TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bursa

haberalmedya - Bursa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Öztürk açıkladı: Sadece Emniyet’te bulunması gereken bilgiler 50 liraya pazara çıkmış! Haber

CHP’li Öztürk açıkladı: Sadece Emniyet’te bulunması gereken bilgiler 50 liraya pazara çıkmış!

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk'ün açıklaması şu şekilde: "50 LİRAYA CANIMIZ PAZARA ÇIKMIŞ!" Öztürk, Telegram üzerinden vatandaşların anlık konumlarının ve kaldıkları otellerin bilgilerinin satıldığını belirterek "Bu, artık devletin veri güvenliği diye bir şeyinin kalmadığının ilanıdır. Erkek şiddetinden kaçan, devlete sığınan kadınlar devlet eliyle açık hedef haline getirildi. İnsanların canı 50 liraya satılıyor!" diyerek tepki gösterdi. POLİSİN VERDİĞİ BİLGİLER Mİ? SİSTEME HACKER MI SIZDI? Skandalın en korkunç noktalarından biri de, satılan veriler arasında sadece polis ve jandarmaya açık olan otel kayıtlarının bulunması. Öztürk, bu bilgilerin nasıl sızdırıldığını sorarak "İşin içinde polis mi var, yoksa Emniyet’in sistemine de mi sızdılar? Eğer bu bilgiler polis eliyle veriliyorsa, bu doğrudan suç ortaklığıdır. Eğer hackerlar sistemi ele geçirdiyse, bu devletin güvenlik altyapısının tamamen çöktüğünün kanıtıdır!" dedi. "SİBER GÜVENLİK KONUŞUYORUZ" DEDİKLERİ ŞEY BUYDU: VATANDAŞIN VERİSİ 50 LİRAYA SATILIYOR! Öztürk, “Türkiye’nin siber güvenlik sistemi yerle bir olmuş, devletin bilgi güvenliği darmadağın, vatandaşın verileri suç örgütlerinin elinde… Ama biz ne konuşuyoruz? Siber Güvenlik Kanunu!” diyerek Genel Kurul’da görüşülen kanunu eleştirdi. Öztürk, "Türkiye şu an Siber Güvenlik Kanunu’nu konuşuyor! Neyin güvenliği? Vatandaşın kimlik bilgileri, anlık konumu, otel kayıtları Telegram’da 50 liraya satılırken hangi güvenlikten bahsediyorsunuz? Siz devletin en mahrem bilgilerini koruyamıyorsunuz, ama interneti kontrol etmek, basını susturmak, sosyal medyayı sansürlemek için yasalar çıkarıyorsunuz! Siber güvenlik yasası mı dediniz? Ne güvenliği kardeşim? Güvenlik falan yok, Türkiye artık dijital bir açık pazar!" değerlendirmesini yaptı.

Kadınlar, düşledikleri dünyayı birlikte kurmak için yürüdü Haber

Kadınlar, düşledikleri dünyayı birlikte kurmak için yürüdü

Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi iş birliğinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla birbirinden renkli etkinlikler düzenlendi. Programlar, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Kent Estetiği Şube Müdürlüğü tarafından Orhangazi Parkı’nda hazırlanan Playwood etkinliği ile başladı. Etkinliğe katılan kadınlar, dileklerini, isteklerini ve vermek istedikleri mesajları not kağıdına yazıp panoya yapıştırdı. Bursalı kadınlar daha sonra Barış Kadın Bandosu eşliğinde ‘Düşlediğimiz dünyayı birlikte kuracağız’ diyerek Cumhuriyet Caddesi’nden Hanlar Bölgesi’ne kadar yürüdü. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen yürüyüşe, Seden Bozbey, Nadire Aydın, Nuray Özdemir, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kadın bürokratları, çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kadınlar katıldı. Yürüyüşün ardından Hanlar Bölgesi’nde bir açıklama yapan Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Derya Şimşek Aksakal, kadınların birbirine gönülden bağlı olduğunu vurguladı. Düşledikleri dünyayı birlikte kuracaklarını söyleyen Aksakal, “Ne olursa olsun el ele ve omuz omuza vererek eşit ve adil bir yaşamda mutlaka buluşacağız. Güvenle yaşadığımız evlerimiz, sokaklarımız ve kentlerimiz olacak. Düşlerimiz gerçeğe dönene kadar vazgeçmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından Büyükşehir Belediyesi Kadın Master Ritim Grubu eşliğinde çeşitli atölyeler düzenlendi. Bursalı kadınlar, ‘Seslerimiz Yankılanıyor’ isimli açık mikrofon etkinliği, mesaj duvarı, kuyu etkinliği ve ateş çemberi etkinlikleri ile daha eşit, adil ve özgür bir dünya taleplerini yüksek sesle dile getirdi.

