TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Beşiktaş Belediyesi

haberalmedya - Beşiktaş Belediyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beşiktaş Belediyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Rıza Akpolat savcılıkta yaklaşık bir saat ifade verdi Haber

Rıza Akpolat savcılıkta yaklaşık bir saat ifade verdi

İstanbul'da suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile Aziz İhsan Aktaş tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında bir dizi suçlamayla pazartesi günü Balıkesir'in Edremit ilçesinde gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 39 kişi sabah 09.00 sıralarında İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Bir başsavcı vekili ile 9 savcı ifade işlemleri için görevlendirilirken, gözaltına alınanlar aşama aşama savcılığa götürüldü. O saatleri bekleyerek geçiren Rıza Akpolat ise 17.50 sıralarında savcılığa götürüldü. Akpolat'ın adliye koridorunda bekleyenleri selamladığı, bekleyenlerin de selama alkışla karşılık verdiği görüldü. 1 SAAT İFADE VERDİ İstanbul'da, suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınarak tutuklanması istemiyle hakimliğe çıkarılan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın savcılıktaki ifadesine ulaşıldı. Savcılık ifadesi soru-cevap şeklinde ilerleyen Rıza Akpolat, aylık gelirinin 85 bin lira olduğunu, Emza Akaryakıt isminde inşaat firması bulunduğunu söyledi. "Beltaş yönetim kurulu üyeliğine atanma süreci hakkında bilgi veriniz, belediye başkanının bu süreçteki rolü nedir?" sorusu üzerine Akpolat, yönetim kurulu üyelerini tanıdığını, Ahmet Aktaş'ın adını Alican Abacı'nın getirdiğini hatırladığını, Önder Gedik ile Esra Yenidünya'nın atanma sürecinin ise ortak akılla olduğunu kaydetti. Taşınmaz satışına ilişkin kararı yönetim kurulunun aldığını, kendisinin bu durumu sonradan öğrendiğini anlatan Akpolat, Beltaş'a ait Ortaköy ve Rumeli Hisarı'ndaki taşınmazların satışına kimin karar verdiği sorusuna karşılık da satışı şirketin yaptığını ancak ne zaman ve hangi gerekçelerle yapıldığını bilmediğini belirtti. Akpolat, taşınmazların satış sürecine ilişkin dosyada, ihale sürecinin başlatılmasında yönetim kurulu kararı olmadığının ifade edilmesi üzerine, "Şeffaf yönetim anlayışı gereğince ihaleye çıkma kararı almıştır. Yönetim kurulu kararında satışın yasal mevzuata uygun olması belirtilmiştir. Bu kapsamda yönetim kurulu başkanı Önder Gedik inisiyatif kullanıp satış yetkisi vermiştir." ifadelerini kullandı. Taşınmazın satışına ilişkin ilan verilip verilmediğinin sorulması üzerine Akpolat,bilgisi olmadığını öne sürdü. Akpolat, Ahmet Aktaş'ın yönetim kurulu üyesi seçilmesinden bir gün sonra taşınmazların satışına ilişkin karar alınması ile Ortaköy'deki taşınmazın Aziz İhsan Aktaş'a ait Elif LPG Akaryakıt AŞ'ye satışı sürecinde oluşturulan komisyonla ilgili bilgisi olmadığını savundu. Savcılığın, söz konusu taşınmazın satışıyla ilgili yönetim kurulu kararı olup olmadığına ilişkin 2 Ocak'ta Beltaş'a yazı yazıldığını, bir gün sonra Önder Gedik, Ozan İş ve avukat Arif Sağlam'ın yönetim kurulu defteriyle savcılığa geldiğini, ancak ilgili evrakta 4-5 Temmuz 2024'te alınan yönetim kurulu kararı üzerinde noter tasdiki olmadığını, 3 Temmuz 2024'te ise Gedik'in yönetim kurulu üyesi olarak atandığına yönelik karar olduğunu ve bunun 8 Temmuz 2024'te onaylandığının görüldüğünü ifade etmesi üzerine Akpolat, bu konuda da bilgisi olmadığını iddia etti. Akpolat, taşınmazın satışından 5 ay öncesinde Beltaş'ın aldığı değerleme raporunda bulunan taşınmazın değerinin 269 milyon lira, 4 milyon avro ve 4 milyon dolar olarak belirtildiği tutarsızlığa ilişkin rapor hakkında bilgisi olmadığını öne sürdü. Satışı gerçekleşen taşınmaza ilişkin Elif LPG ve Akaryakıt firması tarafından 70 milyon liranın maaş ödemesi gerekçesiyle Beltaş'ın hesabına yatırıldığı, 400 milyon liranın Beşiktaş Belediyesinin hesabına geldiği ve Sarper Petrolcülük tarafından yatırılan yaklaşık 302 milyon liranın 301 milyon lirasının da Beşiktaş Belediyesinin hesabına aktarıldığının görüldüğünün sorulması üzerine Akpolat, "Paraların aktarılma gerekçesini bilmiyorum." yanıtını verdi. Söz konusu taşınmazların iki firmaya satışına müdahil olup olmadığı ve Beltaş'a ödenen paraların Beşiktaş Belediyesi hesabına aktarıldığı gözetildiğinde satış kararlarını kendisinin verip vermediğinin sorulması üzerine Akpolat, bilgisi bulunmadığını, satış kararlarına dahil olmadığını ileri sürdü. Akpolat, taşınmazların satışına ilişkin üç şirketin davet edilmesine kim tarafından karar verildiği ve sahipleri hakkında bilgisi olup olmadığı sorusuna karşılık, firmaları tanımadığını, ihaleye nasıl katıldıklarını bilmediğini belirtti. "Teklif zarfları açıldıktan sonra açık artırma yoluna gidildiği ve Elif LPG ve Akaryakıt isimli firmanın da 470 milyon 760 bin liraya ihaleyi kazandığı ve Beltaş hesabına belirtilen tutarı yatırdığı görülmüştür. Ancak taşınmaz hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan 8 Ocak 2025 tarihli rapora göre satım tarihi 26 Temmuz 2024'te taşınmazın mevcut haliyle değeri 580 milyon 825 bin lira, rapor tarihinde ise mevcut haliyle değeri 651 milyon 291 bin lira olduğu belirlenmiştir. Bu husus hakkında söyleyecekleriniz nelerdir?" sorusunu Akpolat, "Ben satış yapıldıktan sonra bilgi sahibi oldum. Değerinin yüzde 60 üzerinde satıldığını öğrenince kamunun menfaati olduğunu düşünüp mutlu oldum." şeklinde yanıtladı. Şüpheli Aziz İhsan Aktaş'ın sahibi olduğu "Barka, Vekontek, Bilginay, Elif LPG ve Akaryakıt" isimli firmaların 2020'den itibaren Beşiktaş Belediyesinden 18 ihale aldığı, ihalelerin çoğunluğunun pazarlık usulüyle yapıldığı aktarılarak, Aktaş'ın firmalarının faaliyet alanına giren belediyenin işlerinin tamamına yakınını alması konusunda söyleyecekleri sorulan Akpolat, "Adı geçen firmaları tanımıyorum. Kaç tane ihale aldıklarını bilmem. İhale süreci belediyemizin ilgili birimleri tarafından takip edilir. Toplantılarda neticelenen ihaleler hakkında konuşulur ancak firma sahipleri yahut ihale süreci anlatılmaz." ifadelerine yer verdi. Akpolat, ihale süreçlerini bilmediğini, olağanüstü durum olmadığı sürece konuya dahil olmadığını, Aziz İhsan Aktaş'ı Beşiktaş Belediyesine taşeronluk yapması nedeniyle bildiğini, kişisel ve ticari ilişkisi olmadığını, yüz yüze görüşmediklerini iddia etti. İhalelerin Aktaş'a ait firmaların kazanacağı şekilde ilana çıkıldığı ve rüşvet karşılığında söz konusu firmalara verildiğine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulduğunun belirtilmesi üzerine Akpolat, "Benim süreçten bilgim yoktur. İhale süreçlerini takip eden arkadaşlara yetki devri yaptım. Süreç onların bilgisi dahilinde yürütülür. Sözleşmeleri de ilgili arkadaşlar imzalar." ifadelerini kullandı. Şüpheli Akpolat, Ferhat Tutşi ve L.T. isimli kişileri tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine, Tutşi'yi tanıdığını, L.T'yi ise tanımadığını öne sürdü. Ferhat Tutşi'nin önceden Bağlar Belediyesinde çalıştığı ve bu belediyenin yaptığı ihaleleri Aziz İhsan Aktaş'ın firmalarının alması nedeniyle belediye başkanının rüşvet suçundan tutuklandığının bilindiği kaydedilerek, bu kişiyi Aktaş'ın isteği üzerine işe alıp almadığı sorulan Akpolat, "Bu şahsın hangi kurumdan geldiğini bilmem. Beşiktaş Belediyesine alma sürecinde Aziz İhsan Aktaş'ın benden isteği olmamıştır. Şahıs belediyeye müracaat ettikten sonra evrak önüme gelmişse ben de belirttiğim üzere imza atmış olabilirim." yanıtını verdi. L.T'nin Nisan 2024'ten itibaren Beşiktaş Belediyesinde görev yaptığı, öncesinde Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünde çalıştığı, eşi M.T'nin ise Aktaş'a ait Aktaş Bilişim Teknoloji isimli firmada çalıştığının tespit edildiği aktarılarak, L.T'yi Aktaş'ın isteği üzerine mi işe aldığı sorulan Akpolat, "Adı geçen şahsı tanımam. Belediyemizde çalışıp çalışmadığını da bilmem." ifadelerini kullandı. Belediyenin yaptığı ihalelerde usulsüzlük olduğunu düşünmediğini, Aktaş'la bağlantısı olmadığını iddia eden Akpolat, belediyenin yaptığı ihale ve taşınmaz satışlarından maddi menfaat elde edip etmediği sorusu üzerine şunları kaydetti: "Belediye başkanlığı dönemimde görevim gereği kimseden maddi menfaat talep etmedim. Bahsedilen kişi ve firmaların bazılarını ismen bilirim. Onun dışında tanışıklığım, samimiyetim, ticari ilişkim yoktur. İddialar asılsızdır. Ben 2,5 milyona yakın insana hizmet etmeye çalışıyorum. Görevim gereği halkla temas halindeyim. Belediyenin yaptığı tüm iş ve işlemleri takip etmem mümkün değildir. Yetkilerimin çoğunluğunu yetki devri ile mesai arkadaşlarıma devrettim. Dolayısıyla ihalelerde yapılan işlemleri bilmem mümkün değildir. Soruşturmaya konu hastane olarak kullanılan taşınmazın bazı kısımları bize ait değildir. Onları belirtmek istiyorum. Satış tutarını öğrendiğim zaman sevinmemin sebebi budur. Duyunca mutlu oldum: Şirketimin hesaplarından bahsedildi. Ben daha önce sermaye artırımı yapmıştım. Düğünden gelen takılarla olduğunu belirtmiştim. Üzerime atılı suçlara esas teşkil edebilecek hiçbir somut delil yoktur. Serbest bırakılmayı talep ederim." CHP'LİLERDEN AKPOLAT’IN İFADESİNİN TAMAMLANMASINDAN SONRA AÇIKLAMA CHP heyeti, adliye önünde açıklama yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Akpolat’ın gece çocuklarına kavuşması, yarın da görevinin başında olması gerektiğini ifade etti. Çiftçi şunları söyledi: * “Hukuken bunun böyle olması doğrudur. Çünkü Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilebilecek herhangi bir suç isnat edilmemektedir. Sorulan soruların Türk Ceza Kanunu’nda yeri yoktur. Adeta dedikodu niteliğinde diyeceğimiz sorular sorulmaktadır. Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ın serbest kalarak evine gitmesini bekliyoruz. Bu senaryoları daha önce gördük. * Gizli tanıklar, usulsüz deliller, usulsüz iddialar, dedikodular... Türkiye’nin tekrar tekrar bunları yaşamaya hakkı yok. Hukuken bomboş olan bir dosyada, meslektaşlarımızla yaptığımız değerlendirmeler ışığında da hiçbir delil yok, iddialar boş, verilen ifadeler, iddia edilen şeylerin altının boş olduğunu göstermekte. Rıza Akpolat’ı bugün buradan derhal alıp çocuklarına kavuşturacağız, buna inanıyoruz.” "SOMUT DELİL YOK DOSYADA" CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da savcıya ve tutuklamaya sevk kararı çıkması durumunda hakimlere seslendiğini belirterek, “Vereceğiniz kararla bu gece rahat uyumalısınız. İçiniz rahat etmeli çünkü 96 saatlik bir sürecin sonunda delilleri, sorulan soruları hepimiz gördük. İfadelerle ilgili bir gizlilik kararı yok. 3 aylık bir teknik takip yapmışsınız, bir soruşturma yürütmüşsünüz, delilleri topladıktan sonra aranızda değerlendirme yaptıktan sonra bu operasyonu yapsaydınız doğru olmaz mıydı? Burada sorduğunuz sorularla delil toplamak zorunda kalıyorsunuz. Somut bir delil yok dosyada” dedi. "BU KÖTÜLÜĞÜ BU GÜZEL ÜLKEYE YAPMAYIN" Başarır, şu ifadeleri kullandı: * "Çok üzücü bir durumla karşı karşıyayız. O yüzden ben buradan sesleniyorum: Bu güzel ülkeye bu kötülüğü yapmayın. Türkiye’de en fazla rey aldığımız ilçelerden biri Beşiktaş. Bu mahkeme, yargı iktidarın bir algı aracı olmamalı, olamaz da. Dosyaya bakın, delilleri değerlendirin, Türkiye’de binin üzerinde belediye var, hangisine bu muamele yapılmışsa ona göre davranın. Buradan biz hukuka, adalete bir parça da olsa da güvenerek ayrılmak istiyoruz. * Milyonları hayal kırıklığına uğratmayın. Bu ülkenin ekmek kadar su kadar aş kadar adalete ihtiyacı var. Yapmayın bunu. Hukukçular, avukatlar burada az önce delilleri tartıştı. ‘Bu nedir’ dedi. Bir tek telefon görüşmesi yok, bir tek teknik takip yok. Neymiş, bir tane gizli tanık... Olmaz arkadaşlar. Ben mahkemeye de savcıya da buradan sesleniyorum. Adalete göre bir karar verin. Biz Beşiktaş Belediye Başkanı’nı buradan alıp gidelim." TUTUKLAMA TALEBİ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da aralarında bulunduğu 31 kişinin tutuklama istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildiğini bildirdi. 9 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi 9 kişiyi adli kontrolle serbest bıraktı. Serbest bırakılanlar arasında operasyon kapsamında gözaltına alınan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş'ın kardeşi Ahmet Aktaş, Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Esra Yenidünya ve BELTAŞ Başkanı Önder Gedik'in de olduğu öğrenildi. "SARAY EMRİ İLE ALINAN BU KARAR HUKUKSUZLUĞUN İSPATIDIR" CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Saray emri ile Cumhuriyet Halk Partisi'ne itibar suikasti düzenleyen, 31 Mart seçimlerine iradesini yansıtan halktan intikam almak için kumpas davalarına girişen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, adliyede bekleyen avukatlara, milletvekillerimize değil ilk önce basına Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ın tutuklama ile sevk edildiği kararını servis ediyor. Dosyada somut elle tutulur tek bir delil olmamasına rağmen bir gizli tanığın ifadeleri ile yani aslında saray emri ile alınan bu karar korku dağlarını perdelemek için kullanılan hukuksuzluğun ispatıdır" dedi. "BEŞİKTAŞ SORUŞTURMASI SİYASİDİR" CHP Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesine göre 'Hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller ile yine hakkında delilleri karartma veya kaçma şüphesi olduğuna dair somut bulgu' bulunmayan bir kişi tutuklanamaz! Tutuksuz yargılanma asıl, tutuklu yargılanma istisnadır! Beşiktaş soruşturması siyasidir! Bu yapılan hukuksuzlukları millet affetmez!" ifadelerini kullandı.

Binler Beşiktaş'ta büyük mitingte! Türk yargısına 'Özel' çağrı! Haber

Binler Beşiktaş'ta büyük mitingte! Türk yargısına 'Özel' çağrı!

İSTANBUL (İGFA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), hukuksuz biçimde gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a destek için İstanbul’a çıkarma yaptı. CHP TBMM Grup Başkanvekilleri, Genel Başkan Yardımcıları, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri, büyükşehir belediye başkanları (Denizli, Muğla, Tekirdağ, Manisa, Balıkesir, Mersin, Adana, Antalya, Bursa, İzmir, Ankara, İstanbul), il ve ilçe belediye başkanları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel liderliğinde bir araya geldi. Vatandaşlar da Beşiktaş Belediyesi önünü doldurarak, Akpolat ile birlikte aynı soruşturmada yer alan seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e destek sloganları attı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediyesi önünü dolduran vatandaşlara hitap etti. “Türk yargısının namuslu, şerefli, vicdanına ve kanuna bağlı savcılarının, hakimlerinin olduğunu biliyoruz” diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, savcılara "Kanunsuz emirlere teslim olmayın" çağrısında bulundu. “Kanunsuz emirlere, usulsüz taleplere siyasete alet edilmek üzere size iletilen talimatlara teslim olmayın" diyen Özel, "Sıcak salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlattıran, geldiği yeri unutup millete tepeden bakan biri, siyaseten yarışıp da yenemediklerini, elindeki kamu gücüyle sindirmeye, haksız mücadeleye girişmeye başladı. Bir tane egemen vardır; o da sadece milletin kendisidir. Egemenlik milletindir. Ondan aldığı gücü kendinin sananlar, yanlış yaparlar, yanlış yaptırırlar. Bu ülkeye yazık ederler. Bugün yapılacak doğruyu da yapılacak yanlışı da unutmayacağız. Sizden adalet bekliyoruz, hukuk bekliyoruz. Ve buradan adliyedeki pırıl pırıl savcılara sesleniyorum: Hak, hukuk, adalet diyorum. Rıza için adalet, Beşiktaş, İstanbul için adalet istiyoruz” diye konuştu. 