Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Chp

haberalmedya - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li 81 İl Başkanından Ortak Açıklama: "Kayyum ya da Butlan Kararını Tanımayacağız" Haber

CHP'li 81 İl Başkanından Ortak Açıklama: "Kayyum ya da Butlan Kararını Tanımayacağız"

Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş'ın aralarında bulunduğı CHP'li 81 il başkanı Ankara'da bir otelde kurultay tartışmaları gündemiyle bir araya geldi. İl başkanları yaklaşık beş saat süren toplantının ardından CHP Genel Merkezi'nin önünde açıklama yaptı. Bildiriyi okuyan Ankara İl Başkanı Ümit Erkol şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu gücü, halkın vicdanı ve demokrasinin teminatı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 İl Başkanı olarak kamuoyuna sesleniyoruz; milletimiz, hiç olmadığı kadar derin ve yıllara yayılmış bir yoksulluk kriziyle boğuşmaktadır. Bölgemizde savaşların tırmanması ile istikrarsızlıklar da gün geçtikçe büyümektedir. Mevcut iktidar ise sorunları çözmeyi ve esas işlerini bırakmış, muhalefet ile uğraşmakta, elindeki gücü yalnızca kendi dar çevresinin çıkarları için kötüye kullanmaktadır. Bugün tam bağımsız, tam demokratik bir Türkiye hedefinin sürükleyici merkezi ve bir sonraki iktidarın adresi CHP’dir. "Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yanındayız" CHP, 38. Olağan Kurultayımızın delegelerinin hür iradesi ile Sayın Özgür Özel’i Genel Başkan olarak seçmiştir. Kurultayımız sonrası 81 İl Başkanı ve örgütümüzün tüm kademeleri Genel Başkanımız öncülüğünde birlik içerisinde yerel seçime odaklanmıştır. Partimiz, 31 Mart seçimlerinde Türkiye’nin birinci partisi olarak, ülkemizi içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak büyük değişimin başlangıç adımlarını yerelde iktidar olarak atmıştır. Yerel seçim sonrası, üyelerimizin hemen hemen tamamının katılımıyla ve dayanışma oylarıyla toplam 15,5 milyon vatandaşımız Cumhurbaşkanı Adayı olarak Sayın Ekrem İmamoğlu’nu seçmiştir ve partimiz emin adımlarla iktidara yürümektedir. AKP yönetiminin partimize dönük, düşmanlığa varan husumetinin ve saldırılarının ana sebebi budur. Bu saldırılara karşı, gözaltına alınan, tutuklanan, iftiraya uğrayan ve yargı kıskacına alınan tüm yol arkadaşlarımızın ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yanındayız. Onlar yoksulluğa karşı mücadele ettikleri için, rantla değil halkla yan yana durdukları için, iktidara değil millete hesap verdikleri için hedef alınmışlardır. "CHP örgütleri olarak, asla halkımızın vicdanıyla ters düşecek yerde durmadık, durmayacağız" CHP, 9 Eylül 1919’da Sivas Kongresi ile temelleri atılmış bir partidir. O günden beri, kongre ve kurultaylar partisi olmuştur. CHP aynı zamanda bir örgüt ve kadro partisidir. Halkın içinden yetişmiş kadroların; söz, yetki ve karar sahibi olduğu Türkiye’nin en demokratik partisidir. CHP, iktidar eliyle dizayn edilecek bir parti değildir. CHP, siyasallaşmış yargı oyunlarıyla ve siyaset mühendisliğiyle rotası belirlenecek, şantaj ve tehditle dize getirilecek parti değildir. Partimize yönelik baskılar bizleri yıldırmaz, aksine örgütümüzün mücadele azmini perçinler. Her hafta meydanlardan yükselen 81 ilde milletin kalelerinde yükselen ses, bu azmin ve halkımızın sesidir. Bizler de CHP örgütleri olarak, asla halkımızın vicdanıyla ters düşecek yerde durmadık, durmayacağız. "Adına kayyum da deseler, butlan da deseler, 81 il başkanımız bu kararı tanımayacaktır" 19 Mart darbe girişimiyle başlayan süreçte Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel liderliğinde 81 ilde tüm örgütlerimiz, tam seferberlik ile geceli gündüzlü çalışarak ülkemizin ve halkımızın geleceğini savunmak için tüm bedelleri göze almıştır. Zira, 23 yılın ardından tükenen AKP’nin yerine halkın iktidarının kurulması tarihsel bir zorunluluktur. Bizler de tarihsel görevimizi yerine getirmekten bir adım dahi geri adım atmayacağız. İktidar güdümündeki siyasallaşmış yargının aparatları partimiz hakkında ne karar verirse versin; adına kayyum da deseler, butlan da deseler, 81 il başkanımız bu kararı tanımayacaktır. Tüm il başkanlarımız CHP 38. Olağan Kurultay ve 21. Olağanüstü Kurultay iradesinin yanında yer alacaktır, üye ve delege iradesiyle seçilmiş gerçek yönetimi esas alacaktır. "Hepimize düşen görev birlik içerisinde partimize yönelik kuşatmayı dağıtmaktır" Bu iradeyle; 81 İl Başkanı olarak, butlan ve kayyum tartışmalarına karşı önceki dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, önceki dönem genel başkanlarımıza, milletvekillerimize, partimizde görev yapmış ve yapmakta olan tüm yöneticilerimize ve büyük örgütümüze çağrımızdır; ülkemizin ikinci kurtuluş mücadelesini verdiğimiz bugünlerde hepimize düşen görev birlik içerisinde partimize yönelik kuşatmayı dağıtmak ve partimizi iktidara taşımaktır. Biz buradayız, omuz omuzayız. Demokrasinin kalesine, baba ocağımıza sahip çıkıyoruz. CHP halkın partisidir, gücünü halktan alır. Şanlı tarihimizden bildiğimiz üzere; halkın gücü, sarayın fermanlarını yırtıp atacak kadar büyüktür."