Bursalı kadınlardan 8 Mart yürüyüşü Haber

Bursalı kadınlardan 8 Mart yürüyüşü

‘Düşlediğimiz dünyayı birlikte kuracağız’ sloganıyla yapılan yürüyüşte yüzlerce kadın bir araya geldi. Cumhuriyet Caddesi’nden başlayan yürüyüşe katılan kadınlar, Barış Kadın Bandosu eşliğinde Hanlar Bölgesi’ne kadar yürüdü. Alkış ve ıslıklarla yürüyen kadınlar, “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları attı. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın eşi Nadire Aydın, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in eşi Seden Bozbey, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Taşer de yürüyüşte Bursalı kadınları yalnız bırakmadı.  “Yılmadan bıkmadan bir arada yan yana durmanın haklı gururunu yaşıyoruz” Yürüyüşün ardından Osmangazi Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Baysal, Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Derya Şimşek Aksakal ve Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nazlı Ünalan, ortak bir basın açıklaması yaptı. Ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Birlik ve beraberliğin, dayanışmanın ve kız kardeşliğimizin simge günü. Maruz bırakıldığımız zorluklara rağmen yılmadan bıkmadan bir arada yan yana durmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Erkek şiddetine, devlet ve eril medya şiddetine karşı mücadelemizi devam ettireceğiz. Kadınların çocukların güvencesizleştirildiği, caydırıcı cezaların olmadığı bir dönemde devlet, ciddi bir koruma kalkanı oluşturmak yerine, şiddete en çok maruz kalınan aile yapısını korumakla kendini mükellef kıldı. Kadınlar en çok evlerinde, aile bireyleri tarafından katlediliyorlar. Suçlunun, katilin, istismarcının korunduğu bu yıkılası düzende aile yılı ilanı ile yine en çok kadınlar ve çocuklar, yaşadıkları şiddetin içine daha da hapsedilme tehdidi ile karşı karşıyalar. Evlilik ve doğum oranlarının düşmesini dert edinen ilgili bakanlık, kadınların göz göre göre katledilmesine dair en küçük bir çözüm önerisi getirmiyor.” “2024 yılında 652 yaşam bir hiç uğruna, sırf korunmadıkları için son buldu” Son yıllarda artan kadına yönelik şiddet olaylarına ve kadın cinayetlerine de dikkat çekilen basın açıklamasında, “2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Bu son yıllardaki en yüksek kadın cinayeti verisidir. Toplamda 652 yaşam bir hiç uğruna, sırf korunmadıkları için son buldu. Para için öldürülen bebekler, Canice katledilen genç kızlar, koruma talep ettiği halde korunmayan tüm kadınlar, istismar sonucu can veren çocuklar, Narinler, Sılalar için bu ataerkil düzenden hesap soruyoruz! Yoksullukta gittikçe boğulan kadın ve çocuklar, yatağa aç giren çocuklar, torpili yok diye atanamayıp canına kıyan insanlar için bu düzenden alacaklıyız, hesap soruyoruz. Gözümüzü korkutamazsınız. Yaşamlarımız değerlidir” ifadelerine yer verildi.  “Düşlerimiz gerçeğe dönene kadar vazgeçmek yok” Basın açıklamasında, dünyanın tüm kadınlarının birleşip, düşledikleri dünyayı birlikte kuracaklarına vurgu yapan Osmangazi, Bursa ve Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanları, “Tüm dünyadaki kadınlar, kız kardeşlerimiz, yoldaşlarımız birbirimize gönülden bağlıyız. Direnişimiz ve mücadelemiz ortaktır ve sınır tanımaz. Filistin’den İran’a, Polonya’dan Şili’ye, İspanya’dan Kanada’ya. Özgürlüğümüz omuzlarımızın üstünde büyüyor ve serpiliyor. Dünyanın tüm kadınları birleşip, düşlediğimiz dünyayı birlikte kuracağız!Ne olursa olsun, el ele ve omuz omuza; eşit, adil bir yaşamda mutlaka buluşacağız! Güvenle yaşadığımız evlerimiz, sokaklarımız ve kentlerimiz olacak! Gece karanlıktan korkarsak birbirimize fener, gidecek yerimiz yoksa yol, o yolda yoldaş olacağız! Aile yılı değil, kadın yılı! Aile değiliz, bireyiz ve kadınız. Yaşasın kadın dayanışması. Düşlerimiz gerçeğe dönene kadar vazgeçmek yok, pes etmek yok, yılmak yok!” şeklinde konuştu. Basın açıklamasının ardından kadınlar şarkılar eşliğinde dans etti. Düzenlenen ‘Mesaj Duvarı’ etkinliğinde kadınlar, dileklerini duvara yazdı. ‘Kuyu’ etkinliğinde ise kadınlar, yaşadıkları kötü deneyimleri kağıtlara yazarak kuyunun içerisine attı. Kuyunun etrafında çember oluşturan kadınlar, kuyuya attıkları mesajları ateşe verdi. Kadınlar, bu etkinlikle ‘küllerimizden doğuyoruz’ mesajı verdi. 