28 ay boyunca Adalet Bakan Yardımcısı görev yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanımlamasıyla ‘siyasi müsteşar’ olduğunu tekrarlayan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, "Mertliği olan varsa meydan burası. Haydi gelin yarışalım" diyerek hodri meydan çekti. Zamanın, siyaseti yargı eliyle düzenlemeye, millet iradesini baskı altına almaya, yargı tacizine, insanları tabi tutmaya cüret edenlere karşı, hep birlikte sesimizi yükseltme zamanı olduğunu belirten Başkan İmamoğlu, "Siyaset, yargı aracılığıyla yapılacak iş değildir. Siyaset nedir biliyor musunuz? Mertçe rekabet işidir, mertçe. Mertlikle yapılır. Yasak getirerek değil, insanların yetkisini elinden alarak değil; mertçe yapılır, mertçe. Mertliği olan varsa, meydan burası; haydi gelin, yarışalım. Siyasetin minderi, sandıktır; hakemi millettir. Sanmasınlar ki, sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz. Sanmasınlar ki, rakipsiz seçime girecekler. Sanmasınlar ki, rakiplerini kendileri belirleyecek. Millet ne derse, o olacak” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Ey Erdoğan, İhsan Aktaş Kimle Temasta Diye Arıyorsan Yanı Başına Bak” Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Ey Erdoğan, İhsan Aktaş Kimle Temasta Diye Arıyorsan Yanı Başına Bak”

“SEÇİLMİŞ BAŞKANA UYUŞTURUCU BARONUNA YAPMADIĞINIZ MUAMELEYİ YAPTINIZ” Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediyesi Halk Buluşmasına katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Merhaba Beşiktaş, merhaba İstanbul. Bugün bir iş günü, bir mesai günü. Bugün buradaki herkes, bu ülke için, bu şehir için, ailesi için çalışmak, işini gücünü yapmak, daha iyi bir Beşiktaş, daha iyi bir İstanbul, daha iyi bir Türkiye için gayret sarf etmek isterdi. Ama bugün hepimiz işimizi, gücümüzü bırakıp, buraya geldik. Beşiktaş Belediyesi’nin önünde, Beşiktaş’ta adım atacak yer yok. Çünkü bugün burada Beşiktaş’ın iradesine, milletin iradesine sahip çıkmaya; bu ülkenin tertemiz, iyi yetişmiş, genç, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan pırıl pırıl bir belediye başkanımızı, bir evladımızı, bir kardeşimizi Beşiktaşlıların komşusu, evladı, kardeşi Rıza Akpolat’ın şahsında Beşiktaş’ın iradesine sahip çıkmaya geldik. Hepiniz hoş geldiniz” ifadelerini kullandı. Genel Başkan Özel şöyle devam etti: “BEŞ YILDIR BEŞİKTAŞ RIZA BAŞKAN’DAN, O BEŞİKTAŞ’TAN RAZIYDI” “31 Mart tarihinde Beşiktaş, İstanbul, Türkiye bir karar verdi. ‘22 yıldır yenilmedim, yenilmiyorum, yenilmeyeceğim’ diyen biri kibrin esiri olmuş, gücünün esiri olmuş ve geldiği sokaklarda artık dolaşmayan, sıcak salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlattıran, geldiği yeri unutup millete tepeden bakan biri. Ele geçirdiği güçle geçmişte kendi yaşadığı yargı mağduriyetlerini söyleye söyleye, o mağduriyeti dile getire getire bir yerlere gelmiş olan biri. Şimdi gücü ele geçirince, kendisine yapılan ve yapılmayan bütün kötülükleri rakiplerine yapmaya, siyaseten yarışıp da yenemediklerini elindeki kamu gücüyle yenmeye, sindirmeye ve karşısında neyi engel görüyorsa onunla haksız bir mücadeleye girişmeye başladı. İşte bizi buraya toplayan süreç tam da böyle bir aciziyetin, hazımsızlığın, milleti tanımamanın, milletin gücünden güç alıp belli bir yere gelince millete sırtını dönmenin sonucudur, tezahürüdür. Oysa hepimiz biliriz ki demokrasilerde tek egemen vardır. O da sadece milletin kendisidir. Egemenlik milletindir. Ondan aldığı gücü kendi gücü sananlar yanlış yaparlar, yanlış yaptırırlar, bu ülkeye yazık ederler. Son dönemde 31 Mart’ta Beşiktaş’ta kullanılan oylarla genç, çalışkan, vatansever Başkan Rıza Akpolat burada sizlerin oylarıyla bir rekora imza attı. Çünkü beş yıldır görev yapıyordu. Beşiktaş Belediyesi’nin pencerelerinden buraya bakan, gözleri ışıl ışıl, çalışkan, temiz ve namuslu insanlarla birlikte beş yıl boyunca bu şehre, bu ilçeye hizmet etti. Sonra partisi tarafından yapılan anketlerde, hiç şüphesiz açık ara büyük bir memnuniyetin sonucu olarak yeniden aday gösterildi. Çıktı Beşiktaş sokaklarına, alnı açık, başı dik gezdi. Çünkü kimsenin gözünün içine bakamayacağı bir şey yapmamıştı. Çünkü Beşiktaş onu, o Beşiktaş’ı gayet yakından tanıyordu. Ahali ondan, o Beşiktaş’tan