İmamoğlu, 'Bundan daha büyük beka sorunu var mı?' diyerek duyurdu! "Çöküşe son vereceğiz" Haber

İmamoğlu, 'Bundan daha büyük beka sorunu var mı?' diyerek duyurdu! "Çöküşe son vereceğiz"

1 milyon öğrenci, lisede öğrenim görmek için LGS'ye girdi. Sınavın ardından İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, LGS'nin ardından kanayan bir yaraya parmak bastı. İmamoğlu, Türkiye'nin başarılı gençlerin artık ülkede bir umut göremediğini bu yüzden yurt dışına göç ettiğini söyledi. İmamoğlu, ekonomik eşitsizliğe dikkat çekti. "Ekonomi sadece bir avuç azınlığa iyi. Eğitim ve akademi yerlerde. İşsizlik almış başını gidiyor, adaletsizlik her gün daha da büyüyor, hayat pahalılığı uçmuş durumda" diyen İmamoğlu, bu düzene son vereceklerini söyledi. İmamoğlu, beyin göçünün bir beka sorunu olduğunu ve bundan daha büyük de bir beka sorunu olamayacağını ifade etti. İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'ni hesabından şunları ifade etti: Gençlerimize bu güzel ülkede yaşamaları, çalışmaları ve üretmeleri için nedenler vereceğiz. İşler iyi gitmiyor elbette farkındayız. Güvensizlik ortamında fırsatını bulan evlatlarımızın yurtdışına bir şekilde çıkmanın peşinde olduğunu görüyoruz. Ekonomi sadece bir avuç azınlığa iyi. Eğitim ve akademi yerlerde. İşsizlik almış başını gidiyor, adaletsizlik her gün daha da büyüyor, hayat pahalılığı uçmuş durumda. LGS'de derece yapan 14 yaşında, ülkenin en zeki çocukları, lise bitmeden dünyanın en iyi ilk 100 üniversitesinden tam burslu kabul alıp, gidiyor. Türkiye'nin beyni liseliler, bu nedenle 21-22 Haziran'daki üniversite sınavına girmeye tenezzül bile etmiyor. Bu ülkenin pırıl pırıl beyinlerini kaybediyoruz. Bir ülkenin bundan daha büyük beka sorunu olabilir mi? Bu düzeni kökten değiştirecek, bu çöküşe son vereceğiz. Bu gençlere ülkemizin ihtiyacı var. Bir avuç azınlığın sebep olduğu bu acı tabloya son vereceğiz. Biz gençlerimizin yeteneğine, azmine ve çalışkanlığına güveniyoruz, onlar da bu ülkeye güvecekler. Bu ülkede yaşamayı, çalışmayı, üretmeyi yeniden sevecekler.

Özgür Özel açıkladı! İmamoğlu Kılıçdaroğlu'na not yolladı Haber

Özgür Özel açıkladı! İmamoğlu Kılıçdaroğlu'na not yolladı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 16 Haziran'da İBB Bakşanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile görüştü. Özel, ziyaretinin ardından İmamoğlu ve eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun arasındaki Kurultay anekdotunu paylaştı: "Genel Başkan da demiş ki "Olur mu ben video çektim ve kurultayın tertemiz olduğunu kimsenin lekeleyemeyeceğini söyledim"Ekrem Bey de bundan büyük memnuniyet duymuş. Bunu herkes bir daha duysun istiyor" Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'yi ziyaretinden sonra açıklama yapan Özel, bir gazetecinin, "Kılıçdaroğlu'nun avukatı İmamoğlu ile görüşmede kurultay temas sözlerini yalanladı. Siz ne söylersiniz?" sorusunu yanıtladı. Özel, Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik'in aktardığı anekdot ile ilgili açıklamasına yanıt verdi. Özel, aktardığı bilginin doğru olduğunu ve konu ile ilgili İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na not yolladığını açıkladı. "KEMAL BEY'E DE NOT YOLLAMIŞ" Özel şunları ifade etti: Ya o yalanlamayı Ekrem Başkan dün kendi avukat arkadaşlarıyla görüşmüş.Onlar da bu yalanlamayı yalanladı.Ekrem Başkan bizzat Kemal Bey bana bunu söyledi diyor. Kemal Bey'den de bu konuda bir açıklama gelecek diye Ekrem Bey umuyor.Kemal Bey'e de not yollamış. O avukat arkadaşın benimle ilgili kullandığı ifadeler büyük bir hadsizlik de ben Allah'tan yani Ekrem Başkan'la yaptığımız görüşmeden sonra Ekrem Başkan dün o hadsizliğe karşı bunun bir hadsizlik olduğunu ve bizzat Kemal Bey'in bu ifadeleri kendisine söylediği ile ilgili bir notu hem açıklasın diye iki arkadaşına yollamış.İki arkadaşımız onu açıkladı. Onun dışında benim söyleyecek bir şeyim yok. Bir tek o ifadeler yönünden o avukat hala partili miymiş ona bakacağız.