Başkan Yeşiltaş: Yoksulluğu, adaletsizliği hep birlikte ortadan kaldıracağız Haber

Başkan Yeşiltaş: Yoksulluğu, adaletsizliği hep birlikte ortadan kaldıracağız

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş Gemlik’te ziyaretlerde bulundu. Yeşiltaş ilk olarak İl Yöneticileri ve İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker ile birlikte Gemlik İlçe Başkanlığını ziyaret ederek partililerle bir araya geldi. ÖN SEÇİM MESAJI Konuşmasında CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının 23 Mart Pazar günü ön seçimle belirleneceğini hatırlatan Yeşiltaş, 1 milyon 700 bin üyeyle birlikte sandık başına gideceklerini söyledi. Yeşiltaş, “86 milyon yurttaşımızın geleceği, yoksulluğun son bulması, adaletsizliklerin, hukuksuzların ortadan kaldırılması için ön seçimde kullanacağımız oylar çok önemli. Çünkü 23 Mart’tan sonra Türkiye’de çok başka şeyler konuşulacak.” diye konuştu. ESNAF ZİYARETİ Yeşiltaş daha sonra İlçe Başkanı Servet Pehlivan’ın ve partililerin de katılımıyla esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Esnafın sorunlarını, yurttaşların Ramazan ayında yaşadıkları zorlukları dinleyen Yeşiltaş, “Ramazan ayı bereket ayıdır ancak AKP iktidarı vatandaşın sofrasında huzur, bereket bırakmadı. Geçtiğimiz ramazan ayından bu seneki ramazan ayına kadar sofralara gelen tüm gıda ve yiyeceklerde ciddi oranda artış söz konusu. Asgari ücret 22 bin 104 lirayken, en düşük emekli aylığı 14 bin 469 lirayken, açlık sınırı 22 bin 131 lira, yoksulluk sınırı 72 bin 88 lira. Tablo böyleyken milyonlarca asgari ücretli, emekli, genç ramazan sofrasını nasıl kuracağını kara kara düşünüyor. Sorunların çözümü halkın iktidarı. İlk seçimde halkı düşünmeyenleri göndereceğiz, yoksulluğu da adaletsizliği de hep birlikte ortadan kaldıracağız” dedi. Ziyaretlerin ardından Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Gemlik sahilinde kurduğu 3000 kişilik iftar sofrasına katıldı ve yurttaşlarla birlikte oruç açtı.

CHP Bursa İl Kadın Kolları: Daha çok eşitlik, adalet, demokrasi, hukuk için mücadeleye devam! Haber

CHP Bursa İl Kadın Kolları: Daha çok eşitlik, adalet, demokrasi, hukuk için mücadeleye devam!