memnundu, razıydı.” “BELEDİYE MECLİSİ MUTLAK KARARI GÖSTERDİ” “Bu razılık Rıza Başkan’a Türkiye rekorunu getirdi. Her seçimde bir parti kazanır, daha az oy alan partiler belediye meclisini bölüşürler, güçleri nispetinde temsiliyet alırlar. Türkiye’ye duyurmak isterim ki, Beşiktaş Belediyesi’nde 31 belediye meclis üyeliği vardır. Beşiktaşlılar bunu şöyle taksim ettiler; 31 üyenin 31’ini de Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Rıza Akpolat’ın ekibine verdiler. Buradan bütün Türkiye’ye Cumhuriyet Halk Partisi dışında başka partileri tercih etmiş değerli vatandaşlarımıza sesleniyorum. Başka partilerde siyaset yapan, rakip olduğumuz değerli siyaset arkadaşlarımıza, tüm siyasi partilerin belediye meclis üyelerine, ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına sesleniyorum. Diğer siyasi partilerin yöneticilerine sesleniyorum. Bir ilçede 31 belediye meclis üyesinin 31’i de bir partiye verildiyse orada karar mutlaktır, memnuniyet tamdır. Daha da ötesindedir. Milletin karşımızdaki rakip olan AK Parti - MHP birlikteliğine 31 belediye meclis üyeliğinden birini daha vermemesinin bu kentte bir anlamı vardır. Demiştir ki Beşiktaş, ‘Düşündüm taşındım. Aldığım hizmete baktım. Hizmeti verenlere baktım ve kararımı verdim. Siz bu kapıdan içeri girmeyin.’ Beşiktaş hizmeti kimden alacağına karar verdi.” “OYLA GİREMEYENLER YARGI OYUNLARIYLA GİRME ÇABASINDA” “Şimdi bu kapıdan içeriye milletin oylarıyla, milletin helal oyları ile giremeyenler yargı oyunları ile girmeye çalışıyorlar. Bunu görmek lazım, demokrasiye inanan herkesin; Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm siyasetçilerin ve bu iktidara oy veren herkesin şunu görmesi lazım. Hal böyleyken yargı oyunları ile Cumhuriyet Halk Partili belediyelere girmeye çalışmak, el atmak ve itibar suikastı yapmak demokrasinin işi değildir. Haddizatında güçlülük de göstermez. Bu aslında bir tükenmişliğin eseridir. Bunu görüp de ‘İyi yapıyor’ diyecek AK Partili iyi niyetli seçmenlerin, MHP’li iyi niyetli seçmenlerin olduğuna inanmıyorum. Türk milleti der ki, ‘Kim kazandıysa o yönetecek.’ Öyle ya hepimiz gücü aynı yerden almıyor muyuz? Bugün Rıza Akpolat’a verilen vazifenin, gücün merkezini inkar edersek, yarın bu 600 milletvekiline, bu bakanlara… Ki ayrı ayrı seçilmediler, atandılar. Peki bu Cumhurbaşkanına ‘Sana verilen desteği de yok sayıyoruz’ derlerse bu ülkenin sonu ne olur? Sayın Erdoğan, şunu hatırla. Senin ne istediyse verdiklerin, sırtını sıvazladıkların, birlikte yol yürüdüklerin, devletin tepesindeki menzile farklı yollardan yürüdüklerin bir gün altlarına çektiğin tank ile karşına çıktılar. O gün muhalefet partisi olarak biz bu darbe girişimi karşısında kapalı Meclis’i açtırdık. Dedik ki, ‘Seçimler yapılıp, milletimiz başka bir karar verene kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasında ve darbecilerin karşısındayız’ dedik. Millete güvenmek, millete inanmak, milletin kararına saygılı olmak, darbe günü bile muhalefet de olsanız seçilmişlerin yanında yer almak demektir. Biz böyle bir partiyiz.” “BU KEZ TANKLA DEĞİL, YETKİ VERİLMİŞ BAŞSAVCIYLA…” “15 Temmuz akşamı bütün millet şahittir ki, Erdoğan da şahitlerin en başındadır ki biz milletin seçtiğine elindeki güçle karşı duranın tam karşısında olduk. Şimdi ele geçirilen yargı gücüyle, altına tank değil bir araç verilmiş başsavcının, eline yetki verilmiş başsavcının, sırtına cübbesi geçirilmiş başsavcının talimatlandırılmasıyla İstanbul’u karıştırmak, CHP’li belediyelere teker teker itibarsızlaştırma operasyonları yapmak ve Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliğini sahada yenemeyip, milletin gönlüne giren bu anlayışı yarışarak geçemeyip, buna karşı haksızlık yapmak, güç kullanmak bu ülkede hiçbir kimseye faydası olmadığı gibi Recep Tayyip Erdoğan’a da fayda getirmeyecektir, huzur getirmeyecektir. Esenyurt Belediye Başkanımız Sevgili Ahmet Özer, iyi bir akademisyen, bir kanaat önderi, bir bilim insanı. Fikirlerine en çok da bu hükümetin başvurduğu bir bilim insanını Esenyurt’ta aday yaptık. Esenyurt kendisini görevlendirdi. İki kişiden birinin oyunu alarak hizmete başladı. Kendisine bir sabah operasyon yaptılar. Tutukladılar ve tutuklamaya itirazda ‘Bu deliller yeterli değil ama gizli tanık var’ dediler. İki ayı geçmiş ve 75 gün olmuştur, tek bir kişi için yazılacak bir iddianame hazır olamamıştır. Çünkü talimat kesindir. Yukarıdan, öyle başsavcıya demek için demiyorum… Daha yukarıdan, en yukarıdan, Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat; ‘Türkiye’nin en büyük ilçesini CHP’nin elinden alın. Hazmedemiyorum bu sonucu.’ Bu talimata göre suçlanacak Ahmet Özer alınmıştır. Ama aranan delil bulunamamış, icat edilen gizli tanık bile bir kulp takamamıştır. 300 sanıklı davaya dört günde iddianame yazmakla övünenler halen daha 75 günde tek sanıklı Ahmet Özer davasına bir iddianame yazamadılar. Diğer taraftan hiçbir suçu olmayan başkanımız iki ayı aşkın süredir cezaevindeyken, Tunceli Ovacık’ta belediye başkanımız Sevgili Mustafa Sarıgül Ovacık’a yıllardır hizmet ediyor. 