Özgür Özel'den Muharrem İnce'ye CHP için açık davet Haber

Özgür Özel'den Muharrem İnce'ye CHP için açık davet

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’yi parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından konuşan Özgür Özel, “Tüm siyasi parti ziyaretlerinin dışında Memleket Partisi'nin bir başka anlamı var bizim için. Biz Türkiye ittifakı diyoruz. Baba ocağı diyoruz. Baba ocağının tapusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e aittir diyoruz” dedi. ÖZEL'DEN AÇIK ÇAĞRI Özel, İnce ve partisine açık davet yaptı: “Herkesi baba ocağına davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tapusuna sahip bir Cumhuriyet Halk Partisi ve bir baba ocağı varsa, o baba ocağına en yakın parti, bizim kadar yakın parti Memleket Partisi'dir, Memleket Partililerdir ve Sayın Muharrem İnce'dir.” Muharrem İnce ile geçmişten bu yana “saygılı bir ilişki” içinde olduklarını belirten Özel, “Bir kez kötü bir söz söylememiş bir ilişkimiz var” dedi. Davetin, partiler arası hassasiyet gözetilerek yapıldığını vurgulayan Özel, İnce’nin CHP’deki geçmişine de atıfta bulundu: “Baba evimizin en zorlu günlerinde nasıl görevler aldığını, partimiz baraj altındayken il başkanı olarak nasıl çalıştığını bilirim.” Özel, “Sayın Muharrem İnce’yi ve Memleket Partisi’ndeki arkadaşlarımızı baba evine davet noktasında bir iki cümle de kurdum” ifadelerini kullanarak, kararın İnce ve arkadaşlarına ait olduğunu söyledi. İNCE: KIRGINLIKLARI BİR KENARA BIRAKMALIYIZ Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ise CHP lideri Özel’e teşekkür ederek, ziyaretin anlamına dikkat çekti. İnce, “Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e ve ekibine nazik ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum” dedi. Türkiye’nin ve bölgenin zorlu bir dönemden geçtiğini ifade eden İnce, “Bir yanda Rusya-Ukrayna Savaşı, bir yanda İran-İsrail Savaşı. İnsanlar geçinemiyor. Gençlerimiz vize kuyruklarında. Bu zor günlerde bir de iktidarın yargı sopası var” ifadelerini kullandı. CHP’ye dönük baskıları eleştiren İnce, “Cumhuriyet Halk Partisi üzerine salladığı bir yargı sopası var. Seçilmiş insanları görevden alıp yerlerine atamalar var” dedi. İnce, içinde bulunulan süreçte birlik mesajı vererek şöyle konuştu: “Bu zorlu süreçte kişisel hırslarımızı değil ortak hayallerimizi, ortak iyileri düşünmek zorundayız. Kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakıp birliktelikleri, ortak iyiyi öne çıkartmalıyız.” Ziyareti “önemli” bulduğunu vurgulayan İnce, kararın parti içinde değerlendirileceğini açıkladı: “Önümüzdeki süreçte arkadaşlarımla, yetkili kurullarımda toplantı yapacağım. Onların da görüşlerini dinleyip en kısa sürede Sayın Genel Başkanı ziyaret edeceğim.” Özgür Özel'in konuşması da şöyle: Partimiz üzerindeki yargı tacizini, 19 Mart darbesini ve devam eden yargı eliyle partimize ve ülkeye yaşatılan antidemokratik süreçleri, ailelere çektirilen ıstırapları, seçilmişlerin yerine atanmışları getirmeye çalışan sandıktan vazgeçmiş anlayışı değerlendirdik. Tüm siyasi parti ziyaretlerinin dışında Memleket Partisi'nin bir başka anlamı var bizim için. Biz Türkiye ittifakı diyoruz. Baba ocağı diyoruz. Baba ocağının tapusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e aittir diyoruz. Herkesi baba ocağına davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tapusuna sahip bir Cumhuriyet Halk Partisi ve bir baba ocağı varsa o baba ocağına en yakın parti, bizim kadar yakın parti Memleket Partisi'dir, Memleket Partililerdir ve Sayın Muharrem İnce'dir. Ben milletvekilliği olarak ilk geldiğim günden itibaren Sayın Muharrem İnce ile çok özel bir ilişki içinde ve her zaman birbirini kollayan, birbirine saygılı çok krizli günlerde.... Bir kez kötü bir söz söylememiş bir ilişkimiz var. Tabii bir siyasi partinin genel başkanına, bir siyasi partiye, yapılacak davet ya da çağrı, o siyasi partinin kurumsal kimliğini incitmeyecek hassasiyette olması lazım. Onun için ben Sayın Muharrem İnce'ye Cumhuriyet Halk Partisi'nin, baba evimizin en zorlu günlerinde nasıl görevler aldığını geçmişte ilgili onun anılarından, Yalova'dan ya da partimiz, baraj altındayken il başkanı olarak nasıl görevler aldığını da hep bilirim O günleri de biraz yad ederek Sayın Muharrem İnce'yi ve Memleket Partisi'ndeki arkadaşlarımızı Baba evine davet noktasında bir iki cümle de kurdum. Tabii ki bundan sonraki aşama kendi takdirleri olacak. Ben bugünkü nazik kabulleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum.Onların şahsında Memleket Partisi'nin bütün üyelerini, bütün gönül verenlerini, oy verenlerini saygıyla selamlıyorum. (Soru: Efendim dün grup toplantısında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili bazı iddialarda bulunmuştunuz. Dezenformasyonla mücadele eden, bununla ilgili bazı açıklamalar geldi. Araç kiralamayla ilgili 2019 yılında terör ve örgütlü suçlara bakan Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığındaki görevi dolayısıyla ve İBB ile yapılan işbirliği kapsamında bazı araçlar verilmiştir diye oldu. İkincisi yat, fuarını ziyaretiyle ilgili de Adalet Bakan Yardımcısı olarak katılmıştır. Nezaket gereğidir. Kamunun yerli üretime manevi desteği bağlamında gerçekleştirilmiştir dedi. Ayrıca konutu ile ilgili iddialarınıza da yanıt verdiler. Nasıl değerlendirirsiniz?) İlk kez Dezenformasyon Bakanlığı'nın yalanlama yapacağız derken üç iddiayı da doğruladığını gördük. Bazen doğruya yalan diyorlar da ama bu sefer doğrulamışlar hakikaten. Birincisi biz geldik İstanbul Büyükşehir'i aldık 2019'da 872 tane