CHP Bursa İl Kadın Kolları, Türk Medeni Kanunu'nun Kabulü'nün 99. yıl dönümü ile ilgili basın açıklaması yaptı. İl Başkanlığında gerçekleştirilen basın açıklamasına İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker, Kadın Kolları MYK Üyesi Fatma Özgür, İl Sekreteri Yasemin Reçber, İl Kadın Kolları Yöneticileri ve İlçe Kadın Kolları Başkanları katıldı. İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker’in yaptığı açıklamada açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Medeni Kanunumuz, bir Cumhuriyet, bir hukuk ve bir Kadın Devrimidir. 99 yıl önce bu devrim kanunuyla sağlanan ve 2002’de değişikliklerle güçlendirilen tüm kazanımlarımızın öneminin farkındayız! Örgütlü kadın gücüyle elde ettiklerimizin elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz! Daha çok eşitlik için, daha çok adalet için, daha çok demokrasi, daha çok hukuk için mücadeleye devam! 99 yıl önce, bugün, 17 Şubat 1926’da laik Türkiye Cumhuriyetinin en önemli hukuk ve kadın devrimlerinden biri olan Medeni Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiş, 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemizin nüfusunun yarısı olan Kadınların toplumdaki yerini en net şekilde tanımlayan bu Kanun, kadınların birey olarak kabul edilmesi, bir kimliğe sahip olması anlamını taşımıştır. Bir Cumhuriyet devrim kanunu olan Medeni Kanun, 99 yıl önce kadınların eğitim hayatına, sosyal, kültürel ve ekonomik hayata erkeklerle eşit olarak katılmalarının önündeki engelleri kaldırmış, dolayısıyla eşitlik, laik hukuk devleti temellerinin üzerinde kurallar çerçevesinde hayata geçirilmiştir. Kadınların eşitlik mücadelesine yol açmış olan Cumhuriyet devrimlerinin mimarı ve Cumhuriyet Halk Partimizin ebedi lideri olan Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla, minnetle anıyoruz. Bu mücadelede, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana örgütlü bir güçle kadın erkek eşitliğini sağlamak için mücadele veren kadın örgütlerinin emeklerini de unutmuyoruz. Medeni Kanunu’nun 76. yılında, 2002 yılında, Kanunun çağın gerisinde kalan hükümleri değiştirildi ve toplumsal yaşamın gereklerine de uygun bir şekilde düzenlemeler yapıldı. “Aile reisliğine” dayanan aile modeli, yerini “eşitlik” ilkesine dayalı aile modeline bıraktı. Eşit mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili adil düzenlemeler eklendi. Evlenme yaşı, kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandı. Evlilik dışı çocuklar, evlilik içi çocuklarla eşit haklara sahip oldular. Onur kırıcı davranışlar, eşler için boşanma nedeni sayıldı. Ayrıca “edinilmiş mallara katılma rejimi”, yasal mal rejimi haline getirildi ve evlilik birliği içerisinde edinilen mallara diğer eş ortak oldu. Ve bu haliyle Medeni Yasa da ilk Medeni Kanun gibi kadınların hakları açısından bir devrim niteliğindedir. Aile hukukunu mutlak eşitlik temeline oturtan ve ülkemizin tüm kadınlarının emeği ve başarısı olan Medeni Yasamıza yönelik bilinçli saldırıları görüyor, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak her bir üyemizle birlikte Medeni Yasamıza sahip çıkıyor, yasanın kadınlara tanıdığı haklardan geri adım atılamayacağı noktasında kararlılığımızı ifade etmek istiyoruz. Siyasi iktidarın her geçen gün yeni söylem ve eylemlerle hedefine aldığı ve kazanılmış haklarımızın eşitlik temelinde yaşama geçirilmesini zorunlu tutan bu yasaya sahip çıkmak da yine Cumhuriyet Halk Partisi 81 ilinde örgütlü kadın kollarının mücadelesi ve ülkemizdeki kadın örgütlerinin gücüyle mümkün olacaktır. Kadınları bu ülkenin eşit yurttaşları yapan devrimleri ortadan kaldırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin temeli olan laik hukuk devletinin tüm devrimlerine sahip çıktığı gibi eşitliğin garantisi olan Medeni Yasaya da sonuna kadar sahip çıkacaktır! Cumhuriyet Halk Partisinin Kadın Kolları olarak, partimizin tüm eşitlikçi erkekleriyle birlikte, kazanılmış haklarımız için, laiklik için, demokrasi için, Narin için, kadınlara bugün uygulanan tüm ayrımcılıkların ortadan kaldırılması için mücadeleye de sonuna kadar devam edeceğimizin sözünü veriyoruz!"

CHP BURSA İl BAŞKANI YEŞİLTAŞ: “EĞİTİMDE SORUN ÇOK, ÇÖZÜM ÜRETEN YOK” Haber

CHP BURSA İl BAŞKANI YEŞİLTAŞ: “EĞİTİMDE SORUN ÇOK, ÇÖZÜM ÜRETEN YOK”