12 yıl önce dönemin savcısı, jandarma komutanı, valisi, ‘Bu cenazeyi bu köye biz götürürsek çatışmalar çıkar, zayiat veririz. Belediye olarak siz götürüp’ deyip verdikleri talimat eseri bir cenazeyi ailesine teslim ettiği için ‘terörist cenazesine katılmak’ iddiasıyla terör örgütüyle ilişkilendirildi. Görevden el çektirildi. Ceza verildi. O haksızlık da hepimizin vicdanında bir yara olarak yanı başımızda duruyor. Diğer yandan belediyelerimizin hizmetlerini kesmek için, Esenyurt’ta iki ayı aşkın süredir büyük bir mücadele veren İstanbul il örgütümüzün başkanı, sevgili adaşım biraz önce ifade etti. Aslında derdi kreşteki çocuk olan ve onu cezalandıran; aslında derdi sosyal yardım olan, yoksul olan ve onu cezalandıran; Ekrem Başkan’ın Annekart dağıttığı yoksul annelere ceza veren, Ekrem Başkan’a İstanbul’u üçüncü kez, üst üste her seferinde artan oylarla, 1 milyon fark ile emanet eden İstanbullulara kafa tutan bir anlayış bu hizmetleri kesmek için her yola başvuruyor.” “TÜM BAŞKANLARIMIZ İKTİDARIN YALNIZ BIRAKTIKLARINA YOLDAŞLIK PEŞİNDE” “Bu otobüsün üzerinde sizleri selamlayan büyükşehir belediye başkanlarımızın her biri kendi şehirlerinde bir büyük başarının, bir büyük başarı hikayesinin mimarlarıdır. Tarih yazdılar, tarih yazmaya devam ediyorlar. Onlar yoksulun dostu, onlar soğuk havada yanmayan kaloriferi yakan, tütmeyen bacayı tüttüren, kaynamayan tencereyi kaynatan, yoksula, öğrenciye sahip çıkan, kreşler yapan, yurtlar yapan, bu iktidarın sırtını döndüğü kim varsa onların elini tutan, sırtını sıvazlayan, yüzünü güldüren kahramanlardır. Tüm büyükşehir belediye başkanlarımı saygı ile selamlıyorum. Onlara minnettarız, onlarla gurur duyuyoruz. Çünkü bu başkanlar yandaşlarını zengin etmenin peşinde değil. Bu başkanlar vatandaşlarını memnun etmenin; yoksula, zor durumda olanlara, gerçekten bu iktidarın yalnız bıraktıklarına yoldaşlık etmenin; onlarla birlikte bu ülkenin yarınlarına güvenle yürümenin peşindeler. İşte onlardan biri de çok sevgili Rıza kardeşimiz de bu ülkeye, bu şehre hizmet etmenin telaşıyla koca bir yaz dönemi boyunca aksattığı, uğrayamadığı, yanında olamadığı ailesine zaman ayırmak, hasta olan babacığının birkaç günlüğüne yanında olmak için ayrılmış, hasta babasını ziyarete gitmişti. Resmi ikametgahına sabahleyin 04:30’da kapıyı kırarcasına polisler dayandı. Anneciği kalktı, korkuyla kimin olduğunu sordu. ‘Aç’ dediler, ‘Açmazsan kırarız, Rıza’yı almaya geldik.’ Teyzem kapıyı açtı, dedi ki, ‘Evladım Rıza yok, hasta babasını ziyarete gitti. Arayıp çağırayım, gelir.’ Çünkü ana, oğlunu biliyor. Biz, birbirimizi biliyoruz. Bizim kimseden kaçmamızı gerektirecek hiçbir işimiz olmaz. Burada Sayın Erdoğan’a hatırlatayım. Ne benim, ne Sayın Kılıçdaroğlu’nun, ne partimizdeki herhangi bir genel başkanın atadığı hiç kimse hiçbir zaman hiçbir yere kaçmadı. Ama Erdoğan’ın atadıklarından Almanya’ya kaçanlar, Yunanistan’a kaçanlar, Pensilvanya‘ya sığınanlar, kaçamayıp da Silivri’de olanlar var. Hepsini sen atadın, sen atadın. Bizim içimizde savcı çağırınca gitmeyen hiç olmadı, olmaz, olmayacak. Bizde polis ifadeye çağırınca oraya koşmayan hiç olmadı ve olmayacak. Ama sizin atadıklarınız çağrıldıkları zaman yerinde yeller esiyorsa demek ki vaktiyle bu kurala, kanununa, devlete, millete ihanet edebilecekleri muteber sayıp atamışsınız. Biz böyle yanlışlar yapmadık, yapmayız. Çünkü Atatürk’ün partisinde yanlış olmaz, yanlış insan olmaz, vatanını, milletini sevmeyen olmaz.” “ESENYURT’A BAĞLAYACAKLARDI, O TEORİ ÇÖKTÜ” “Şimdi gelelim can alıcı birkaç detaya: Nasıl ulaşacaklar? Ne kulp takacaklar? Neyle suçlayacaklar? Sabahın köründe bir basın bildirisi. İçinde İhsan Aktaş adında bir işadamı. Tüm kamu kurumlarının ihalelerini takip eden, çokça ihale alan, bunun için neredeyse uzmanlaşmış güçlü bir şirketin sahibi İhsan Aktaş’ın adı suç örgütü lideri olarak geçiyor. Döndük baktık, bu insan kimin nesi? İhsan Aktaş ve şirketleri her yerde var. Parti ayırmadan her yerde var. Yerel yönetim, merkezi yönetim ayırmadan her yerde var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde var, en başta. Sayıştay‘da var. Devlet Hava Meydanları’nda, Türk Hava Yolları’nda var. Belediye dersen Trabzon Büyükşehir‘de de var, Isparta'da da var. Parti ayırmadan Türkiye’nin dört bir yanındaki araç ihalelerinde, temizlik ihalelerinde var. Beşiktaş’ta da var. Bugün sorgular yapılırken de ortaya çıkıyor. Alabildiği ihaleler var, alamadığı ihaleler var. Ama her ihalede bu şirket var. Bu şirketin ne CHP’yle ne Rıza Başkan’la doğrudan ya da dolaylı bir ilişkisi yok. Herkes gibi gelmiş, ihale dosyası almış, ihaleye girmiş, kazanırsa kazanmış, kaybederse kaybetmiş. Örneğin Esenyurt'ta ihaleyi almış, o ihaleyi aldıktan sonra iki aylık itiraz süresi beklenirken Ahmet Özer‘e kayyum atanmış. Ahmet Özer tek kuruş ödemeden, bir tek ödeme