araç yoktu. Peşine düşünce bunlardan dün listesini gösterdim işte 57 tanesi AK Parti'nin İstanbul İl Başkanlığı'nın emrinde çıktı. İlçe başkanlıklarının, buradaki genel merkezlerinin. İçlerinden bir tanesi de Gürlek'in emrindeymiş. Bunu doğruluyorlar. Opel İnsignia çok pahalı, Opel'in en pahalı arabası. Diyor ki şimdi, o dönemde hemen de terörle mücadeleyle uğraşıyordum da emsal mahkeme başkanlarına emsal mahkemelerin her bir başkanına verilmiş mi? Bir tek kendisine verilmiş. Altına diyor, bugün bile kurumumuzun servis araçlarını İBB veriyor. Çok güzel. Demek ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi siz bize bu kadar düşmanlık yaparken bile, Ekrem Başkanı bunları yaparken bile ihtiyaca uygun, gücü nispetinde Adalet Bakanlığı'na ve adliyeye katkıda bulunuyor. Ama 2019'da biz geldiğimizde lüks araç tahsislerini kaldırdık. Uğraştık, uğraştık zorla geriye verdi. O zaman emsallerin Fluence'e binecek, Renault Fluence'e binecek. Sen Opel'in en pahalısına bineceksin. Neden? Çünkü o zaman seyyar giyotinsin. Önüne gelenin başını vuruyorsun. Türkiye siyasi tarihinin en tartışmalı davalarının tamamında en olmadık kararları veriyorsun. Altına da lüks makam aracı çekmişler. Şimdi sorsunlar, aynı listede yer aldıklarından 2019 yılında bir siyasi partiye tahsis edilmiş 57 araç var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak İBB'nin elindeki bu resmi evrakları isteyip dönemin 2019'un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na ve bu tahsisleri yapan ilçe belediyelerine, şirketlere işlem yapacak mı? Gözaltına alacak mı? Tutuklayacak mı? Bir söylesin bakalım. Şunun binde birine belediye başkanı tutukluyorsun. Hem de kendisini aklamaya çalışırken itiraf etmiş. O listenin içinde o da var. E bak o listeye başka neler var. Bak o listeye. Şu kadarını söyleyeyim. O kadar açık net ki dönün Sayın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a sorun. Ona da Opel İnsignia vermişler. Aynı araç. Gürlek'e AK Parti'nin genel başkanvekiliyle eş tutmuşlar. İkisine de vermişler. İkisi de yanlış. Ne partiye verilir ne seyyar giyotine verilir öyle lüks bir araç. Ama doğrulamışlar. Devamında evle ilgili diyor ki rutin, her zaman yapılan Bütün herkese verilen gibi söylüyor, bir uygulamamızdır. Boğaziçi ön görünüm içinde, ikinci derece koruma alanında çivi çakmanın yasak olduğu yerde İl Özel İdaresi'nden devrolmuş o zamandan beri elde olan ve bu şekilde kullanılması doğru değil raporları olan yere ilave binalar yaptırarak, çivi çakamazsın, içine havuz yaptırarak bunu yapıyor. Bir de diyor ki lojman tahsisidir. Bu nasıl bir devlet memuru da boğazı gören yalı gibi yerde hem de hukuka aykırı bir şekilde bu işlemler yapılıyor da açıkça soruyorum. Ne kadarlık bir harcama yapıldı oraya? Ben yapılan ödemeyi biliyorum. Ama devlet ne kadarını ödüyor? Aradaki açık nereden ödeniyor? Akın Bey bunların peşindesiniz ya. Bir gün gelecek bir savcı hani o bir kadın tarif ediyor, havuz nasıl yapılacak diye. Hem de çok kötü davranarak üç tane işçiye. Hepsini biliyorum. İsim isim biliyorum. Kurşun geçirmez camları takan çocuklara neler ettiniz biliyorum. Onlar çağırılmayacak mı bir gün? Onlar tanık olmayacak mı bir gün? Devletin ödediğinin 30 katı tadilat bütçesi nereden fonlanıyor? Bunlara bakacağız. Hadi Hodri Meydan İster misin çıksın senin gibi yetkisiz bir yetkili, memleketin başka yerinden bir başsavcı bu dosyayı incelemeye başlasın, senin halinden neler çıkacak. Ne söylediysek doğru. Ne söylediysek kelime kelime doğru. Kelime kelime de itiraf ediyorlar zaten. O yüzden ben sert kayaya çarptın demiştim. Sert kayaya çarptın demiştim. Bundan sonra da o sert kayanın ne kadar sert olduğunu görecek. Bu kadar net söylüyorum. Bu üç husus dedin, üçüncüsü neydi? Neyi yalanladı? Şey yat ziyareti, kamu görevlisi olarak yer aldı. Aldığı maaşı 85 yıl alsa, biriktirse binemeyeceği yatı geziyor. Ha. Özelliklerini soruyor, bilmem ne yapıyor, ıvır zıvır. 85 yıllık maaşıyla alamayacağı yatı geziyor, bir de bana milli bilmem ne. Bu milletin o milli falan dediğin işlere, o yatlarda sıra var o yatlarda zaten. Destek olanlar çok bulunur. Sen esas bu milletin acı çektiği, ızdırap çektiği yerlere bir destek olaydın. Sen adaleti katlettin, bu memlekette gençlerin umudunu bitirdiniz, memleketi yaşanmaz hale getirdiniz. Bir de utanmadan bilmem kaç milyon dolarlık yata yerli milli muamelesi yapıyor. Hepsini hepsinin teker teker üstündeyim. Benim arkadaşlarımın, belediye başkanlarımın eşiyle uğraşana 500 km öteye zulüm olsun diye anasından öteye yollayana kadını çocuğundan 300 km öteye yollayıp yerde yatırana bundan sonra benden yana da huzur yok bilsin. (Soru: Efendim bir de Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı İmamoğlu ile görüşmede kurultay temas sözlerini yalanladı. Siz ne söylersiniz?) Ya o yalanlamayı Ekrem Başkan dün kendi avukat arkadaşlarıyla görüşmüş. Onlar da bu yalanlamayı yalanladı. Ekrem Başkan bizzat Kemal Bey bana bunu söyledi diyor. Kemal Bey'den de bu konuda bir açıklama gelecek diye Ekrem Bey umuyor. Öyle bir Kemal Bey'e de not yollamış. O avukat arkadaşın benimle ilgili kullandığı ifadeler büyük bir hadsizlik de ben Allah'tan yani Ekrem Başkan'la yaptığımız görüşmeden sonra Ekrem Başkan dün o hadsizliğe karşı bunun bir hadsizlik olduğunu ve bizzat Kemal Bey'in bu ifadeleri kendisine söylediği ile ilgili bir notu hem açıklasın diye iki arkadaşına yollamış. İki arkadaşımız onu açıkladı. Onun dışında benim söyleyecek bir şeyim yok. Bir tek o ifadeler yönünden o avukat hala partili miymiş ona bakacağız.