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, bugün başlayan 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nın ikinci döneminin ilk gününde eğitim sisteminde yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin CHP Bursa İl Başkanlığı binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına, İl Yöneticileri, İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker, İl Gençlik Kolları Başkanı Berkcan Bora, Kadın Kolları MYK Üyesi Fatma Özgür, Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ve partililer katıldı. Yeşiltaş, Bolu Kartalkaya’daki yangında ihmalkarlık ve denetimsizlik yüzünden hayatını kaydedip, okulunda ikinci döneme başlayamayan 36 çocuğun olduğunu ifade ederek, “Bu felaketle birlikte okulların ve yurtların güvenliğini bir kez daha düşünmeliyiz. Defalarca uyarmamıza rağmen hiçbir tedbir alınmaması nedeniyle, okul kazaları, afetler, acil durumlar, iş güvenliği, trafik güvenliği, okul güvenliği ve dış alan güvenliği gibi konulardaki yetersizlikler çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin canına mal oluyor.” dedi. “OKULLAR YETERİNCE DENETLENMİYOR” Müfettişlik sisteminin tarumar edilmesiyle birlikte okulların yeterince denetlenmediğini vurgulayan Yeşiltaş, “Öyle ki, 2 Eylül’de birinci sınıfa başlayacak olan Miray Aslan çocuğumuz okul bahçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. 16 yaşındaki Mehmet Eren Parlak arkadaşı tarafından okulda tabanca ile vurularak öldürüldü. Sibel Turan öğretmenimiz iş güvenliği ve yeterli personel olmadığı, İbrahim Oktugan öğretmenimiz ise okul güvenliği olmadığı için hayatını kaybetti. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sorunları çözülmedi.” ifadelerini kullandı. “ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDİYOR” Geçtiğimiz öğretim döneminde okulların fiziki olarak eğitime uygun hale getirilmediğini, temizlenemediğini, çocukların nitelikli eğitim alamadığını, okulların güvenliği sağlanamadığını, öğretmenlerimiz atanmadığını, mülakatla mağdur edildiğini söyleyen Yeşiltaş, çocukların ayrıca okullara aç gittiğini ve temiz suya erişemediğini, MESEM’lerde hayatını kaybettiğini belirtti. Yeşiltaş, Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığı çağrıda şu önerileri sıraladı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen, pilot çalışması bile yapılmadan okullarda uygulanmaya başlayan öğretim programlarını geri çekin. ÇEDES protokolü ile pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara girmesini, çocuklarımıza uygun olmayan etkinlikler yaptırmasını engelleyin. Çocuklarımızın okullarda temiz içme suyuna erişimini sağlayın. Bir öğün ücretsiz okul yemeği verin. Kantinlerde satılan yiyecekleri ve fiyatlarını kontrol altına alın. Asgari ücretin yarısına, yarı zamanlı çalışan temizlik personeli ile okulları temizleyemezsiniz. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için kadrolu temizlik personeli ataması yapın. Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin okullardaki güvenliğini sağlayın. Her okula bir güvenlik görevlisi görevlendirin. Çocuklarımızın ucuz işgücü olarak kullanıldığı, yaralandığı ve öldüğü MESEM programına son verin. Birleştirilmiş okul uygulaması ve ikili eğitim yüzünden çocuklarımız hem ders saatlerinden kayıp yaşıyor hem de karanlıkta okula gidip gelmek zorunda kalıyor. İkili eğitimi sonlandırın, tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesini sağlayın. Kapatılan köy okulları yüzünden taşımalı eğitime mahkum edilen çocuklarımız, taşımalı eğitimin kapsamının daraltıldığı yönetmelik değişikliğiyle bir kez daha mağdur edildi, yurtlarda kalmaya mecbur bırakıldı. Her çocuğun okula güvenle ulaşmasını sağlayın, köy okullarını açın. En az bir yıl okul öncesi eğitim her çocuk için zorunlu ve ücretsiz olmalıdır. Okul öncesi eğitimde katkı payı uygulamasını kaldırın. Devlet okullarında yaşanan sorunlar yüzünden özel okullara mecbur bırakılan velilere dayatılan fahiş ücretleri denetleyin, kontrol alına alın. Özel okullarda emeği sömürülen, asgari ücrete çalıştırılan öğretmenlerimiz için taban maaş düzenlemesi yapın. Engelli öğretmenlere, rehber öğretmenlere, KPSS mağduru öğretmenlere, mülakat mağduru öğretmenlere, depremzede öğretmenlere verdiğiniz sözleri yerine getirin. Gerçek ihtiyaç kadar kadrolu öğretmen ataması yapın. Diplomasını almış öğretmenler yeniden aday statüsüne düşürülemez. Milli Eğitim Akademisi adı verilen öğretmenlerin diplomasını çalma projesinden derhal vazgeçin. Yeşiltaş Bursa’da mülakata giren öğretmenlerin diğer illere göre farklı bir uygulamayla hak kaybına uğradığını söyledi. Yeşiltaş, “Okullarını derecelerle bitirmiş, KPSS’den çok yüksek puan almış pırıl pırıl gencecik öğretmenlerimize, sözüm ona mülakat dedikleri adaletsiz bir yöntem ile düşük puanlar vererek atanmalarını engellediler.” dedi. BURSA’DA 40’A YAKIN OKUL YIKILDI Yeşiltaş, Bursa’da son 20 yılda 40’a yakın okulun yıkıldığını hatırlatarak, “Güzelim ülkemizi betona boğan bu iktidar okulları bahaneler ile yıktı. Peki yerine yenilerini yaptı mı? Maalesef hayır. Yeniden yapılan okul sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Bakın bir örnek paylaşayım. Yedi yıl önce içinde Cumhuriyet şehidimiz Kubilay’ın da anma büstünü barındıran Çelebi Mehmet Lisesi’ni yıktılar. Tüm öğrencilerini Yıldırım Beyazıd Lisesi’ne taşıdılar. Şimdi ise Yıldırım Beyazıd Lisesi’ni yıkacaklarını söyleyerek tüm lise öğrencisi çocuklarımızı Setbaşı Ortaokulu’na taşıyorlar. Üstelik 2. Dönemin başlamasına birkaç gün kala velilere bu değişikliği bildirip, konuyu oldu bittiye getirmeye çalışıyorlar. Hem veliler hem de çocuklarımız perişan…25 kişilik sınıflarında okurken, taşınma sonrası 40 kişilik sınıflarda LGS’ye hazırlanmaya çalışacak yüzlerce öğrencimiz ve aileleri mağdur” ifadelerini kullandı. Yeşiltaş konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Milli Eğitim Bakanı’nın tarikatları okullarımıza yerleştirme projesi olan ÇEDES yetmezmiş gibi çocuk işçiliğine devlet eliyle resmiyet kazandıran MESEM projesini de tüm uyarılarımıza rağmen yıllardır devam ettiriyorlar. Uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu 16 Ocak günü bir kez daha gördük. Bursa Yıldırım’da yaşayan 17 yaşındaki bir öğrencimiz, MESEM projesi kapsamında staj yaptığı Küçüksanayi Bölgesindeki bir işletmede iş güvenliği eğitimleri aldırılmadan görevlendirildiği kendi eğitim alanı dışındaki bir bölgede ciddi bir iş kazası geçirdi. Çocuğumuzun hayatta olması en büyük tesellimiz… Tekrar söylüyoruz daha büyük acılar yaşanmadan çocuklarımızın, velilerimizin, öğretmenlerimizin hayatlarını karartan uygulamalara bir son verin"