yapmadan görevden alınmış. Yerine atanan Beyoğlu Kaymakamı, çiçeği burnunda Vali Yardımcısı, Esenyurt Kayyumu dosyayı incelemiş. Bir ay uzatma vermiş. Bir ayın da sonunda ihaleyi uygun bulmuş, onaylamış ve bu hizmete karşı para ödemeye başlamış. İhsan Aktaş meselesi üzerinden hem Esenyurt’u, hem Beşiktaş’ı işe dahil edip güya, mümkün değil ama, ellerine yüzlerine bulaştırdılar ama, Esenyurt‘la Beşiktaş’ı ilişkilendirmeye kalktılar. O teori aslında kayyum döneminin içinde olduğu anlaşılınca çöktü.” “DÖRT GÜNDÜR ORADA NEDEN BEKLETİYORSUN?” “Dönüyorlar Beşiktaş’a. Bu kişinin buradaki İhalesine bakıyorlar, anormal bir şey yok. İşin ilginci bu kişi Beşiktaş’ta daha önce yaptığı işlerin de parasını alamamış. Niye alamamış? Çünkü ‘Silkeleyin’ diyor ya, ‘Paralara el koyun’ diyor ya, ‘CHP’ye huzur vermeyin’ diyor ya. Değil müteahhide ayrıcalık yapmak müteahhide parasını dahi ödeyememiş. Sonra bu müteahhide bir bina satılmış ama yapılan değer tespitinden pahalıya da satılmış. Müteahhide olan borçlar düşülmüş, aradaki fark alınıp bu binadaki emekçilerin ödenemeyen maaşları ödenmiş. Bir şu hale bakın, bakın camdan alkışlıyor. Çünkü biliyor Rıza Bey kötülük yapmadı. Onun evladının babası için çalıştı. Ne yaptıysa belediyeyi ayakta tutmak için, Beşiktaş’a hizmet etmek için yaptı. Şimdi dört gündür onu eksi üçüncü katta tutanlar, ‘İfadesini alacağız’ diyenler dört gün üç kat yerin dibinde tuttular. Sandalye üstünde oturttular, perişan ettiler. Nihayet bugün ifadesini dahi almadan ‘Ben kendim alacağım’ deyip Adliye’ye çağırdılar. Madem bugün alacaksın dört gündür ne bekletiyorsun? Madem sen alacaksın dört gündür orada niye bekletiyorsun? Eminim ki duyacak, eminim ki birkaç saat sonra da burada olacak. Rıza Akpolat kardeşime dayanışma alkışlarınızı, sevginizi ve kötülük yapanlara gücünüzü gösterin. Biz sadece size güveniyoruz. Sadece size güveniyoruz. Bu ülkede ‘Yerliyiz ve milliyiz’ diyenler, lafa gelince devlete toz kondurmayanlar, ‘Çok milliyetçiyiz’ diyenler… Bir ülkenin yönetimi merkezi yönetim ve yerel yönetim diye ikiye ayrılır. Belediye başkanı doğrudan halktan oy alan kamu görevlisidir. Siz bir sabah 05.00’te, gündüz çağırırsanız koşa koşa gelecek olan birinin kapısını kırmaya kalkarsanız, o kişiyi hastaneye götürürken sırf o fotoğrafı çektirmek için uyuşturucu baronuna yapmadığınız muameleyi Beşiktaş’ın seçilmiş, pırıl pırıl, genç belediye başkanına yaparsanız, o görüntüleri çeksin diye Adliye muhabirlerine önceden davet çıkarırsanız sizin yaptığınız iş Rıza Başkan’ı, Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanını değil; devletin seçilmiş kamu görevlisini itibarsızlaştırır. Buradan sesleniyorum, kendine ‘milliyetçi’ diyenlere, milliyetçi hassasiyeti olanlara, ‘Devletim de devletim’ diyenlere, devleti bu hale düşürenlere yazıklar olsun.” “BİZİ KARALAYACAKKEN SİZİ ALLAH ŞAŞIRTTI” “Şunu ifade etmek isteriz ki İhsan Aktaş’ın iş yapmadığı kurum kalmadığı gibi bu kişinin TEM Otoyolu üzerindeki ‘dünyanın en büyük benzin istasyonu’ olarak övündüğü, niyetlendiği yer belediyelerin ve karayollarının yetkisi ile öyle bir yer ruhsatlandırılamayacağı için buna belediyelerimiz, Karayolları imza atmadığı için bu İhsan Aktaş’ın şirketine özel olarak 4 Aralık günü Meclis’teki alakasız bir kanunun içine; torba yasaya bir madde eklediler. O maddeyle TEM’in üzerindeki yere benzin istasyonu dışında çeşitli plan tadilatları yapma ve ‘Ortadoğu’nun en büyük benzin istasyonuna imza atma yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiler. Ey Tayyip Erdoğan, bizim aday olarak atadığımız, Beşiktaş’ın da teveccüh gösterip rekor oyla seçtiği Rıza Başkan’ın İhsan Aktaş‘la özel bir irtibatı yok. Ama İhsan Aktaş’ın Ankara’da çalışan Meclis’e bir gece yarısı kendine özel bir madde ekletebilecek gücü var. Sen ‘İhsan Aktaş kiminle temas etti?’ diye arıyorsan uzaklara bakma yanı başında. Oraya bak. Allah şaşırttı sizi. Bir kişi üzerinden bizi karalayacaksınız derken Allah şaşırttı. Şimdi hepimiz İhsan Aktaş’ın AK Parti belediyelerde yaptığı işleri, kamu kurumlarında yaptığı işleri ve ona özel hazırlanan kanuni değişiklikleri görüyoruz, biliyoruz. Kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Şimdi göreceğiz, Rıza Akpolat, birazdan veremeyeceği hiçbir hesap olmayan Rıza Polat ifadesini verecek ve ümit ediyorum ki görevinin başına dönecek.” “ADLİYEYE SESLENİYORUM: HAK, HUKUK, ADALET” “Peki siz İhsan Aktaş’ın ihalesine girdiği kendi belediyelerinizi ya da kamu kurumlarını aynı muameleye tabi tutacak mısınız? Sayın Erdoğan, bu şehirde büyükşehir belediye başkanlığı yaptın. Döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 300 ihale dosyası soruşturuldu. Sen bir kez savcılığa gitmedin, ifade vermedin. Doğruydu. Çünkü belediye başkanları ihale sorumlusu değildir. İhaleye imza atanlar sorumludur, soru varsa onlara sorulur. Eğer belediye başkanları ihalelerin hepsinden sorumlu olsalar görevlerini yapamazlar. Bunu en iyi bilen, en