Ulaş Karasu: AKP TCDD’yi de Gar’ı da Raydan Çıkardı Haber

Ulaş Karasu: AKP TCDD’yi de Gar’ı da Raydan Çıkardı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu “Her yıl ödenen milyon dolarlar, milyarca liralar kimin cebinden çıkıyor? Milletin cebinden, üstelik dolar olarak çıkıyor. Peki yolcu yoğunluğu ve garantilerde her yıl artış olacağı öngörülmesine karşın, YHT sefer ve tren setlerinin sayısı neden artırılmıyor?” diye sordu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, geçen yıl 37 milyar liraya dayanan zarar eden TCDD’nin, Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) Garı'nın yolcu garantisi için 2024 yılı sonu itibariyle Cengiz-Limak-Kolin ortaklığındaki şirkete 69 milyon 352 bin dolar (2.7 milyar TL) garanti yolcu parası ödendiğini açıkladı. Karasu, yolcu yoğunluğu ve garantilerde her yıl artış olacağı öngörülmesine karşın YHT hatlarında sefer ve tren setlerinin sayısının yeterli artırılmadığını ve bilet sıkıntısı yaşanmasını Meclis gündemine taşıdı. 2016 yılında hizmete giren Ankara YHT Garı için yolcu başına 1,5 ABD doları artı KDV, garanti edildi. Son 8 yılda gar için toplam 46 milyon yolcu garantisi verildi, ancak 2016-2024 arasında toplam 16 milyon 823 bin 753 yolcu gara geldi. 2024 yılı sonu itibariyle şirkete 69 milyon 352 bin 545 dolar (Güncel kur ile 2.7 milyar lira) garanti yolcu parası ödendi. Cengiz-Limak-Kolin ortaklığı garı daha uzun yıllar işletecek. Gar için, 2019 yılında verilen 5 milyon yolcu garantisi 1 milyon 91 binde kaldığı için firmaya 7.5 milyon dolar, 2020’de ise verilen garantiler yine tutmayıp verilen 5 milyon yolcu garantisi sadece 849 binde kaldığı için 12 milyon dolar artı KDV ödeme yapıldı. ZARAR VAR SEFER YOK Yoğun talep olmasına karşın, ek tren seferlerinin konulmadığı YHT hatlarında, yolcular bilet sorunları yaşarken, AKP hükümetleri döneminde kötü yönetim ve liyakatsiz görevlendirmeler nedeniyle mali yapısı bozulan TCDD de kötü yönetimin bedelini her yıl zarar ile ödemek zorunda bırakılıyor. Raylı taşımacılıkta tekel olan TCDD, AKP döneminde her yıl katlanarak artan zararlara imza atıyor. TCDD’nin 2022’de 6,3 milyar lira olan net dönem zararı, 2023’te 11,4 milyar lira, 2024 yılının sonunda ise 37 milyar liraya dayandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu, “TCDD, 2024 yılında 36 milyar 595 milyon lira zarar etti. Uzun yıllardır da zarar ediyor. Bu zararın sebebi kötü yönetim, liyakatsiz kadrolar ve ballı ihalelerle zengin edilen yandaş müteahhitler. Ankara’da Kolin-Limak-Cengiz İnşaat ortaklığıyla yaptırılan YHT garı için verilen yolcu garantisi nedeniyle son sekiz yılda 69 milyon 352 bin dolar garanti yolcu parası ödendi. Ankara YHT Garı’nı yapanlara dolar bazında 8 yıl boyunca 46 milyon yolcu garantisi ödemesi taahhüt edildi. Ancak vatandaşlar, hızlı tren için günler öncesinden bilet talep etmelerine rağmen bilet bulamıyor. Yeterli sayıda sefer olmadığı gerekçesiyle vatandaşlar yolculuk yapamıyor. Ama bir taraftan da vatandaşların cebinden, bu garı kullansa da kullanılmasa da firmaya milyonlarca dolar ödemeye devam ediyor. Yani olan yine vatandaşa oluyor” BAKAN'A SORDU Bu durumu TBMM gündemine taşıyan Karasu, Ulaştırma Bakanı’ndan “Her bir yıl ve hat da ayrı ayrı gösterilmek üzere YHT trenlerin yolcu garantisi sayısı, gerçekleşen yolcu sayısı, toplam sefer sayısı ve hak ediş tutarı nedir? Yolcu sayısı yoğunluğu ile garantilerin her yıl artış olacağı bilinmesine ve öngörülmesine karşın, YHT sefer ve tren seti sayısının yeterince artırılmamış olmasının gerekçeleri nelerdir? Talep edilen ve gerçekleşen yolcu sayısı ile tren set ve sefer sayısı arasındaki oran nasıldır?” sorularına da yanıt vermesini istedi.