Bursa depreminin ardından uzmanından flaş uyarı! Büyük Marmara depreminin habercisi mi? Haber

Bursa depreminin ardından uzmanından flaş uyarı! Büyük Marmara depreminin habercisi mi?

Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki 4 büyüklüğündeki depremin ardından Prof. Dr. Okan Tüysüz'den "Büyük Marmara depremini tetikler mi?" sorusuna yanıt geldi. Tüysüz, Bursa'nın içerisinden fay hattı geçen bir il olduğunu söyleyerek yaşanan depremin "Uyarıcı deprem" olduğunu belirtti. Tüysüz'ün bugünkü Bursa depreminin olduğu fay hattının, Marmara Depremi’nde olması beklenilen büyük deprem için işaret edilen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey koluna uzak olduğunu belirtmesi de vatandaşlara rahat bir nefes aldırdı. "BURSA FAY HATTI ÜZERİNDE YER ALIYOR" NTV canlı yayınına katılan Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremle ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı. Tüysüz, Bursa’nın içerisinden diri fay hattı geçen 24 il arasında yer aldığını hatırlatarak "Diri fay, geçmişte 6 ve üzeri büyüklükte deprem üretmiş ve gelecekte de üretme potansiyeli olan faylar anlamına geliyor. Bursa, deprem potansiyeli olan illerimizden biri. Bu nedenle yaşanan sarsıntı, daha büyük bir depremin habercisi olmasa da uyarıcı bir nitelik taşıyor." dedi. "BUGÜNKÜ DEPREMİN OLDUĞU FAY DEPREMİ BEKLEDİĞİMİZ..." Bursa’nın tarih boyunca büyük depremlerle sarsıldığını hatırlatan Tüysüz, şu bilgileri verdi: "Bursa, geçmişte 7 büyüklüğüne yakın iki önemli deprem yaşamış bir bölge. Bu depremler, yangınlarla birleşerek ciddi hasarlar yaratmıştı. Bugünkü depremin olduğu fay, Marmara Depremi’ni beklediğimiz Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey koluna uzak." Depremin uyarıcı olduğunu belirten Tüysüz "Şu anlamda Bursa'ya uyarıcı olması lazım; içerisinden fay geçen bir ilimizdir. Bütün bu çalışmaların sonucu önlem almaya dayanıyor." dedi. Öte yandan, Bursa'nın Nilüfer ilçesinde yaşanan 4 büyüklüğündeki depremden İstanbul ve çevre illerde de hissedildi. Sarsıntı herhangi bir can veya mal kaybına neden olmadı ancak bölgede yaşayanlarda kısa süreli panik yarattı. Uzmanlar, vatandaşları depreme karşı sağlam binalarda oturmaları konusunda sık sık uyarıyor.

"Açlığa, yoksulluğa, sefalet ücretlerine, adaletsizliğe hayır" Haber

"Açlığa, yoksulluğa, sefalet ücretlerine, adaletsizliğe hayır"