yakından bilen kişilerden biri sensin. Rıza Akpolat’ı bu işe buradan dahil etmenin bir itibar suikastı olduğunu hepimiz biliyoruz, hepimiz bunun sonuna kadar farkındayız. Bu sürecin sonunda buradan seslenmek isterim ki Ankara’dan bir kişi, İstanbul’a bir kişiyi özel bir görevle; belediyelerimizi itibarsızlaştırmak, başkanlarımızı yormak, üzmek, sözde korkutmak ve sindirmek umuduyla görevlendirildi. O kişi İstanbul’da yargı üzerinde kanuna, nizama uygun olmayan talimatlar ve beklentilerle hareket ediyor olabilir. Biz Türkiye yargısının namuslu, şerefli, vicdanına ve kanuna bağlı, gayrısından tamamen bağımsız olması gereken savcılarının, hakimlerinin olduğunu biliyoruz. Kanunsuz emirlere, usulsüz taleplere siyasete alet edilmek üzere size iletilen talimatlara teslim olmayın. Buradan yollayana ve koşa koşa buraya gelene değil ama bugün verecekleri kararlarla tarihleri boyunca, mesleki hayatları boyunca bugünkü kararı sırtına yük etmek istemeyen yargı mensuplarına, bugün verecekleri kararla akşam yastığa başlarını koyduklarında vicdan azabı çekmemesi gereken yargı mensuplarına, onların da birer anne, baba, evlat, eş olduklarını hatırlatarak; ortada bir suç varsa kimseye acımayın. Ama olmayan bir suçu üretiyorlarsa, size ürettirmeye çalışıyorlarsa, masum insanları siyaseten itibarsızlaştırmak için okuduğunuz güzel mesleğinize, içtiğiniz anda, vicdanınıza karşı başka bir şey yapmak isteniyorsa sakın ha sakın. Bu milletin gözü, kulağı sizdedir, gönlü yücedir. Bugün yapılacak doğruyu da yapılacak yanlışı da unutmayacağız. Sizden adalet bekliyoruz, hukuk bekliyoruz. Buradan Adliye’deki pırıl pırıl savcılara sesleniyorum. ‘Hak, hukuk, adalet’ diyorum. Rıza için adalet, Beşiktaş için adalet, İstanbul için adalet istiyoruz. Bugün alınacak karardan sonra bu kararın hangi dosyada, hangi delille, ne şekilde alındığı ta yıllar sonra eninde sonunda ortaya çıkacak. Bugün kararı verecek, o dosyayı kapatacak kişiye soruyorum. Eğer o dosyada vicdanına göre kusur ve eksiklik varsa bunun hesabını elbette verirsin. Senin işin ve mesleğin o. Ama o dosya siyasi bir dosyaysa, o dosya suçsuz, günahsız insanlara kara çalmak için verilmiş bir talimat dosyasıysa, sakın ha sakın buna karışmayın. Yoksa o dosya bugün kapanır ama günü gelince açılır. O dosyada bir haksızlık varsa yapanlardan eninde sonunda hesap sorulur. Bunu kimse unutmasın.” “SİZ SAHİP ÇIKTIKÇA İYİLİK KAZANACAK” “Rıza Başkan’ın seçildikten sonra yanına varıp çayını içmiştim Rıza Başkan Beşiktaş’ı sevdiğini, zor bir yer olduğunu, gündüz çok kalabalık, gece tenha olduğunu, gündüzki nüfusa geceye göre para geldiğini, hizmetin zor olduğunu ve bütün belediye başkanlarımız gibi devletin tüm kurumlarının bir gözünün belediyede olduğunu, devletin imkanlarının zayıf olduğunu, buradaki emniyet istediğinde emniyete, savcılık isteyince savcılığa, hangi kurum olursa olsun… Ki Beşiktaş’ta hepsinin fazlası var, eksiği yok… Yardıma koştuklarını, araç gereç verdiklerini, yardım ettiklerini anlatmıştı. Tanıyan herkes bilir. Rıza Akpolat devletçidir, milliyetçidir, vatanına, milletine bağlı, namuslu, çalışkan bir gençtir. Böyle birinin ve onun şahsında bütün gençlerin devlete ve adalete olan inancının sarsılmaması elzemdir. Rıza Akpolat’ı; her sabah kalkıp koşa koşa geldiği belediyesinde büyük bir iştahla, büyük bir hevesle hizmet için koşturan, gencecik birini, sadece ve sadece CHP belediyeciliğini yıpratmak için, Cumhuriyet Halk Partisi’ne uzanmak için kimse hedefine almasın. Rıza Akpolat, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, hepimizin evladıdır, kardeşidir, onurumuzdur. Hepimiz sonuna kadar onun arkasındayız. Burada olacağız. İstanbul’da, Beşiktaş ilçe başkanımıza ve yönetimine, il başkanımıza ve yönetimine, tüm ilçe başkanlarımıza, bugün burada olan ve Beşiktaş’ın iradesine, Beşiktaş özelinde Türkiye’de halkın iradesine sahip çıkan örgütümüze ve İstanbul’un dört bir yanından yapılan çağrıya uyarak koşup gelen sizlere, hiçbir mecburiyeti olmadığı halde bu dondurucu, soğuk havada, bu meydanları dolduran sizlere minnettarız. Burada olmaya, irademize sahip çıkmaya, demokrasiyi korumaya, kötülüğün karşısında durmaya devam edeceğiz. Bekliyoruz, Başkanımızı bekliyoruz. Rıza Akpolat’ın Beşiktaş ile yeniden kucaklaşmasını bekliyoruz. Selam olsun Rıza’ya, selam olsun Beşiktaş’a, selam olsun sizin gibi cesur yüreklere. Eğilmeyenlere, bükülmeyenlere selam olsun. Doğru - düzgün olanlara, kalbinde aşk olanlara, vatan sevdası olanlara selam olsun. Sizi seviyoruz. Siz burada oldukça, siz güç verdikçe, sahip çıktıkça bu kötüler hiçbir şey yapamaz. Eninde sonunda, siz kazanacaksınız, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak. İyilik kazanacak, iyiler kazanacak. Cesurlar kazanacak, korkakça saldıranlar kaybedecekler. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun. İyi ki varsın Beşiktaş, iyi ki varsın İstanbul.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.