Erhan Adem, Gübretaş'a Ait İran'daki Petrokimya Tesisi İçin Uyardı: “Bu Yatırım Ciddi Risk Altındadır, İktidarı Acilen Açıklama Yapmaya Davet Ediyoruz" Haber

Erhan Adem, Gübretaş'a Ait İran'daki Petrokimya Tesisi İçin Uyardı: “Bu Yatırım Ciddi Risk Altındadır, İktidarı Acilen Açıklama Yapmaya Davet Ediyoruz"

Adem, "Türkiye’nin tarımsal üretiminde maliyetleri düşürmek için yapılan bu yatırım, şu an ciddi risk altındadır ve sessizlik içinde yok sayılamaz. Razi Petrokimya’nın akıbetini, oradaki çalışanlarımızın durumunu ve Türkiye tarımının bu süreçten nasıl etkileneceğini yakından takip ediyoruz. İktidarı acilen kamuoyuna açıklama yapmaya davet ediyoruz" dedi. CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, İsrail ile İran arasında tırmanan savaş ortamının, Türkiye’nin tarımsal üretimini doğrudan ilgilendiren bir riski de beraberinde getirdiğine dikkati çekti. Adem, İran’ın Mahşehr bölgesinde bulunan ve Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraklerinden Gübretaş’a ait olan Razi Petrokimya Kompleksi’nin durumuna ilişkin kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmamasını eleştirerek iktidar çağrıda bulundu. Adem, şunları kaydetti: “Orta Doğu’da başlayan İsrail-İran savaşı sadece bölge halklarını değil, ekonomik ilişkiler üzerinden Türkiye’yi derinden etkilemektedir. Türkiye’nin tarımsal üretimde en temel ihtiyacı olan ucuz gübre tedariğinde stratejik role sahip İran’daki Razi Petrokimya Kompleksi, Türkiye’nin tarımsal üretim sisteminin dışa bağımlılığını azaltmak adına önemli bir bağlantı noktasıdır. Gübretaş’ın uzun süredir mülkiyetinde olan tesisin akıbeti, hem ekonomik hem insani boyutuyla kamuoyunu yakından ilgilendirmektedir. Savaşın şiddetlendiği kritik süreçte, İran’ın en büyük amonyak, üre, sülfürik asit ve fosforik asit üreticisi olan Razi Petrokimya Kompleksi’nin güvenliği, üretim durumu ve çalışanlarının akıbeti hakkında kamuoyunun bilgilendirilmemiş olması endişe yaratıyor. Türkiye açısından bu yatırım yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda milli ve stratejik bir değer de taşımaktadır. Gübretaş iştiraki olan bu tesisin üretimi durmuş mudur? Tesiste görevli olan Türk personelin can güvenliği sağlanmış mıdır? Türkiye, bu tesisten beklenen gübre teminini hangi alternatif kaynaklarla karşılayacaktır? Türkiye’nin bu stratejik yatırımına yönelik sigorta, güvenlik ve diplomatik önlem planları var mıdır? Tarım Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı bu konuda ne gibi adımlar atmıştır? Razi Petrokimya sadece bir sanayi yatırımı değildir. Orada Türk çiftçisinin alın teri vardır. Türkiye’nin tarımsal üretiminde maliyetleri düşürmek için yapılan bu yatırım, şu an ciddi risk altındadır ve sessizlik içinde yok sayılamaz. Razi Petrokimya’nın akıbetini, oradaki çalışanlarımızın durumunu ve Türkiye tarımının bu süreçten nasıl etkileneceğini yakından takip ediyoruz. İktidarı acilen kamuoyuna açıklama yapmaya davet ediyoruz.”

Burhanettin Bulut: “Millet Açlıkla Boğuşurken Saray Saltanat Sürüyor” Haber

Burhanettin Bulut: “Millet Açlıkla Boğuşurken Saray Saltanat Sürüyor”