Bursa Fomara Meydanı'nda binlerce yurttaş iktidarın ekonomi politikalarına tepki göstermek için bir araya geldi. CHP Bursa İl Başkanlığı ve Bursa Halk Dayanışması'nın düzenlediği mitinge İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Hasan Öztürk, Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, Bursa Barosu da katıldı.  COŞKULU YÜRÜYÜŞ Şehreküstü Meydanı'ndan başlayan ve Kent Meydanı’nda sonlanan yürüyüşte sık sık "Hükümet istifa", "Vergide adalet istiyoruz", "Sefalete teslim olmayacağız" sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş Kent Meydanı’nda binlerce yurttaşa seslendi.  "İNSANLARIMIZ AÇLIĞA MAHKUM EDİLDİ"  Yeşiltaş konuşmasında "Türkiye, tarihindeki en büyük yoksullaştırma sürecinin içerisinden geçiyor. Resmi enflasyonunun yüzde 44, gerçek enflasyonun yüzde 84 olduğu ülkemizde, asgari ücretliye yüzde 30 zam reva görülmüş, insanlarımız açlığa mahkûm edilmiştir. Sadece 1 dakikada, 37.000 lira para harcayan saray, işçiye 22.000 lirayla, emekliye 14.000 bin lirayla 1 ay geçin demektedir. Enflasyonla mücadelenin bütün yükünü halkın sırtına yıkan, beceriksizliğini halka ödeten, halka dilenci muamelesi yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Sizlere, “Bu paraya razı olun. Ekmeğinizi patronlarınız veriyor. Nankörlük etmeyin” diyorlar." ifadelerini kullandı  Yeşiltaş'ın açıklaması şu şekilde: "TÜRKİYE YOKSULLAR İÇİN VERGİ CEHENNEMİNE DÖNÜŞTÜ"  Arkadaşlar şunu hiçbir zaman unutmayın. Patronlar sizlere ekmek vermiyor. Sizler patronlara ekmek veriyorsunuz! Onların zenginliklerini yaratanlar sizlersiniz. Ancak, gece gündüz çalışıp üretim rekorları kıran, ağır vergiler altında ezilen halkımız her geçen gün daha da yoksullaşırken, sermaye sınıfı tek kuruş vergi ödemiyor ve zenginliğine zenginlik katıyor. Türkiye, yoksullar için bir vergi cehennemi, yandaşlar için bir vergi cennetine dönüşmüştür. Verginin yüzde 89’unun yoksul halktan, yüzde 11’inin zenginlerden toplandığı bir ortamda, şunu açıkça ortaya koymak gerekir. Bu ülkenin gerçek vergi şampiyonu; vergi borçları silinen, teşvikler ile ihya edilen, kamu malları kendilerine peşkeş çekilen yandaşlar değil, bu ülkenin onurlu halkıdır. Bugün buraya taleplerimizi haykırmak için geldik. Emekliye, işçiye ve memura insanca bir hayatı mümkün kılabilecek bir ücret verilsin, vergi yükü halkın sırtından alınsın demek için, adaletli bir düzen sağlansın demek için geldik. "İKTİDAR TÜRKİYE'Yİ YÖNETME BECERİSİNİ KAYBETTİ"  Ama soruyorum size, kime ne anlatıyoruz? Artık saraylarda yaşayanların, kışın doğalgazı kapatmak zorunda olanları anlamasını mı bekleyeceğiz. Mevcut siyasi iktidar, artık Türkiye’yi yönetme becerisini tamamen kaybetmiştir. Bu ülkede, kaynağını iktidardan alan hiçbir iyi gelişme yaşanmamaktadır. Bunun için, mevcut iktidarın görevde kaldığı her saniye, bu ülke için ziyandır. Zaten halkta karşılığı kalmayan bu siyasi yapı, iktidarda kalabilmek için, açıkça halka karşı mücadele etme yolunu seçmiştir. Halkın seçtiği belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi partilerin liderleri, köylünün seçtiği muhtara kayyum atayacak kadar, Esenyurt belediye başkanımız içeride tutukluyken, hakkında bir tutuklama kararı daha çıkaracak kadar, baro başkanına görevden alma davası açacak kadar gözü dönmüş bir yapıyla karşı karşıyayız. Biz bundan sonra bu kişilere rağmen, omuz omuza, yürek yüreğe mücadele verip, bu güzel vatanı layık olduğu yere getireceğiz. Çünkü bizler, hırsızlığın alıp başını gittiği, çocukları ve gençleri umutsuz, kadınları korku içinde yaşayan, emekçisi sömürülen, kentleri yoksullukla boğuşan bir düzeni asla hak etmiyoruz. MÜCADELEYİ BÜYÜTME ÇAĞRISI 2024 yılında en az 1897 işçi bu ülkede iş cinayetlerinde katledildi. Bu ülke geçen sene en az 6 tane Soma yaşadı. Madenlerde, enkaz altlarında, yurt yangınlarında, yeni doğan ünitelerinde, henüz 15 yaşındayken inşaatlarda, otel yangınlarında can veriyoruz. Gelin, bugün başlattığımız bu mücadeleyi öyle bir büyütelim ki, bu ülkeye bu utancı yaşatanlar daha fazla iktidarda kalamasın. O sandığı önümüze getirelim ve halkın iktidarını kuralım. Öyle bir mücadele ortaya koyalım ki, Türkiye, 5 çocuğuna bakmak için hurda toplayan annenin, anneleri çalışırken, evde yanarak can veren 5 çocuğun ülkesi olmasın. Katillerin, çetelerin ve kara para aklayanların dışarıda, halkın seçtiklerinin içeride olduğu bu düzene karşı, hukukun ve adaletin egemen olduğu bir düzeni hep birlikte geri getirelim. Eğer birlikte olmazsak başaramayız. Yıllarca bu alanlarda, bu caddelerde şöyle bağırdık: Susma sustukça sıra sana gelecek dedik. Bugün kendini muhalefet olarak gören, ancak iktidarın yaptıklarına susan, kendisini güvende görerek iktidarın yaptıklarını aklayan, “Şu kişiyi, şu partiyi sevmiyordum iyi oldu” diyen herkes, tehlike altında olduğunu, sıranın kendisine geleceğini unutmasın. İktidarın siyasi operasyonlarını herhangi bir sebeple aklayanlar, günü geldiğinde bu sürecin muhatabı olacağını aklından çıkarmasın. Onun için bir arada durmalı ve güçlü bir siyasi itirazı hakim kılmalıyız. Yani bundan sonra ne yapacaksak birlikte yapmalıyız!  "KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ"  Unutmayın, bizler bir yola çıktık ve birlikte yürüyoruz. Büyük usta Nazım'ın dediği gibi, ekmeksizleri ekmeğe, hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için yürüyoruz. İnanın, bugün burada birsek, yarın 1000 olacağız. Hem Bursa’da hem Türkiye'de çığ olup büyüyeceğiz göreceksiniz. Birlikte mücadele edeceğiz. Çünkü kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Yeşiltaş’ın açıklamasının ardından miting Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Milletvekilleri ve Bursa Halk Dayanışması bileşenlerinin temsilcileri konuşma gerçekleştirmesinin ardından sona erdi.

