Burhanettin Bulut: "Artık Gazeteciler İçin 24 Temmuz, Bir Bayram Değil; Bir İsyan ve Direniş Günüdür"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü'nde yayımladığı mesajda, sosyal medyanın sansüre uğradığını, gazetecilerin baskı ve sansürle mücadele ettiğini belirtti. "Basın susturulursa, halk da susar" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 24.07.2025 10:59
Haber Güncellenme Tarihi: 24.07.2025 10:59
https://www.haberalmedya.com/

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü'nde bir mesaj yayımlayarak, sosyal medyanın bile sansüre maruz kaldığını ve vatandaşların haber alma hakkının sistematik bir şekilde engellendiğini belirtti. "Kamu kaynaklarıyla ayakta duran TRT, gerçekleri aktarmaktansa hükümetin sesi olma görevini üstlenmiştir. 24 Temmuz, gazeteciler için artık bayram değil; bir protesto ve direnç günüdür" ifadelerine yer verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında şu noktalara dikkat çekti:

“Sansürün kaldırılmasının sembolü olan 24 Temmuz, bugün Türkiye'de basın üzerindeki baskı ve sansürün etkisinin derinden hissedildiği bir dönemde karşılanmaktadır. Gazeteciliğin özgürlük ve gerçek uğruna savaştığı bu anlamlı gün, basın çalışanlarının yargılandığı, susturulmaya çalışıldığı ve hedef alındığı bir ortama dönüşmüştür. Halkın doğru bilgiye erişim hakkını savunan onurlu gazetecilik, iktidar tarafından bir propaganda aracı haline getirilmek istenmektedir.

"RTÜK’ÜN AĞIR PARA CEZALARIYLA VE YAYIN DURDURMALAR KAÇINMAZ OLMUŞ DURUMDA"

Saray'ın rahatsız olduğu her haber, RTÜK ve İletişim Başkanlığı aracılığıyla yaftalanmakta; eleştirel her ses düşman ilan edilmektedir. Gazeteciler, güvencesiz çalışma koşullarında emeklerinin karşılığını alamadan, sendikal hakları engellenmiş bir şekilde, gözaltı, mahkeme ve cezaevi tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye'de günümüzde gazetecilik, Basın İlan Kurumu'nun ilansız bıraktığı; RTÜK’ün ağır para cezaları ve yayın durdurmaları uyguladığı; internet sitelerinin keyfi olarak engellendiği bir zor ortamda yapılmaya çalışılmaktadır.

"BASINI SUSTURMAK HALKI SUSTURMAKTIR, HALKIN HABER ALMA HAKKINI YOK SAYMAKTIR"

Özgür kalan tek mecra olan sosyal medya sansüre maruz kalmakta, vatandaşların haber alma hakkı sistematik olarak yok sayılmaktadır. TRT dahi kamu kaynaklarıyla ayakta duruyorken, gerçekleri yansıtmak yerine hükümetin sesi olmuştur. Artık gazeteciler için 24 Temmuz bir bayram değil; bir isyan ve direniş günüdür. Medya ve gazetecilere yönelik bu zulme karşı ses çıkarmaya, gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğiz. Basını susturmak, halkı susturmak ve haber alma hakkını yok saymaktır. Bu da ülkeyi karanlığa taşımaktır.

"GAZETECİ ÖZGÜR OLMADAN HALK DA ÖZGÜR OLAMAZ"

Bugün, her gazeteci halkın haber alma hakkı için mücadele ederken, aslında Türkiye’nin demokrasisi, özgürlüğü ve geleceği için de savaşmaktadır. Medyanın sıkıştırıldığı, gazetecilerin gerçekleri dillendirdikleri için hedef alındığı, tutuklandığı bu dönem, demokrasi tarihimizde utançla hatırlanacaktır. Gazeteciliğin ateşten gömlek giymek olduğu bu zorlu zamanlarda, gerçekleri yazan, sözlerini sakınmayan ve toplumu bilgilendiren gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Basın özgür olmazsa demokrasi var olamaz; gazeteci özgür olmazsa toplum da özgür değildir. Her türlü baskıya karşı gerçeğin peşinde koşan, korkmadan, yılmadan mesleğinin onuruna sahip çıkan gazetecilere selam olsun. Basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda sağlandığı bir Türkiye dileğiyle…”