SARAY MİLYARLARI YUTTU CHP’li Bulut, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın, ocak ayında 1 milyar 779 milyon 281 bin TL, şubat ayında 1 milyar 313 bin 737 TL, mart ayında 542 milyon 22 bin TL, nisan ayında 1 milyar 710 milyon 494 TL ve mayıs ayında 652 milyon 899 bin TL harcayarak toplamda 5 milyar 998 milyon 432 bin TL harcadığını kaydetti. MİLLETİN PARASIYLA SALTANAT Saray’ın yılın ilk beş ayında günlük yaklaşık 39 milyon 725 bin TL harcadığını belirten Bulut, “Saray’ın sadece 1 günde yaptığı harcama, yaklaşık 2 bin 746 emekli maaşına ve 1.798 asgari ücrete denk geliyor. Millet açlıkla boğuşurken Saray, milletin parasıyla saltanat sürüyor. Vatandaş kemer sıkarken, dar gelirliler ve emeklilerin daha fazla zorlandığı, pazar filesini doldurmanın zorlaştığı bu dönemde, Saray’ın bu denli savurgan olması halkın vicdanında da derin bir rahatsızlık yaratıyor” dedi. MAAŞLAR ARTIRILMALI Gıda, kira ve enerji gibi temel kalemlerde yaşanan fahiş artışın halkın alım gücünü ciddi biçimde azalttığını ifade eden Bulut, “Emekli daha 14.469 TL maaşla ayın sonunu getiremezken, asgari ücretli 22 bin 104 TL ile evini nasıl geçindireceğini düşünürken, Saray’ın halkın parasıyla lüks ve israfa kaçması kabul edilemez. Saray, milletin parasıyla saltanat sürmek yerine, bu kaynakları halkın refahı için kullanmalı; emekli maaşları artırılmalı, asgari ücret insanca bir yaşam sağlayacak düzeye çekilmeli” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “İsrail’e Küçük Harflerle Konuşanlar, Trump Karşısında Tamamen Suspus” Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “İsrail’e Küçük Harflerle Konuşanlar, Trump Karşısında Tamamen Suspus”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Üsküdar’da gerçekleştirilen Özgür Gazze Mitingi’ne katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Mazlumun yanında duranları, ‘Filistin’ deyince yüreği sızlayanları, haksızlığa, katliama, soykırıma susmayıp bugün Üsküdar Meydanı’nı dolduranları saygı ile selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Bu güzel mitingi düzenleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mahmut Arıkan başta olmak üzere burada bulunan değerli genel başkanlarıma, onların şahsında katılım gösteren tüm siyasi partilere, sivil topluma bu anlamlı ve bir o kadar da tarihi buluşma için yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün Babalar Günü. Vefakâr ve cefakâr tüm babalarımızın ellerinden öpüyor, aramızdan ayrılanları rahmetle yad ediyorum. Ama bugün binlerce Filistinli çocuk ‘Baba’ diyemiyor. Filistinli babalar, kaybettikleri evlatlarının mezarları başında gözyaşı döküyor. Filistinli çocukları babasız, babaları evlatsız bırakan dünyanın en büyük insanlık suçunu lanetliyorum, kınıyorum” dedi. Özel, şunları söyledi: “EN BÜYÜK İHTİYACIMIZ KENETLENMEKTİR” “Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz, 100 yılı aşkın geçmişiyle Türkiye’nin ilk partisiyiz. Ülkemizdeki son seçimlerin, milletimizin takdiriyle birinci partiyiz. Biz Filistin davasını, kendi davası olarak sahiplenen bir partiyiz. Bizim çizgimiz, ‘Tam bağımsız Türkiye’ diyerek yürüyen, özgür Filistin için El Fetih kamplarında direnen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının çizgisidir. Bizim duruşumuz, üçüncü Genel Başkanımız Başbakan Bülent Ecevit’in, Yaser Arafat ile kurduğu dostlukla muhafaza edilmektedir. Deniz Gezmiş’in El Fetih’teki dostu, arkadaşı, can yoldaşı İsa’nın Filistin Şiiri kitabı yıllar sonra İsa’nın ölüm döşeğinde emanet ettiği oğlu eliyle bizlere ulaştırılmıştır. Emanet yüreğimizdedir, bağrımızdadır. Bülent Ecevit’in Arafat’a, Arafat’ın Bülent Ecevit’e söyledikleri bizde emanettir, bize vasiyettir. Cumhuriyet Halk Partisi, aynı ruhla bugün kardeş Filistin halkının yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir. Bugün buradaki birliktelik umutlarımızı yeşertmektedir. Filistin halkı için mücadele eden hem Türkiye’de kenetlenme hem de uluslararası toplumun kenetlenmesi en büyük ihtiyacımızdır. Bu kapsamda partimiz gerekli tüm girişimlerde bulunmaktadır, buna da devam edeceğiz. Kasım 2023’te genel başkanlık görevine gelir gelmez, Filistin’deki soykırıma tepki göstermeleri için 12’si kendi ülkelerinde hükümet başkanı olan, Sosyalist Enternasyonal üyesi tüm parti liderlerine mektup yazdık. Aralık 2023’te Berlin’de kardeş partimiz Alman Sosyalist Partisi -SPD’nin kongresinde yaptığımız konuşmada, katliamın durdurulması için çağrıda bulunduk. İspanya Başbakanı dostum Pedro Sanchez’in başkanı olduğu, benim de başkan yardımcılığı görevini üstlendiğim Sosyalist Enternasyonal’in tüm toplantılarında, Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığımız tüm konuşmalarda Filistin davasını savunduk; yaşanan insanlık dramını kınadık. Bunun için tüm bileşenleri, tüm dostlarımızı birlikte mücadeleye davet ettik. Bundan sonra da sesimiz çıktığınca, nefesimiz yettiğince Filistin davasını savunmaya ve anlatmaya devam edeceğiz.” “KAYIKÇI KAVGASI YAPANLARIN SAHTELİKLERİ YÜZLERİNDEN AKIYOR” “Gazze, 10 yıllardır İsrail’in zulmü altındadır. Son olarak 8 Ekim 2023’ten bu yana 600 günden fazladır Gazze topraklarında katliam vardır. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 binden fazla sivil katledilmiştir. Tüm bunlar İsrail’in azgınlığına, dünya yeterli tepkiyi göstermediği için yaşanmaktadır. Ancak bir yandan sıcak salonlarda Netanyahu ile uzaktan kayıkçı kavgası yapıp, diğer yandan İsrail ile ticareti sürdürenlerin sahtelikleri yüzlerinden akmaktadır. Milletimiz bu riyakarlığı içine sindirememektedir. Bir yandan İsrail ile ticaret cayır cayır devam ederken, Gazze’ye makarna götürülmesine bile izin verilmiyor. En son insani yardım taşıyan Madleen gemisini engellediler, durdurdular. İçindeki direnişçiler, aktivistler gözaltına alındılar. Orada bulunan Şuayip ve Yasemin kardeşimi buradan hürmetle, muhabbetle, cesaretlerinin karşısında saygı ile eğilerek selamlıyorum. Ne yazık ki daha önce Mavi Marmara için ‘Giderken bana mı sordunuz?’ diyenler, Madleen gemisi için de söz söyleyemediler. Diğer yandan ABD Başkanı Trump, Gazze’yi boşaltma planını açıklıyor; Gazze’ye tatil köyleri, kumarhaneler yapacağını söylüyor. Ancak Netanyahu ile sözde laf dalaşı yapanlar, söz konusu Trump olunca gereken tepkiyi göstermiyor, suspus oluyor. Filistin’de İsrail askerleri tarafından şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi’nin Amerika’daki davasına sahip çıkılmıyor. Filistin’e destek veren bir yazı yazdı diye Amerika’da 45 gün gözaltında tutulan Rümeysa Öztürk’e sahip çıkılmıyor. Ancak biz buradan hep beraber gür bir sesle haykırıyoruz. Trump ve yönetimi Gazze’deki katliamların destekçisidir, savunucusudur, müsebbibidir. İsrail’in önünü açan herkes bu katliamlarda pay sahibidir.” “İRAN’A SALDIRIYI EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE KINIYORUZ” “Gerekli tepki gösterilmeyen İsrail, şimdi de İran’a saldırdı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz. İran halkına dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Elbette demokratik bir İran’ı savunuyor, ancak İsrail ile Amerika’nın Irak’a gidip de ne yaptıklarını, Suriye’yi nasıl bir istikrarsızlığa sürüklediklerini ve demokratik bir Suriye için, eşit temsil edilen, yönetilen bir Suriye için verdikleri sözü tutmadıklarını takip ediyoruz. Tüm tarafları sağduyuya, itidale davet ediyoruz. Amerika yönetimi, bu saldırıların da maalesef arkasında durmuştur. Trump utanmadan sıkılmadan ‘Mükemmel bir saldırı oldu, daha fazlası gelecek’ diyor. Ancak yine İsrail’e küçük harflerle konuşanlar, Trump karşısında tamamen suspus durumdalar. Bugün bu meydan, vicdanların buluştuğu bir meydandır. Dünya tarihi bir dönemeçten geçmektedir ve bu kavşakta şahsi menfaat değil, parti menfaatlerini değil, hakkı ve adaleti savunanlar hep bir arada ve hep güçlü durmak zorundadır. Kötülük nereden gelirse gelsin, bir arada durmak zorundayız. Biz buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Bugünün güçlülerinin, masumları ezmesine karşı; inançlı, vicdanlı, ahlaklı insanlarla omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.” “O ZEYTİN DALININ DÜŞMEMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ” “Ülkemizin çevresi adeta bir ateş çemberine dönüşmüş durumda. Türkiye olarak hem kendi vatandaşlarımız için, hem de Filistin’deki ve bölgemizdeki tüm mazlumlar için güçlü olmaya, güçlü durmaya kararlıyız. İç cephemizi elbette sağlam tutmalıyız. Bunun yolu; demokrasiye ve adalete bağlı kalmak, sahip çıkmaktır. Bir ülke kötü günde birlik olmak istiyorsa, iyi günde ayrım yapmamalıdır. Devletin terazisi herkesi eşit tartmalıdır. Adalet kimseye ayrıcalık tanımayacaktır. Birliğimizi, siyasi rakiplere kumpas kurarak, muhaliflere düşman hukuku uygulayarak sağlayamayız. Birliğimizi ancak ve ancak adaletle sağlarız. Hukuka dönüş artık Türkiye için tercih değil, bir zorunluluktur. Hiç kimsenin kendi menfaati için Türkiye’nin birliğini zayıflatmaya, iç cepheyi güçsüzleştirmeye, iç barışı bozmaya hakkı yoktur. Bunda ısrar edenler hem 86 milyon vatandaşımıza, hem de umudunu ülkemize bağlayanlara, mağdur ve mazlumlara haksızlık etmektedir. Son olarak vurgulamak isterim ki 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Bağımsız Filistin Devleti’ni savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Barışı, hakkı, adaleti savunmayı sürdüreceğiz. Dünya barışı için, Yaser Arafat’ın şu sözünü hatırlatırken kendisini, Filistin mücadelesinde şehit düşmüş olanların hepsini rahmetle yâd ediyorum. Yaser Arafat derdi ki; ‘Elimde bir zeytin dalı ile bir özgürlük savaşçısının silahını taşıyorum. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin.’ İşte biz o zeytin dalının düşmemesi için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kendimizin, partimizin değil; insanlığın çıkarlarına savunmaya devam edeceğiz. Tüm genel başkanlarımın şahsında, katılan tüm siyasi partilerin yetkililerinin şahsında, tüm sivil toplum örgütlerini ve yüreğinde Gazze için, Filistin için merhamet ve cesaret taşıyanları saygıyla selamlıyorum. Hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.