"Emekçilerin ve Halkın Sesi Olmak İçin Fomara Meydanı'nda buluşuyoruz" Haber

"Emekçilerin ve Halkın Sesi Olmak İçin Fomara Meydanı'nda buluşuyoruz"

EMEKÇİLERİN VE HALKIN SESİ OLMAK İÇİN 26 OCAK PAZAR GÜNÜ SAAT 13.00’DA FOMARA MEYDANI’NDA BULUŞUP KENT MEYDANI’NA YÜRÜYORUZ! Türkiye, bugün emekçiler, işçiler, memurlar ve emekliler için yaşanması giderek zorlaşan bir ülke haline gelmiştir. Halkın sorunları, yalnızca zam oranlarıyla değil, aynı zamanda yaşam koşullarındaki derin adaletsizlikle de her geçen gün daha fazla artmaktadır. Bizler, halkın sesini yükseltmek ve bu gidişata dur demek için 26 Ocak Pazar günü Fomara Meydanı’nda buluşup Kent Meydanı’na yürüyoruz! HER GÜN DAHA ÇOK YOKSULLAŞIYORUZ! • 2025 için yapılan asgari ücret zamları, enflasyonun gerçek oranlarının çok altında kalarak işçi ve emekçileri açlık sınırına mahkum etmiştir. • Emeklilere verilen düşük zamlar, yıllarca bu ülkeye emek veren insanların yaşam koşullarını hiçe saymaktadır. • Memurların maaşları, artan hayat pahalılığı karşısında eriyerek temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak seviyelere düşmüştür. • İş kazaları ve işçi ölümleri, kâr hırsı ve denetim eksikliği nedeniyle hız kesmeden devam etmektedir. Her ölüm, güvencesiz çalışmanın ve işçi sağlığını hiçe sayan politikaların bir sonucudur. • Hayat pahalılığı, en temel gıda ve barınma ihtiyaçlarını dahi karşılamayı zorlaştırırken, zamların yükü halkın sırtına yüklenmiştir. ADALETSİZLİK VE PAHALILIK KARŞISINDA SUSMAYACAĞIZ! Halkın alım gücünün her geçen gün düştüğü, zamların ardı arkası kesilmediği bir ekonomik sistemde, emeğiyle geçinen insanlar derin bir yoksulluk ve umutsuzluk içine itilmektedir. Bizler, insanca yaşamı hak ediyoruz! TALEPLERİMİZ: 1. Asgari ücret, emekli maaşı ve memur maaşları insanca yaşamı sağlayacak seviyeye yükseltilmelidir. 2. Tüm ücret artışları, gerçek enflasyon oranları dikkate alınarak yapılmalıdır. 3. İş güvenliği ve işçi sağlığı önlemleri artırılarak iş kazalarının önüne geçilmelidir. 4. Halkı yoksullaştıran fahiş zamlar ve hayat pahalılığı önlenmeli, temel ihtiyaç ürünlerine erişim kolaylaştırılmalıdır. 5. Güvencesiz çalışma biçimleri derhal sona erdirilmelidir. HERKES İÇİN ADALET, EMEK VE ONURLU BİR YAŞAM! Emeğiyle geçinen, alın teri döken, hak mücadelesi veren herkesin yanındayız. Gelin, sesimizi birlikte yükseltelim! Bursa halkı, işçiler, memurlar, emekliler ve gençler! Haklarımız için, insanca yaşam için, emeğimizin karşılığını almak için 26 Ocak Pazar günü saat 13.00’da Bursa Fomara Meydanı’nda buluşup Kent Meydanı’na yürüyoruz. EMEK VE ADALET İÇİN MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ! Bursa Halk Dayanışması Tertip Komitesi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.