'li belediyelere yönelik düzenlenen operasyonlarla açtı. İBB soruşturmasına etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliye edilen Aziz İhsan Aktaş'ın verdiği ifade üzerine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve tutuklanan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün yerine seçilen Başkanvekili Ahmet Şahin'in de aralarında bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. MUHİTTİN BÖCEK TUTUKLANDI Gözaltındaki belediye başkanlarından Zeydan Karalar ve Abdurrahman Tutdere'nin emniyetteki işlemleri devam ederken, Muhittin Böcek, emnyietteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmişti. Böcek, savcılıkta verdiği ifadenin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Muhittin Böcek, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. İlk tepkiler CHP'nin Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'tan geldi. Kamacı adliye çıkışında yaptığı konuşmada "Yüzde 48,86 oy alan belediye başkanımızın tutuklanmasına sebep oldular. Artık tuz koktu. Bundan sonra çalışmalarımızı daha hızlandırıp bu iktidarı yıkmak görevimizdir. Sandığımızı istiyoruz. Bu yargı oyunları ile hiçbir sonuca ulaşmayacaklar. Halk sizden daha güçlüdür. 86 milyon 1'den büyüktür" sözlerini kullandı. Başarır ise "31 Mart'ta aldığımız mazbatayı bu adliye gasp etti. Utanarak söylüyorum, artık yeter, bu toplum nasıl bir belaya çarptı?" sözlerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.